Atilla Eren Apartmanı davası: Herkes topu birine atıyor, kimden hesap soralım?

Atilla Eren Apartmanı'nın yıkılmasıyla ilgili davada konuşan bir depremzede, "Herkes topu birbirine atıyor biz ne yapalım? Belediyeden mi müteahhitten mi arsa sahibinden mi hesap soralım?" dedi.

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

HATAY - Hatay’ın Antakya ilçesi Ekinci Mahallesi'nde, 6 Şubat 2013 depremlerinde 219 kişinin hayatını kaybettiği Atilla Eren Apartmanı'nın yıkılmasıyla ilgili davanın ikinci duruşması bugün görüldü.

Hatay 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya 11 sanık avukatı ve 2 müşteki avukatı katıldı.

MÜTEAHHİT GÜNSAY: HEYACANLIYDIM EKSİK SAVUNMA YAPTIM

Duruşma sanıkların söz almasıyla başladı. Duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanan tutuklu sanık müteahhit Hikmet Günsay, bir önceki duruşmada hasta ve heyecanlı olduğu için bazı noktalarda eksik savunma yaptığını, ek savunma yapmak istediğini söyledi.

Atilla Eren Apartmanı'nın resmi şantiye şefi olan Buket Günsay'ın babası Hikmet Günsay, bir önceki duruşmada, mimarlık okuyan kızını onore etmek için resmiyete şantiye şefi yaptığını, kızının binayla alakası olmadığını söyledi. Bu duruşmada ise yine aynı şekilde kızının sadece resmiyette şantiye şefi olduğunu yineledi fakat ek olarak fiiliyatta şantiye şefliğini, Türk vatandaşlığına geçen Suriyeli Ahmet Azus'un yaptığını öne sürdü.

Günsay, binanın yapımından, müşterilere anahtar vermesine kadar her şeyden Ahmet Azus'un sorumlu olduğunu iddia etti. Kızının hiçbir suçu olmadığını savunan Hikmet Günsay, serbest bırakılmasını istedi.

Tutuklu sanık Buket Günsay, binanın hiçbir aşamasında görev yapmadığını, babasının resmiyette kendisini şantiye şefi göstermesinden dolayı tutuklu olduğunu söyledi. Ailesinin dağıldığını, cezaevinde çok zor şartlarda kaldığını belirten Günsay, tahliyesini talep etti.

'RUHSAT VERENLER BURADA DEĞİL'

Zirve Yapı Denetim firması sahibi tutuklu sanık Gökhan Tutar, bir önceki duruşmada ifadesini tekrarlayarak sadece şirketin sahibi ve elektrik mühendisi olduğunu, inşaat işiyle alakası olmadığını iddia etti.

Mahkemeye "Burada amaç dosyaları açığa çıkarmak mı yoksa günah keçisi mi arıyorsunuz?" diye soran Tutar, "7 katta beton numunesi çürük, zeminden su çıkıyor. Mimar, mühendis, jeoloji mühendisi, belediyeden ruhsat verenler burada değil ama ben tutukluyum" dedi.

'YARIM METREDEN 3 METREYE KADAR KİLLİ VE SUYA DOYGUN BİR ZEMİN'

Tutar'ın avukatı Ömer Faruk Gerger, bu depreme "asrın felaketi" denildiğini ama "asrın rant canavarlığı, asrın ihmali olduğunu" söyledi.

Binanın zeminine dikkat çeken avukat Gerger, "Yarım metreden 3 metreye kadar killi ve suya doygun bir zemin. Yapı yıkıldığında nebati kil ve toprak birbirinden ayrıldığı raporda geçiyor. Böyle bir zemine nasıl 17 kat yapılıyor. Buraya izni kim verdi? Rant budur işte. Burada birden fazla suçlu var, onlar nerede?" diye konuştu.

Ömer Faruk Gerger, müvekkili Gökhan Tutar’ın kaçma tehlikesi olmadığını savunarak, ev hapsine alınmasını talep etti.

Zeminin sulak ve inşaata elverişli olduğu sözleri üzerine müteahhit Hikmet Günsay, "Asla böyle şey yok. Ben balçık zemine bina yapacak kadar vicdansız değilim. Yerin iki kat altına gömdüm de yaptım. Ben de depremzedeyim, ailemiz dağıldı" dedi.

TANIK: ŞANTİYE ŞEFLİĞİNİ AHMET AZUR YAPTI

Binanın yapımını belli bir aşamada devralan hakkında yakalama kararı olan Ahmet Canbaz’ın avukatı, müvekkilinin iddia edildiği gibi 7-8 kattan itibaren değil, 17. kattan itibaren görev yaptığını ve sorumluluğu olmadığını öne sürdü.

Atilla Eren Apartmanı'nın elektrik işini yapan tanık Faik Kavukçu, şantiye şefi Buket Günsay’ı hiç görmediğini, ismen tanıdığını; şantiye şefi olarak Ahmet Azus ile muhatap olduğunu, onu tanıdığını belirtti.

Müşteki avukatlarından birinin yaptığınız elektrik döşeme işini kim kontrol etti sorusuna ise "Kimse kontrol etmedi, biz döşedik bitirdik. En son baktık yanıyor tüm ışıklar. Kontrole de gerek duymadık" dedi.

'ONLARIN EVLATLARI HASTA BENİMKİ TOPRAK ALTINDA'

Binada çocuklarını kaybeden bir depremzede, "Çocuklarını çıkarmak için çırpınıyor, benim evlatlarımı da çıkarsın mezardan. Onların evlatları hasta, benim çocuklarım toprak altında. Yan binalar ayakta. Sadece rezidans ve bu bina göçtü. Herkes topu birbirine atıyor biz ne yapalım? Belediyeden mi müteahhitten mi arsa sahibinden mi hesap soralım? İmar affı yapanlar, bu rant üzerinden zenginleşenler bedel ödesinler. Kolonları saydım, etre arası dört santimetre. Allah’tan korkmaz hırsızlar. Hepsinin malvarlığı alınsın” diye konuştu.

Ara kararda tutuklu sanık inşaat mühendisi Mustafa Kahraman hastalık ve yaş haddinden dolayı ev hapsine alındı.

Diğer tutuklu sanıkların tutukluluğunun devamına, Suriyeli Ahmet Azus'un araştırılmasına, kamu personelleri hakkında açılan dosyanın akıbetinin öğrenilmesine, Ahmet Cambaz hakkında yakalama kararına devam kararı çıktı.

Duruşma 8 Kasım'a tarihine ertelendi.