Asgari ücrette zam sonrası: Biz yaşayan ölüyüz

Asgari ücret, ocak ayından itibaren yüzde 50 zamla 4 bin 253 liraya yükseltildi. Ancak asgari ücretlilerin çoğu zammın yetersiz olduğunu düşünüyor ve ekonomik durumun düzeleceği inancı taşımıyor.

Google Haberlere Abone ol

Meral Candan

DUVAR - Tarih 16 Aralık 2021… Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yaptığı basın açıklamasıyla Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun çalışmalarını tamamladığını belirterek 2022 yılı için asgari ücret zammını yüzde 50 olarak ‘müjde’ledi. Böylece 2 bin 825 lira olan asgari ücret, 4 bin 250 liraya yükseldi. Asgari ücretteki artışın ekonomideki dengeleri olumsuz olarak tetikleyeceğini söyleyen de oldu, bunu sevinçle karşılayan da…

Ancak aradan geçen iki ay gibi kısa bir sürede TL’de yaşanan değer kaybı, elektrik başta olmak üzere benzin ve doğal gaza gelen zamlar ve temel ihtiyaç ürünlerinde yaşanan fiyat artışları nedeniyle asgari ücret zammının daha işçinin eline geçmeden eridiği savunuldu pek çok ekonomist ve siyasi parti temsilcisi tarafından. Gerçekten böyle miydi?

Erdoğan, 16 Aralık 2021'de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde işçi ve işveren temsilcileri  ile düzenlediği toplantıda asgari ücrete yüzde 50 zam yapıldığını açıkladı. 

‘ASGARİ ÜCRET 2 BİN 800 İKEN ALIM GÜCÜ DAHA YÜKSEKTİ’

Asgari ücrete zam tartışmaları öncesi Ahmet’e zammın hayatını kolaylaştırıp kolaylaştırmayacağını sormuştuk. Ahmet 24 yaşında bir genç olarak şu isyanda bulunmuştu: “Gezmem, eğlenmem, kariyerim için çalışmam gereken zamanda ay sonunu nasıl getireceğim diye düşünüyorum.” İki ev arkadaşıyla birlikte yaşayan Ahmet, faturaların iki katına çıktığını özellikle elektrik faturasının çok rahatsız edici olduğunu anlatıyor. Kasım ayında konuştuğumuzda kişi başına düşen fatura ödemesinin ortalama 200 lira olduğunu, genel ev masrafının da 750 lira olduğunu belirtmişti.

Aradan geçen zamanda Ahmet, kombiyi az yakmalarına rağmen 350 lira doğal gaz faturası geldiğini, arkadaşlarına ise bin liralık fatura geldiğini belirterek kendilerini şanslı hissettiğini söylüyor. Daha önce 180 lira civarında gelen elektrik faturasının 390 liraya çıktığını, faturaları üçe bölseler de gelen rakamın kendileri için fazla olduğunu ifade ediyor. Konu gıda fiyatlarına gelince Ahmet “Bu zamların gıdadan giyime her sektöre yansıyacağının farkındaydım fakat bu kadar hızlı olmasını beklemiyordum. Market fiyatları  ayda öyle arttı ki, asgari ücretlinin aldığı yüzde 50 zam ile başa baş noktaya geldi” diye konuşuyor. Ahmet’e göre asgari ücret 2 bin 800 lira iken alım gücü daha yüksekti. Ahmet, önümüzdeki aylarda durumun daha kötüye gideceği beklentisi taşıyor ve ekliyor: “Asgari ücret daha önce de yetersizdi, şimdi yine yetersiz.”

‘ELEKTRİK FATURASINA TEPKİ GÖSTERECEĞİM’

Babasıyla birlikte İzmir’de yaşayan Okan da hayat pahalılığından şikayetçi. 33 yaşındaki Okan, Ahmet ile benzer fikirde: “Asgari ücrete zam yapılmadan önce daha iyiydi durumumuz.” Okan, hafta içi asgari ücretle okul taşımacılığı yapıp hafta sonları da kitapevinde çalışıyor. Babasıyla yaşadıkları evin kira olmadığını vurgulayarak başlıyor konuşmasına çünkü ona göre bir de kira verselerdi geçinmeleri çok daha zor olurdu. Abisiyle altlı üstlü yaşadıkları için iki eve ortak fatura geldiğini söylüyor. İki ayda yaşanan zamlardan o da rahatsız: “Elektrik faturası iki ay içinde üç katı geldi. 600 lira geliyordu, sonra 1400 lira oldu. Bu ay da 1800 geldi. Ben zaten evde duran biri değilim. Babam odun sobası kullanıyor, klima falan da kullanmıyoruz. Buna rağmen fatura çok yüksek.” Okan, elektrik dairesine gidip faturaya tepki göstereceğini hatta faturayı ödemeyeceğini belirtiyor.

‘BİZ ŞU AN YAŞAYAN ÖLÜYÜZ’

Babasının bir yerde bekçilik yaptığını ve çalıştığı yerden odun verildiği için ısınma giderleri olmadığını anlatan Okan, zamlara tepkisini şöyle dile getiriyor: “Şu an evli ve çocuklu olsaydım, üstüne kirada otursaydım, ya intihar ederdim ya da hırsızlık yapardım. Bu dönemde hırsızlık yapanlara kızamıyorum.” Okan haftanın yedi günü çalışıyor, ona rağmen ay sonunu zor getirdiklerinden dem vuruyor. Bir sosyal hayatı olmadığını da şöyle anlatıyor: “Bir kafede çay en az 7 liradır ki, şu an fiyatlarını bile bilmiyorum. Sadece hafta sonları evimde oturur, bir iki bira alırım. Keyfim bu kadar.” Bir iki ay önce kahvaltı için iki boyoz aldığını söyleyen Okan “Artık almıyorum, o şu an lüks geliyor bana” diyor ve içinde bulunduğu durumu “biz şu an yaşayan ölüyüz” olarak tanımlıyor. Okan’ın ekonominin düzeleceğine dair umudu olup olmadığı sorusuna cevabı ise “Mahallede bir komşumuz var bizim, adam geçinemediği için gündüzleri fabrikada çalışıyor, akşamları da hurda toplamaya gidiyor. Ekonomi düzelmez” oluyor.

