Askeri harcamaların entropi ekonomisi

Silahlanma sistemik entropinin temel nedenlerindendir ve askeri harcamalar küresel istikrarsızlığı, gelir ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini, çevresel bozulmayı artırıcı etki yapar.

Fotoğraf: Pixabay
Google Haberlere Abone ol

Küresel askeri harcamalar, büyük ölçüde Rusya-Ukrayna savaşı ve Asya-Pasifik bölgesi ile Orta Doğu’da devamlı artan gerilim dolayısıyla yükselmeye başladı. 2023 yılında küresel askeri harcamalar yüzde 6,8 arttı. Bu, 2009 yılından bu yana gerçekleşen en yüksek yıllık artış oranı (Tian vd., 2024). Bu yükseliş eğiliminin devam edeceğini tahmin etmek hiç zor değilken, gittikçe yükselen jeopolitik gerilimler çağında askeri harcamaların nedenlerini ve sonuçlarını incelemek ise hiç olmadığı kadar önemli ve elzem.

Entropi ekonomisi, sistemlerin düzensizliğe ve istikrarsızlığa doğru hareketini ifade eder. Daha detaylı biçimde bu kavram, kaynakların geri dönüşü olmayan şekilde tükenmesini, sistemik eşitsizlikleri ve ekolojik açıkları anlatır (Galbraith ve Chen, 2025). Militarizasyon ile ilişkili biçimde düşünüldüğünde ise entropi ekonomisi, militarizasyonu sistemik istikrarsızlık yaratan ve düzensizliği sürdüren bir süreç olarak kavramsallaştırır ve bu da askeri harcamaları anlamak için oldukça kapsamlı ve işlevsel bir teorik çerçeve sunar. Bu yaklaşım, özellikle küresel güç dinamikleri bağlamında askeri harcamaların kaynakları nasıl tükettiğini, eşitsizlikleri nasıl güçlendirdiğini ve istikrarsızlığı nasıl sürdürdüğünü vurgular. Dahası, bu teori, militarizasyonu toplumsal cinsiyet ve çevresel boyutlarıyla ele alarak ulusal ve küresel düzeyde entropinin artmasına nasıl sebep olduğunu gösterir.

ASKERİ HARCAMALARIN ENTROPİ EKONOMİSİ

Askeri harcamalar, kaynakları geri dönüşü olmayan şekilde tüketmesiyle termodinamik entropiye benzer. Silahlar zamanla eskidiği için teknolojik ilerleme ve silahlanma yarışı nedeniyle kullanışsız hale gelir ve bu durum, kaynakların israfına yol açar. Bu harcamalar, sürdürülebilir ve üretken sektörlere yapılabilecek yatırımların yerine yapılmaktadır ve böylece birikimsel sonuçlara yol açmaktadır. Zira, askeri harcamaların yol açtığı istikrarsızlık sistemik entropiye yol açar. Militarizasyon, silahlanma yarışları, çatışmalar ve yanlış kaynak tahsisi yoluyla istikrarsızlık yaratır. Bu istikrarsızlık bir kısır döngü yaratır; silahlı çatışmalar ve savaşlar daha fazla askeri harcamaya yol açar ve küresel eşitsizlikler ile çevresel bozulmaları daha da artırır. Artan küresel eşitsizlik ve iklim değişikliği ise yerel ve küresel gerilimleri sürdürür, yeni gerilimler yaratır.

Askeri harcamaların görünüşteki nihai hedefi ulusal güvenliği ve küresel düzeni sağlamaktır. Ancak, genellikle askeri harcamaların sonuçları bu hedeflerle çelişir. Silahlanma yarışı tehdit algısını sürekli kıldığı için her daim bir ulusal güvenlik sorunu yaratır; yani, var oluş nedenini. Benzer şekilde, belirli bir “küresel düzen”i oluşturmaya ve sürdürmeye çalışan süper güçler, genellikle küresel anlamda istikrar sağlamaktan çok istikrarsızlık yaratır. Dolayısıyla, doğası gereği askeri harcamalar “denge” ile değil “dengesizlik” ile açıklanır; yani, askeri harcamaların en temel özelliği dengesizlikten beslenmesidir. Askeri harcamaların rekabetçi ve asimetrik yapısı, doğal olarak istikrarı engeller. Bu nedenle, askeri harcamaların doğası, varsayımsal bir denge kavramı üzerine kurulu olan ana akım ekonomi teorilerinden ziyade entropi ekonomisine daha uygundur.

