Asgari ücretle çalışanlar: Bize her şey lüks

Asgari ücretle çalışan iki kadın: Ayşe ve Zeynep. Kazandıkları 2 bin 800 lira ile hem evin hem de çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamak için mücadele veriyorlar. İkisi de gelecekten umutsuz.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR – Bir yıldır bir firmada muhasebeci olarak çalışan Ayşe, 8 yaşındaki kızının gözünün içine bakıyor konuşurken. Tek isteği, henüz ilkokula giden kızına iyi bir gelecek sunmak. Ancak aylık geliri ile bunu yapmak kolay değil. Kazancının bazen kızının ihtiyaçlarını karşılamak için yetmediğini paylaşmak da… Ama o, bunlardan bahsederken zaman zaman kızına dönüp “Şimdi değil ama sonra yapabiliriz. Konuşuyoruz biz bunları” diye açıklıyor.

48 yaşındaki Ayşe, eşi ve kızıyla Kurtuluş’ta yaşıyor. Kitabevinde çalışan eşi pandemi nedeniyle işini kaybetmiş. O günden bu yana da işsiz. Bu nedenle evde görev dağılımını yeniden yapmışlar. Eşi, evle ve kızlarıyla ilgilenirken Ayşe de yaklaşık 15 kişinin çalıştığı işyerinde 09.00-18.00 mesaisini tamamlıyor.

Tek gelirle yaşamanın zorluklarını anlatıyor Ayşe: “Hayatta olup biten şeyleri takip etmeye, uzak kalmamaya çalışan insanlarız. Aldığım maaş ile her şeyi yapabilirim diye yaşayamıyoruz maalesef. Maaşım ancak temel tüketim ihtiyaçlarımızı karşılayacak durumda. Bunun dışına çıkamıyoruz, öyle bir durumumuz yok. Zorluyor tabi ki, gıdamızdan, daha önce yapmaktan keyif aldığımız şeyler olan tiyatro, sinema gibi şeylerden sınırlıyoruz kendimizi. Örneğin, kızımın istekleri oluyor. Müziği seviyor, tiyatroyu seviyor. Drama kursuna göndermek istiyorum ama yapamıyorum. Evde kızımla konuşarak çözmeye çalışıyoruz bu durumu. ‘Yapacağız ama bugünkü hayat koşullarımız buna uygun değil, beklemeliyiz’ diyoruz.”

‘KOMBİYİ ARALIK SONUNA KADAR AÇMAYI DÜŞÜNMÜYORUM’

Pandemide bir ara hem eşinin hem de kendisinin işsiz olduğunu söylüyor. 1,5 yıl boyunca aile desteği ile geçindiklerini, ihtiyaçlarından kısmaya o dönemde başladıklarını belirtiyor. Ayşe, faturalardan korktuğu için kombiyi henüz açmayanlardan: “Aralık sonuna kadar da açmayı düşünmüyoruz. Çünkü doğalgaz faturasıyla karşılaşmak istemiyoruz. Doğalgaz faturasının bile bizi etkileyeceğini tahmin edebiliyoruz.” Ekim ayı elektrik faturasının 310 lira gelmesine şaşırdığını ve kızdığını şu cümlelerle ifade ediyor: “Elektrik faturası çok yüksek geldi ki, çok elektrik tüketen bir aile değiliz. Sadece çamaşır makinesi ve buzdolabı çalışıyor. Buna rağmen fatura 310 lira geldi. İtiraz etmeye gittiğimizde de dilekçe yazmamızı istediler. Ödemeyi yapmak zorunda kalıyorsunuz ki, itirazımızdan bir şey çıkacağını da sanmıyorum. O faturayı ödememek için hayatımdan kısıyorum, ona göre yaşıyorum ama yine de karşılaştığım şey bu. Her şeyden kısmaya çalışsan da mutlaka bazı ihtiyaçlar çıkıyor." Bu duruma, bizimle buluşmaya gelirken yaşadığı olayı örnek veriyor Ayşe: “Kızım dışarıda dolaşırken üşüdüğünü söyledi. Mağazaya girip bir şeyler bakalım dedik. Bir çocuğun giyebileceği bir parça şey kaç para olabilir en fazla? 50 lira olur diye düşündüm. Uzun kollu, küçük bir tişört 90 liraydı. Satıcıya, ‘şaka mı yapıyorsunuz’ dedim. O da ‘dolar yükseliyor ve bu ürünü ancak bu fiyata satarsam maliyetlerimi karşılayabilirim’ diye cevap verdi.”

‘İKTİDAR DEĞİŞİRSE BELKİ EKONOMİ DÜZELİR’

Uzun, kahverengi, ışıltılı gözleriyle konuşulanları dinliyor 8 yaşındaki Güneş. Ayşe, her ondan bahsettiğinde yüzünde kocaman bir gülümseme beliriyor. Ayşe, kızının resim yapmayı çok sevdiğinden kendince şiirler de yazdığından bahsediyor. Onun yeteneklerine göre bir eğitim almasını istiyor. Ancak kendi gücü şu an buna yetmiyor. O da pek çok kişi gibi yurt dışında daha iyi bir gelecek olabileceği ihtimali üzerinde duruyor: “Daha önce böyle düşüncelerimiz yoktu ama şimdi hem kendimiz hem de kızımın geleceği için yurt dışına gitmeyi düşünüyoruz. İsviçre’de akrabalarımız var, onlarla konuşuyoruz..." Ayşe, seçim olsa da bir şeylerin düzeleceğine inanmıyor. “Ekonomik durumun iyileşme ihtimali var mı?” sorusunu “İktidar değişirse, belki” diye cevaplıyor. Asgari ücrete yapılması planlanan zamla ilgili de “Asgari ücrete yapılması planlanan zam benim yaşam biçimimi etkilemez. Hayatımda neyi kısıyorsam aynen kısmaya devam ederim. Elimi rahatlatacak bir rakam değil bahsedilen 3 bin 600 lira. En fazla şu olur: Eve iki elma alırken üç tane alırım” diye konuşuyor.