‘BİZİM EVE YOKSULLUK SINIRI KADAR MAAŞ ANCAK GİRİYOR’

Osman, Çanakkale’de yaşıyor. Evli ve bir çocuğu var. Kendisi asgari ücretle bir yerde işçi, eşi ise memur. Osman da yapılan zammı anlamsız buluyor: “Normalde 100 lira civarında gelen elektrik faturamız 192 lira geldi. Merkezi sistem kullanıyoruz. Bu nedenle 12 ay boyunca 250 lira kömür parası ödüyoruz. Doğal gazı banyo ve mutfak için kullanıyoruz sadece.” Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin yaptığı araştırmayı hatırlatarak yoksulluk sınırının 10 bin lirayı aştığına işaret ediyor: “Bizim eve yoksulluk sınırı kadar maaş ancak giriyor.” Geçinebilmek için asgari ücretin en az 9 bin lira olması gerektiğini savunan Osman, “Sınıf bilincine sahip, devrimci biriyim. Sermaye tarafının emekçilere verdiği sadaka ücret zammına sevinecek bir taraf yok” diyor.

‘ÜÇÜNCÜ BİR İTTİFAK KURULURSA ONA OY VERMEYİ DÜŞÜNÜYORUM’

Zam yapıldıktan sonra işverenin işçilere “tatile gidersiniz artık” dediğini belirten Osman buna da tepkili: “Ne tatili? Emeği ile geçinen insanlara tatil lüks. Ayda iki kitap alıp onu okuyoruz, onun dışında bir sosyal hayatımız yok, bir de evde film seyrediyoruz. Hepsi bu…” Maddi güçlerinin evde eskimiş ya kırılmış eşyaları değiştirmeye yetmediğini Osman şu örnekle anlatıyor: “LCD televizyon almıştık. Ama kızım, annesine kızıp kumandayı televizyona fırlatmış, ekran kırılmış. Elektronik eşyalar son dönemde çok pahalandığı için değiştiremiyorum, şimdi tüplü televizyon kullanıyoruz.” Osman, ekonominin seçimle düzeleceğine inanmıyor. Muhalefeti de sağlıklı bulmuyor. Emek ve demokrasi adı altında üçüncü bir ittifak kurulursa oyunu ona vermeyi düşündüğünü söylüyor.

‘KİMSE TEK BAŞINA EV GEÇİNDİRMİYOR’

Evli ve iki çocuk babası Tahir, İstanbul’da yaşıyor. 48 yaşındaki Tahir, haftanın altı günü bir otelin yemek dağıtımını yapıyor. Eşi de arada ev temizliğine gidiyor. Tahir’in de aylık giderlerini öğrenerek asgari ücret zammının ellerini rahatlatıp rahatlatmadığını öğrenmeye çalışıyoruz ancak Tahir elektrik ve doğal gaz fatura bilgilerini paylaşmak istemiyor ve odun kömürü fiyatlarından bahsetmeyi tercih ediyor: “Elektrik faturasında tabi ki fark oldu. Bugün atıyorum, doğalgaz yakmıyorsunuz, odun kömürü yakıyorsunuz. Odun kömürünün tonu da bin lira. Zaten bu fiyatı buluyor.” Odun kömürü kullanıp kullanmadığı sorusuna cevabı ise “hayır” oluyor. Tahir, hiç kimsenin tek başına ev geçindirmediğini vurgulayarak yapılan zammın hayatında bir şey değiştirmediğini anlatıyor.

‘DAHA KÖTÜLERİNE BAKIP BUNA DA ŞÜKÜR DİYORUM’

Gıda masraflarıyla ilgili konuşmak istediğimizde aslında kimsenin zor geçinmediğini söyleyerek “Milyonlarca insan var aç, kamplarda susuz, elektriksiz yaşayan… Onlara bakmak lazım. Daha kötülerine bakıp buna da çok ‘şükür’ diyorum. Tabi ben de isterim Kartalkaya’da Uludağ’da olmayı... Olmayınca olmuyor, Yaradan’ın verdiğine şükretmek lazım” ifadelerini kullanıyor. Asgari ücret zammıyla alım güçlerinin artıp artmadığı sorusuna cevabı ise “Bütün dünyada var sorun. Pandemi yüzünden oldu. Sen de biliyorsun ki, dünyada yüzde 50 oranında enflasyon var. Her ülkede enflasyon yüksek. Valla bunları şaka demiyorum, her akşam televizyon izliyorum" oluyor. Tahir’e göre işsizlik yok, işsiz olduğunu söyleyenler evden çıkıp iş bakmayanlar… “Güzel kardeşim eskiden iki kişi çalışıp ev bakıyordu, şimdi de öyle” diyen Tahir, zeki olanların hayatta kaldığını da sözlerine ekliyor. Tahir olası seçimlerde bir hükümet değişikliği istemediğini anlatarak “Ben patronumdan memnunum. Ülkemizde açlık yok, açgözlülük var” diye konuşuyor.

Not: Haberdeki isimler editör tarafından değiştirilmiştir.