Atılım Üniversitesi'nde yüz yüze eğitim: Tehlikeyle karşı karşıyayız
Pandemi sürecinde çok sayıda üniversite uzaktan eğitim kararı alırken Atılım Ünversitesi kısmi yüz yüze eğitimin uygulanacağını duyurdu. Üniversitede görevli bir grup akademisyen, vaka ve hastane doluluk oranı yüksek olan Ankara'da bu kararın alınmasının kendilerini tedirgin ettiğini belirterek, "İşimizi kaybetmekten daha büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız" dedi.
ANKARA - Korona virüsü salgını devam ederken üniversitelerin çoğu güz döneminin uzaktan eğitimle tamamlanması yönünde kararlar aldı. Ankara'da bulunan Atılım Üniversitesi ise, pandemi etkisinde geçmesi beklenen güz dönemine ilişkin kısmi olarak yüz yüze eğitim kararı aldı. 5 Ekim tarihinde başlayacak güz dönemine ilişkin duyuru yayımlayan üniversite yönetimi, kısmen yüz yüze ve kısmen uzaktan olmak üzere hibrit eğitim modelinin uygulanacağını duyurdu.
Öğrenci ve akademisyenlere HES Kodu zorunluluğu da getiren üniversitenin yüz yüze eğitim kararına tepki gösteren bir grup üniversite çalışanı akademisyen ortak bir bildiri yayımladı. Vaka ve hastane doluluk oranı yüksek olan Ankara'da yüz yüze eğitim kararı alınmasının kendilerini tedirgin ettiğini belirten akademisyenler, "Neredeyse tüm sağlık otoriteleri tarafından işlerin daha kötüleşmeye başlayacağı beklentisi olan Ekim ayında, 5 Ekim itibariyle başlaması planlanan bu model yürürlüğe girmeden, üzücü olayların ve kayıpların önünü almak, çalışan ve öğrenci sağlığını tehlikeye atmadan süreci yürütebilmek adına derslerin uzaktan sürdürülmesini istiyoruz" dedi.
'TÜM DERSLERİN SINAVLARI ÜNİVERSİTEDE YÜZ YÜZE YAPILACAK'
Atılım Üniversitesi pandemi dönemindeki eğitime ilişkin aldığı kararında İngilizce hazırlık öğrencilerinin normal şartlarda 20 kişiden oluşan sınıf sayılarının 12-13'e düşürüldüğünü, öğrencilerin üç ayrı gruba ayrılarak her bir gruba haftada iki gün yüz yüze eğitim verileceğini belirtti. Lisans ve ön lisans eğitiminde bir kısım derslerin tümüyle uzaktan öğretim (online) yöntemiyle yapılacağını belirten üniversite yönetimi, "diğer derslerin büyük bir kısmı kısmen yüz yüze ve kısmen uzaktan öğretim (online) ile, az bir kısmı ise tümüyle yüz yüze gerçekleştirilecektir" dedi. Hangi derslerin hangi yöntemle yürütüleceğine ilişkin bilgiler ise üniversite tarafından ayrıca duyurulacağı belirtildi.
Öğrencilere ve akademisyenlere HES Kodu zorunluluğu getiren üniversite yönetimi kısmi yüz yüze eğitime ilişkin detayları ise şu ifadelerle duyurdu:
-Kısmen yüz yüze kısmen uzaktan öğretim ile verilecek dersler üniversitede haftalık dönüşümlü yapılacaktır. Haftalık dönüşümler öğrenci numaranızın son rakamı esas alınarak yapılacaktır. Bu çerçevede bir hafta öğrenci numarası tek rakamla biten öğrenciler, diğer hafta ise çift rakamla biten öğrenciler bu derslere girmek için üniversiteye geleceklerdir. İlk hafta öğrenci numarası tek rakamla biten öğrenciler üniversiteye geleceklerdir.
-Kısmen yüz yüze kısmen uzaktan öğretim ile verilecek dersler, ders sırasında kayıt altına alınacaktır. Bu kapsamda üniversitemizde bu derslerin işleneceği sınıflara kamera ve mikrofon sistemi kurulmuştur. Kayıt altına alınan derslerin linkleri dersten sonra dersin öğretim elemanı tarafından Moodle sistemi üzerinden sizlerle paylaşılacaktır. Kısmen yüz yüze, kısmen uzaktan eğitim olarak yürütülen derslerin video kayıtları Zoom sisteminde öğrencilerimizin erişimine açık olacaktır. Bu tür derslere devam etmek zorunlu olmayıp isteğe bağlıdır.