GÜVENLİK ARAYIŞI DAHA ÇOK GÜVENSİZLİK YARATIR

Küresel Askeri-Sanayi Kompleks, askeri harcamaların entropi ekonomisindeki en temel unsurdur. Genellikle silah üreticisi gelişmiş ülkeler silahları yoksul ve çatışma eğilimli bölgelere ihraç eder. Bu durum, gelişmiş ülkelerin ekonomilerini daha da güçlendirirken başka bölgelerdeki istikrarsızlığı körükler ve artan istikrarsızlık silah talebini daimî kılar. Yoksul ülkeler, sınırlı kaynaklarını askeri harcamalara tahsis ederek genellikle sosyal harcamalarından ödün verir (Fan vd., 2018; Töngür ve Elveren, 2015; Zhang vd., 2017). Keza, bu konudaki kapsamlı bir çalışmamda, silah ihracatının genel kâr oranları üzerinde pozitif, silah ithalatının ise negatif bir etkisi olduğunu göstermiştim (Elveren, 2019; 2021). Bu ülkelerin, silah alım anlaşmalarına kolayca imza atabilmeleri ise zayıf kurumsal yapılarının bir sonucudur. Demokrasi düzeyinin düşük olduğu ülkelerde genellikle askeriyeye daha fazla kaynak tahsis edilir ve tahsis edilen bütçelerin denetimi ve hesap verebilirlik de oldukça kısıtlıdır (Töngür vd., 2015).

Mevcut istikrarsızlık, daha yüksek askeri harcamaların varlık nedenine dönüşür. Gelişmiş ülkelerde özel sektör, “ulusal güvenlik” şiarının güvenli çatısı altında askeri sektöre yatırım yaparak bu istikrarsızlıktan muazzam kâr sağlar. Bu durum, Küresel Askeri-Sanayi Kompleks’in nasıl işlediğini gösterir: Merkez ülkeler, yarı-çevre ülkelerin kendi küçük ölçekli askeri-sanayi komplekslerini oluşturmalarına izin verir. Bu mini kompleksler, merkez ülkelerin çıkarlarıyla çatışmaz, aksine küresel çatışmaların daha da yoğunlaşmasını sağlar ve dolayısıyla merkez ülkelerdeki Askeri-Sanayi Kompleks’lerin kârlılığını artırır (Elveren, 2025). Bir başka ifadeyle, militarizasyonun rekabetçi yapısı, herhangi bir denge veya kalıcı istikrarın sağlanmasını önler. Güvenlik arayışı paradoksal bir şekilde daha fazla güvensizlik yaratır.

ASKERİ HARCAMALAR, TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİNE DE YOL AÇAR

Sistemik istikrarsızlığı sürdürmenin yanı sıra, militarizasyonun toplumsal cinsiyet eşitsizliğine ilişkin önemli sonuçları da vardır. Militarizasyon, saldırganlık, hâkimiyet ve kontrol gibi özellikleri yücelterek ataerkil normları güçlendirir. Bu özellikler, genellikle hegemonik erkeklikle ilişkilendirilir. Bu normlar, kadınları ve feminen olarak addedilen liderlik tarzlarını marjinalleştirerek sistemik eşitsizliği ve düzensizliği sürdüren katı hiyerarşik yapılara yol açar. Yağmacı devletin militarize eril yapısı ile askeri üretim arasında doğrudan bir ilişki vardır. Militarize eril yağmacı devlet aynı zamanda, finans sektörünün askeri sektöre katılımını artırır (Topbaş ve Elveren, 2024; Akçagün-Narin ve Elveren, 2024). Küresel Askeri-Sanayi Kompleks çatısı altındaki devletler, gerçek terörizm ve düşman tehdidini pragmatik biçimde kullanarak küresel düzeyde yüksek askeri harcamaları meşrulaştırmaya çalışır. Ancak, militarizasyon sosyal refah yatırımlarını dışlar ve bu durum özellikle kadınlar ve diğer savunmasız grupların refahında daha büyük kayıplara yol açar. Kadınlar, refah devletinin küçülmesinin yükünü sırtlanır. Sonuç olarak, “yağmacı devletin de bir “cinsiyeti” vardır; bu devlet, “militarize eril” bir kimliğe sahiptir, evi ve bir anlamda tüm yaşam alanı (küresel) Askeri-Sanayi Kompleks’tir ve kadınların ücretsiz emeğine dayanarak varlığını devam ettirir” (Topbaş ve Elveren, 2024).

Militarizasyon toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirir. Askeri üretime ayrılan kaynaklar, sağlık ve eğitim gibi sosyal hizmetlere yapılan yatırımları azaltarak kadınları orantısız bir şekilde etkiler. Militarize toplumlarda cinsiyet temelli şiddet genellikle daha çok görülür ve bu da toplumsal istikrarsızlığı artırır. Militarize toplumlarda kadınlar karar alma süreçlerinden dışlanır, bu da kapsayıcı ve eşitlikçi bir yönetişim anlayışını sekteye uğratır. Nitekim, çok sayıda ampirik çalışma, yasama organlarında kadın temsilinin, daha yüksek sosyal harcama ve/veya daha düşük askeri harcama ile ilişkili olduğunu göstermektedir (Hughes ve Paxton, 2019). Başka bir deyişle, ataerki, dışlayıcı uygulamaları ve sistemik şiddetiyle toplumları istikrarsızlaştırdığı için bir entropi kaynağı haline gelir. Bu istikrarsızlık, daha fazla askeri harcamayı meşrulaştırır ve sistemik entropi döngüsünü sağlar.

