Aslıhan Alkılınç için adalet çağrısı

Elazığ’da boşanmak istediği eşi tarafından öldürülen Aslıhan Alkılınç davası yarın Elazığ'da başlıyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR- Elazığ'da boşanmak istediği ve daha önce yedi kez şikayetçi olduğu eşi Ali Alkılınç tarafından çocuklarının gözü önünde öldürülen Aslıhan Alkılınç cinayetiyle ilgili açılan davanın ilk duruşması yarın (2 Eylül) saat 14.00'te görülecek. 

Nilda Baltalı

Aslıhan Alkılınç ailesinin gönüllü vekilliğini üstlenen Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği üyesi avukat Nilda Baltalı, ‘’Katilin Aslıhan’a yönelik olarak defalarca kez ölüm tehditleri, cinsel içerikli tehditler ve hakaretlerde bulunduğu dava dosyasına da yansıdı. Önceden birçok dosya ile Aslıhan bu hayattan kurtulmaya çalışıyordu. 7 kez şikayette bulundu, uzaklaştırma kararları, mesajlar, telefon kayıtları, tehditler, hiçbiri Aslıhan’ın katilini durdurmaya yetmedi. Çünkü Aslı’nın şikayetlerini önemsemediler. Bu şikâyetlerden sadece 3 tanesine dava açıldı’’ dedi.

Açılan davaların takipsizlikle sonuçlandığına dikkat çeken Baltalı, ‘’Hakkında uzaklaştırma kararı çıkarılan eşi tarafından 5 Haziran’da zorla arabaya bindirilmeye çalışıldı. İhbar üzerine olay yerine gelen polis, Aslıhan Alkılınç’ı kurtarırken gözaltına alınan Ali Alkılınç ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Bu olaydan dört gün sonra Ali Alkılınç, çocuklarının gözleri önünde Aslı Alkılınç’ı ve annesini bıçakladı’’ diye konuştu.

Ülkemizde hala koruyucu bir sistemin mevcut olmadığını belirten Baltalı şöyle devam etti: ‘’Yasalar ve cezalar ne kadar şiddetli, ağır olursa olsun uygulanmadıkları sürece hayatlarımız elimizden alınıyor. Her şeyden öte, bir kadının canice katledilmesini konuşmadan önce onu nasıl bu şiddet sarmalının içerisinden çekip çıkarabiliriz bunu konuşmamız gerekiyor. Bu tarz bir sistem Türkiye’de ve dünyada henüz oturtulabilmiş değil. Böylesine bir koruma sistemi hayata geçirilse dahi, toplumdaki çağdışı gerici erkek egemen zihniyet değiştirilmedikçe Aslıhan gibi nice kadınlar hayattan kopartılacaklar."

Baltalı, ‘’Ali Alkılınç’ın en ağır cezayı alması için elimizden geleni yapacağız’’ dedi ve ekledi: ‘’Ülkemizde bir kadının daha katledilmesine göz yumamayız. Ancak Aslıhan’ın hikayesinde en can alıcı örneğiyle görülmektedir ki yalnızca bizim çabalarımız yetmiyor, zira şu anda Aslıhan nefes almıyor. Defalarca kez bunun önüne geçmek için fırsatını olanlar Aslıhan’ı korumaktan ziyade şiddet uygulayan erkeği korumayı seçtiler.’’

Baltalı şöyle devam etti:

‘’Biz kadın katillerinin sadece eşi kasten öldürme suçuna girdiğinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına -o da çoğu zaman haksız tahrik veya pişmanlık gibi gerekçelerle müebbete çevriliyor- itiraz ediyoruz. Kadınlar tasarlanarak da öldürüyor kimi zaman canice canavarca da öldürülüyorlar. Amasız fakatsız kriterleri varsa ağırlaştırılmış müebbet cezaları verilmeli. Yoksa müebbet hapis cezası demek af ve erken salıverilme hükümleri gereği çok az ceza verilmesi demektir. Ayrıca müebbet alanlar açık cezaevinde kalabilirler. Bu da yılın birçok gününde dışarıda aramızda gezmeleri anlamına geliyor. Ceren Özdemir cinayeti gibi olaylar karşılaşabiliriz demek oluyor. Mücadelemiz buna izin vermemek için sürüyor."

’BU GERİCİLİK DÜZENİ KADINLARDAN KORKUYOR’

Baltalı. kadın cinayetlerinin önlenmesi için topyekün nasıl bir mücadele edilmeli sorumuzu ise şöyle yanıtladı:

"Kadının kendi geleceği hakkında söz sahibi olması örgütlü bir biçimde engelleniyor. Devletiyle, yargısıyla tek elden bütünlüklü bir mücadele sürdürülüyor. Açıkça söyleyebiliriz ki, bu gericilik düzeni kadınlardan korkuyor ve birer köle haline getirmek istiyor. Yoksulluğa çare bulunmayan bir ülkede boşanma hakkı gerçek bir hak olmaktan çıkar. Bu hakka saldırılar sürdükçe boşanma kadının sahip olduğu fakat mücadele etmesi gereken çok yorucu bir süreç olarak süregeliyor. Biz kadınların her daim kendi hayatları hakkında karar vermek istediklerinde öldürüldüklerini görüyoruz. Reddettiği bir erkek, ayrılmak istediği koca veya sevgili tarafından, yalnızca gösterdikleri direnç nedeniyle kadınlarımız öldürülüyor."

’UYGULANMADIĞI SÜRE İYİ CEZANIN ANLAMI YOK’

Ceza vermenin yeterli olmadığına dikkat çeken Baltalı sözlerini şöyle tamamladı:

‘’Ülkemizde kolluk güçleri ve yargının doğrudan veya dolaylı olarak sebebiyet verdiği kadın düşmanlığı, kadını güçsüzleştirmekte, savunmasız hale getirmekte. Eşanlamlı olarak mevcut feodal yapının korunmasını sağlamakta ve erkeğin gücünü pekiştirmekte. Zaten bahsettiğimiz düşmanlık gücünü tam da burdan alıyor. Esasında mevcut yasalarda kadını ve çocuğu koruyan maddeler olmakla beraber, kanunu uygulayanların yorum ve uygulama şekilleri ana sıkıntıyı oluşturuyor. Pek çok kez bu uygulama ve yorumlar erkek egemen feodal düzeni desteklemeye yönelik olduğu için bizlerin daha sağlam durması gerekiyor. Uygulanmadığı sürece en iyi yasanın bile anlamı yoktur. Kadınların öldürülmemeleri için yalnızca yasalar, sözleşmeler yetmez; uygulanmaları gerekir.’’

'SANIK, İFTİRA ATARAK SAVUNMA YAPIYOR'

Önce Kadınlar ve Çocuklar Derneği'nin dün yaptığı yazılı açıklamada ise şöyle dendi: 

"Aslıhan Alkılınç davasının vekilliğini gönüllü olarak üstlenmiş bulunmaktayız. Sanık olarak Ali Alkılınç’ın yargılandığı dosyada, iddianame kapsamında savcılık Türk Ceza Yasasının 82.maddesi uyarınca, kasten eşini öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet ceza almasını istendi. Bütün kadın katillerinin yaptığı gibi Sanık Ali, Aslıhan’a yönelik iftiralarda bulunarak kadın düşmanı söylemleriyle savunma yapmaktadır. Akıl sağlığının yerinde olmadığını öne sürerek kurtulmaya çalışmaktadır. Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan davada ilk duruşmamız 02 Eylül 2021 tarihinde saat 14:00’te davanın ilk celsesi görülecektir. Sanığın en ağır cezaya hükmedileceği fikrindeyiz"