-Laboratuvar ve uygulamaların önemli bir bölümü üniversitede yüz yüze gerçekleştirilecektir. Bu konuya ilişkin düzenlemeler Fakülteler/Bölümler tarafından yapılacak ve web sitemizde ilgili sayfalarda sizlere duyurulacaktır. Bu tür derslere katılım zorunludur.
-Tüm derslerin ara sınavları ve yarıyıl sonu sınavları üniversitede yüz yüze yapılacaktır.
-Sınavların yüz yüze yapılmasının mümkün olamayacağı bir ortam oluşması halinde, sınavlar güvenli bir sınav programı üzerinden yapılacaktır. Bu çerçevede, öğrencilerimizin kameralı bir bilgisayara erişimlerinin olması ve sınav kurallarına uymaları gerekmektedir.
'SON DERECE TEDİRGİNİZ'
Atılım Üniversitesi yönetiminin pandemi döneminde yüz yüze eğitim kararına tepki gösteren bir grup akademisyen ise karara ilişkin fikirlerinin alınmadığını belirterek bir açıklama yayınladı. "Şu an itibariyle en riskli ve hastane doluluk oranı en yüksek şehirlerden birisi olan Ankara’da alınan bu karar bizleri son derece tedirgin etmekte ve sağlık sistemine yönelik potansiyel bir tehdidi de içerisinde barındırmaktadır" diyen akademisyenler gerekli tedbirler alınarak güz döneminin uzaktan eğitim sistemiyle tamamlanmasını talep etti.
Atılım Üniversitesi çalışanları olarak pandemi sürecinde işlerini koruduklarını, başka işyerlerinde yaşanan işten çıkarmaların, maaş düşürme ya da ücretsiz zorunlu izin gibi uygulamaların şimdilik işyerlerinde uygulanmadığını belirten akademisyenler şunları kaydetti:
İŞİMİZİ KAYBETMEKTEN DAHA BÜYÜK TEHLİKEYLE KARŞI KARŞIYAYIZ: Güz dönemi yaklaşırken, üniversite çalışanları olarak işimizi kaybetmekten daha büyük tehlikeyle karşı karşıyayız. Geçtiğimiz günlerde, 2020- 2021 Güz dönemi için örgün (yüzyüze) eğitim modelini de içeren hibrit adı verilen yeni bir öğretim yöntemine geçileceği akademik personele iletildi. Bu sisteme göre, bazı ortak servis derslerinin yanı sıra 65 yaş üzeri olan ya da sağlık engelini resmi olarak belgelendirebilen hocaların dersleri uzaktan eğitim şeklinde Zoom platformu üzerinden yapılacak. Bu istisnaların dışında kalan tüm diğer dersler ise “hibrit” ya da “örgün” olarak yapılacak. Örgün dersler için öğrencilere, zımnen de olsa, devam zorunluluğu getirilmekte ve kapalı ortamlarda 45’er dakikadan 3 saatlik derslerin yapılması beklenmekte. Hibrit olarak tabir edilen derslerde ise öğrenciler numaralarına göre iki gruba ayrılacak ve her grup haftalık dönüşümlü olarak derse devam edecek. O hafta derse devam etmeyecek olan öğrenci grubu dersi, ders esnasında alınacak kamera kayıtlarından dijital platform üzerinden takip edecek. Bu model planlanırken, kanımızca olası tepkilerin önünü almak nedeniyle, bölümlerle iletişime ve koordinasyona geçilmeyerek, süreç tamamen merkezi ve şeffaflıktan uzak bir şekilde sürdürüldü. Hangi hocanın, dersini hangi yöntemle ve ne zaman vereceği son ana kadar bizlere ve öğrencilere bildirilmedi (halen de bildirilmiş değil) ve planlama adeta bir oldu bitti meselesine dönüştürüldü. Derslerin başlamasına bir hafta kala hala bu bilgiden yoksunuz.
ELEŞTİRİLER SAVUŞTURULMAYA ÇALIŞILDI: Şu an itibariyle en riskli ve hastane doluluk oranı en yüksek şehirlerden birisi olan Ankara’da alınan bu karar bizleri son derece tedirgin etmekte ve sağlık sistemine yönelik potansiyel bir tehdidi de içerisinde barındırmaktadır. İlk olarak öğrencilere ilan edildikten sonra hocalara bildirilen bu planlamaya dönük eleştiriler ise Rektör yardımcısı tarafından, personel veya öğrencide hastalık çıksa bile bunu üniversiteden kaptığı anlamına gelmeyeceği ve bunun ispatlanamayacağı, insanların nasıl olsa evde durmadıkları gibi argümanlarla 22-09-2020 tarihinde Zoom üzerinden yapılan bilgilendirme toplantısında savuşturulmaya çalışılmıştır.