MİLİTARİZASYON ÇEVRE KİRLİLİĞİNİN EN ÖNEMLİ SEBEPLERİ ARASINDA YER ALIR

Askeri kurumlar, genellikle “ulusal güvenlik” ayrıcalığı nedeniyle çevre koruma yönetmeliklerinden muaf tutulur. Oysa bu kurumlar, çevresel kirliliğin en büyük kaynaklarından biridir (Seager, 1993; Runyan ve Peterson, 2014). Bu çevresel zarar, özellikle temiz su ve yakacak odun gibi kaynaklara bağımlı olan az gelişmiş ülkelerdeki kadınları orantısız bir şekilde etkiler (Runyan ve Peterson, 2014). Silah üretimi için kullanılan hammaddeler ve operasyonlarda tüketilen fosil yakıtlar da dahil olmak üzere, askeri faaliyetler doğal kaynakların büyük ölçüde tükenmesine neden olur. Bu durum, ekosisteme zarar verir ve çevresel entropiyi hızlandırır. Askeri sektör, sera gazı emisyonu üretimini önemli ölçüde artırarak sürdürülebilir kalkınmanın engellerinden biri olur (Elgin vd., 2022). Ayrıca militarizasyonun yol açtığı çevresel bozulma, su, verimli toprak ve diğer temel kaynakların kıtlığını artırarak, bu kaynaklara erişim nedeniyle silahlı çatışma riskini yükseltir (Gleditsch, 2019).

Özetle, askeri harcamalar, ekonomik, sosyal, çevresel ve sistemik unsurları olan çok boyutlu bir entropiye yol açar. Ekonomik entropi, fırsat maliyetlerini, silahların eskimesini ve kaynakların yanlış tahsisini içerir. Sistemik entropi, dünya genelindeki süregiden silahlı çatışmaları, belirli ülkeler veya NATO ve Şanghay İşbirliği Teşkilatı gibi müttefik örgütler arasındaki silahlanma yarışını ve yoksul ülkelerin silah ithalatına bağımlılığını ifade eder. Çevresel entropi, askeri faaliyetlerin karbon emisyonları, ormansızlaşma ve ekolojik açıklar üzerindeki etkilerini ifade eder (Belcher vd., 2019). Sosyal entropi ise gelir eşitsizliğini (Ali, 2007; Biscione ve Caruso, 2021) ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini (Elveren ve Moghadam, 2022; Elveren vd., 2022; Elveren, 2023) yansıtır. Ayrıca, post-Keynesyen modeller, askeri harcamaların daha yüksek gelir eşitsizliğine (Elveren vd., 2023) ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine (Elveren, 2024) yol açarak ekonomik büyümeyi olumsuz etkilediğini göstermektedir.

SONUÇ YERİNE

Entropi ekonomisi, askeri harcamaların geri dönüşü olmayan ve düzensizlik yaratan etkilerini vurgular. Ana akım ekonomi teorisinin aksine, entropi ekonomisi, ekonomik süreçlerin kaynakları tükettiğini, verimsizlik yarattığını ve sistemik istikrarsızlıkları artırdığını vurgular. Askeri harcamalar, güvenlik sağlamak yerine daha fazla istikrarsızlık ve sistemik risklere yol açar. Militarizasyonu sistemik entropinin temel nedenlerinden biri olarak ele alan bu yaklaşım, askeri harcamaların küresel istikrarsızlığı, gelir ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini, çevresel bozulmayı nasıl artırdığını ortaya koyar.

*Prof. / İzmir Ekonomi Üniversitesi


KAYNAKÇA

Akçagün-Narin, P., and Elveren, A. Y. (2024) ‘Financialization and Militarization: An Empirical Investigation’, Review of Radical Political Economics, 56(1), pp. 70-100. https://doi.org/10.1177/04866134231167204

Ali, H. E. (2007) ‘Military expenditures and inequality: Empirical evidence from global data’, Defence and Peace Economics, 18(6), pp. 519-535. https://doi.org/10.1080/10242690701331501

Belcher, O., Bigger, P., Neimark, B. and Kennelly, C. (2019) ‘Hidden carbon costs of the “everywhere war”: Logistics, geopolitical ecology, and the carbon boot-print of the US military’, Transactions of the Institute of British Geographers, 45(1), pp. 65-80. https://doi.org/10.1111/tran.12319

Biscione, A. and Caruso, R. (2019) ‘Military expenditures and income inequality evidence from a panel of transition countries (1990-2015)’, Defence and Peace Economics, 32(1), pp. 46-67. https://doi.org/10.1080/10242694.2019.1661218

Elgin, C., Elveren, A. Y., Özgür, G. and Dertli, G. (2022) ‘Military spending and sustainable development’, Review of Development Economics, 26(3), pp. 1466-1490. https://doi.org/10.1111/rode.12893

Elveren, A. Y. (2019) The Economics of Military Spending A Marxist Perspective. London: Routledge.