ÜNİVERSİTEYE HAZIRLANAN KIZININ TÜM İHTİYAÇLARINI TEK BAŞINA KARŞILIYOR

Zeynep de Ayşe ile yaşıt. 48 yaşında, üniversiteye hazırlanan 18 yaşında bir kızı var. İzmir’de yaşıyor. Ülkenin farklı noktalarında birbirlerinden haberi olmadan yaşayan bu iki kadını asgari ücret ve hayat pahalılığı nedeniyle yaşadıkları zorluklar birleştiriyor. Tabi bir de çocuklarının geleceği için taşıdıkları endişeler… Beş yıl önce boşanan Zeynep, eski eşinden hiçbir şekilde maddi destek görmediğini söylüyor. Onun da isteği, Ayşe ile benzer: Kızının iyi bir geleceğinin olması. Bunun yolunun da yurt dışında okumaktan geçtiğini söylemiş kızına... 

Boşandıktan sonra anne ve babasının yanına dönen Zeynep, o günden beri bir AVM içindeki mağazada satış danışmanı olarak çalışıyor. “Saatler boyu ayaktasınız, gün ışığını görmüyorsunuz. Kafanızın üstünde sürekli spot ışıkları var. Bir süre sonra gözler bulanık görmeye başlıyor. Göz bozukluğu, varis gibi şeyler bizim meslek hastalığımız” diye anlatıyor çalışma koşullarının zorluklarını. Mağazada prim usulüyle çalıştıklarını vurgulayarak zaman zaman gelirini bu yolla artırabildiğini belirtiyor: “Aylık kişisel kotalarımız oluyor. Bu satış kotasının yüzde 80’ini tamamladığınız andan itibaren prim alıyorsunuz. Kasım ayından örnek vereyim. 112 bin liralık kota verildi. Bunun yüzde 80’ini yaptığımda prim olarak elime yaklaşık 600 lira geçiyor. Yüzde 100 yaptığımda ise yaklaşık 2 bin lira prim alacağım ki, pandemi döneminde bunu gerçekleştirmek de zor.”

‘EVDE SOSYALLEŞİYORUZ ÇÜNKÜ DAHA EKONOMİK’

Ailesiyle yaşadığı için kendini şanslı hissediyor Zeynep. Bu dönemde kira vermemeyi “lüks” olarak tanımlıyor. Kira vermese de evin faturalarına ve mutfak masraflarına katkıda bulunuyor ve sayıyor giderleri: “Mutfak giderimiz 1500 lirayı buluyor ki, bu sadece gıda kısmı. 500 lira da doğalgaz, elektrik ve su faturası. Ama bunlar kışa girmeden önceki faturalar. Kışın bu rakamlar, 750 lirayı hatta bin lirayı bulabiliyor. Benim kazancımın bin lirası sadece bunlara gidiyor. Kalan 1800 liranın kendi payıma düşen kısmında yol parası var, artık yetişkin bir kızınız var, onun harçlığı var, dershane masrafı var, aylık 1550 lira ki, bu en ucuzu.” Daha bu masrafların içinde kıyafet, sosyalleşme ya da kültürel faaliyetlerin hiçbirinin olmadığını vurgulayarak, “Hiçbir şey yapamıyoruz, çünkü ona ayıracağımız bir bütçe yok. Yaptığımız sosyal faaliyet arkadaşlarımızla dışardan buluşmaktan ziyade evde görüşmek. Çünkü daha ekonomik. Çok nadir durumlarda dışarda bir yerde bir çay ya da kahve içiliyor. Bu da artık lüks. Çünkü en ucuz içecek 7,5 liradan başlıyor. Görece iyi bir yere oturursanız da en az 10-15 lira arasında ki, hiçbir şey yememeniz lazım” diye anlatıyor.

‘AY SONUNA EKSİYLE GİRMEYEN YOKTUR’

O da pek çok kişi çeşitli yollarla tasarruf ediyor. İşyerinden verilen yemek kartını ev alışverişi için kullanıp öğle yemeğini evden götürüyor. Daha önceleri arkadaşlarıyla arada öğlen yemeklerini dışardan söylediğini belirterek “O da lüks artık” diyor. Beş senedir kendi için hiçbir şey yapmadığını vurguluyor: “Elimdekilerle idare ediyorum. Ayakkabı gibi bir ihtiyacım olursa internette indirimlere bakıyorum, öyle alıyorum. Kızım da alıştı, o da böyle alışveriş yapıyor. Akşamları televizyon ışığı dışında ışık açmıyoruz. Suyu kullanırken dikkat etmeye çalışıyoruz. Dışarda çok fazla vakit geçirmemeye özen gösteriyoruz.” İş arkadaşlarının da benzer durumda olduğunu belirterek, “Ay sonuna eksiyle girmeyen insan yoktur diye düşünüyorum. Bunu yapabilmek mucize çünkü” diye konuşuyor. Beş yıl önceki gelir durumuyla günümüzü kıyasladığında ise örneği altından veriyor: “Beş sene önce asgari ücretle altın alabiliyordum ben yatırım amaçlı. Bu şimdi mümkün değil.” Asgari ücrete yapılması planlanan zammın da yetersiz olduğu görüşünde. Ona göre asgari ücret, asgari geçim şartlarının sağlanabilmesi için 7 bin lira olmalı...

NOT: Haberde geçen isimler editör tarafından değiştirilmiştir.