HOCALARIN DERSLERİ GÜVENLİ BİR ŞEKİLDE SÜRDÜREMEYECEĞİ AŞİKAR: Bahar dönemi sonunda öğrencilere bir anket yapıldığı ve bu ankete göre öğrencilerin yüz yüze eğitim istediği söylemi dolaşıma sokulmuştur. Ancak bu anketin içeriği, kaç öğrencinin katıldığı ve sonuçları gibi hiçbir somut bilgi bizlerle ya da öğrencilerimizle paylaşılmamıştır. Yönetim tarafından şeffaflık, diyalog ve paylaşımdan uzak bir biçimde alınan bu kararda önceliğin, eğitim ve sağlıktan ziyade ticari kaygılara verildiği izlenimi doğmaktadır. Hibrit derslerde uygulanacak olan dönüşüm sistemi, o hafta gelmeyecek öğrencilerin öğretim elemanıyla etkileşimini kesip süreci bir nevi açıköğretim programına dönüştürerek, canlı uzaktan eğitim derslerine oranla daha etkisiz hale getirme potansiyeli taşımaktadır. Özellikle sözel derslerde, öğrencilerin ve hocaların derslerini maskelerle, siperliklerle nefesleri kesilmeden, tanımlanan süreler doğrultusunda etkin ve güvenli bir biçimde sürdüremeyecekleri aşikardır. Hocaları ve öğrencileri kapalı ortamda yaklaşık 135 dakika bir arada tutacak olan örgün derslerle ilgili olarak da en az hocalar kadar öğrencilerin ve ailelerinin de endişeli olduğunu haberlerini alıyoruz. Bu kararın temelinde yatan kaygı ne yazıktır ki “yeni normal” olarak adlandırılan sürece adapte olmaktan imtina eden üniversite yönetiminin “yeni” görünümlü bir eğitim modeli altında pandemi öncesi düzene neredeyse eksiksiz geri dönme isteğidir.
YÖK'ÜN TAVSİYESİ GÖRMEZDEN GELİNDİ: Sağlık Bakanlığının YÖK’e vermiş olduğu ve YÖK’ün 4 Eylül tarihinde üniversitelere gönderdiği yazıda belirtilen, teorik derslerin “yüz yüze ve olabildiğince aynı ortamda bulunmadan yapılması” tavsiyesi görmezden gelinmiştir. Üniversite kurumlarında düşük riskli çalışma ve eğitim yöntemleri uygulayabilme imkanı diğer işyerlerine oranla daha mümkünken, ücretli çalışanların pandemi öncesi düzendeki gibi mesailerini sürdürmelerini, öğrencilerin kampüse gelerek dersliklerde ya da restoranda/kantinde eskisi gibi vakit geçirmelerini hedefleyen ve maalesef eğitim ile sağlığın önüne ticari kaygıların konulduğunu düşündürten bir süreç söz konusu. Bu kararın çalışanlara, öğrencilere ve sahada amansız bir mücadele veren sağlık personeline getireceği fayda ise neden olabileceği zararların yanında pek yok gibi.
DERSLERİN UZAKTAN SÜRDÜRÜLMESİNİ İSTİYORUZ: Neredeyse tüm sağlık otoriteleri tarafından işlerin daha kötüleşmeye başlayacağı beklentisi olan Ekim ayında, 5 Ekim itibariyle başlaması planlanan bu model yürürlüğe girmeden, üzücü olayların ve kayıpların önünü almak, çalışan ve öğrenci sağlığını tehlikeye atmadan süreci yürütebilmek adına derslerin uzaktan sürdürülmesini istiyoruz. Bizler de öğrencilerimizi ve sınıflarımızda eskisi gibi ders yapmayı özledik. Uzaktan eğitim sisteminin, hem hocalar hem de öğrenciler açısından birtakım eksikleri ve zaafları olduğunu tecrübe ettik. Ancak, itaate zorlandığımız bu modelin ve ardında yatan yönetsel tutumun yaratacağı dönüşü olmayabilecek riskler düşünüldüğünde, maalesef Atılım Üniversitesi’nden daha sağduyulu davranarak uzaktan eğitim kararı almış birçok diğer üniversite gibi, uzaktan eğitim modelinin olası sorunlarının daha risksiz ve telafi edilebilir olacağını düşünmekteyiz.