Elveren, A. Y. (2021) Askerî Harcamalar ve Ekonomi Eleştirel Bir Yaklaşım. İstanbul: İletişim Yayınları.

Elveren, A. Y. (2023) ‘Militarization, gender inequality, and growth: a feminist-Kaleckian model’, Journal of Post Keynesian Economics, 47(2), pp. 245–262. https://doi.org/10.1080/01603477.2023.2201823

Elveren, A. Y. (2024) ‘Does Militarization Hinder Female Labor Income Share?’, Peace Economics, Peace Science and Public Policy, 30(1), pp. 55-75. https://doi.org/10.1515/peps-2023-0057

Elveren, A. Y. (2025) Heterodox Economics of Military Spending. London: Routledge.

Elveren, A. Y. and Moghadam, V. M. (2022) ‘Militarization and Gender Inequality: Exploring the Impact’, Journal of Women, Politics & Policy, 43(4), pp. 427-445. https://doi.org/10.1080/1554477X.2022.2034430

Elveren, A. Y., Moghadam, V. M. and Dudu, S. (2022) ‘Militarization, Women’s Labor Force Participation, and Gender Inequality: Evidence from Global Data’, Women’s Studies International Forum, Volume 94, 102621 https://doi.org/10.1016/j.wsif.2022.102621

Elveren, A. Y., Töngür, Ü. and Myers, T. (2023) ‘Military Spending and Economic Growth: A Post-Keynesian Model’, The Economics of Peace and Security Journal, 18(2), pp. 51-65. https://doi.org/10.15355/epsj.18.2.51

Fan, H. L., Wei, L. and Coyte, P. C. (2018) ‘Do military expenditures crowd-out health expenditures? Evidence from around the world, 2000–2013’, Defence and Peace Economics, 29(7), pp. 766-779. https://doi.org/10.1080/10242694.2017.1303303

Galbraith, J. K. and Chen, J. (2025) Entropy Economics The Living Basis of Value and Production. Chicago and London: The University of Chicago Press.

Gleditsch, N. P. (2019) ‘Whither the weather? Climate change and conflict’, Journal of Peace Research, 49(1), pp. 3-9. https://doi.org/10.1177/0022343311431288

Hughes, M. M. and Paxton, P. (2019) ‘The Political Representation of Women over Time’, In The Palgrave Handbook of Women’s Political Rights, ed. Susan Franceschet, Mona Lena Krook, and Netina Tan, 33-51. London: Palgrave Macmillan.

Runyan, A. S. and Peterson, V. P. (2014) Global Gender Issues in the New Millennium, 4th ed. London: Routledge.

Seager, J. (1993) Earth Follies: Coming to Feminist Terms with the Global Environmental Crisis. New York: Routledge.

Tian, N., da Silva, D. L., Liang, X. and Scarazzato, L. (2024) ‘Trends in World Military Expenditures’, SIPRI Fact Sheet, April 2024.

https://www.sipri.org/sites/default/files/2024-04/2404_fs_milex_2023.pdf

Topbaş, D. and Elveren, A. Y. (2024) ‘Yağmacı finansal devletin cinsiyeti’ BirGün, 13 Mart 2024.

https://www.birgun.net/makale/yagmaci-finansal-devletin-cinsiyeti-515137

Töngür, Ü. and Elveren, A. Y. (2015) ‘Military expenditures, income inequality, and welfare and political regimes: A dynamic panel data analysis’, Defence and Peace Economics, 26(1), pp. 49-74. Available at: https://doi.org/10.1080/10242694.2013.848577

Töngür, Ü., Hsu, S. and Elveren, A. Y. (2015) ‘Military Expenditures and Political Regimes: Evidence from Global Data, 1963-2000’, Economic Modelling, 44, pp. 68-79.  https://doi.org/10.1016/j.econmod.2014.10.004

Zhang, Y., Xiaoxing, L., Jiaxin, X. and Wang, R. (2017) ‘Does military spending promote social welfare? A comparative analysis of the BRICS and G7 countries’, Defence and Peace Economics, 28(6), pp. 686-702. https://doi.org/10.1080/10242694.2016.1144899