Atina'da 'Kosova' endişesi: Pandoranın kutusu açılıyor mu?
Kosova'nın kuzeyinde devam eden gerilim, Yunanistan siyaseti ve basınına da yansıdı. Analizlerde NATO'nun gerilimdeki rolü ve Rusya-Ukrayna savaşının bir benzerinin yaşanma olasılığı ele alındı.
DUVAR - Kosova'nın kuzeyinde Sırplar ve Kosova'daki Barış Gücü (KFOR) askerleri arasında son günlerde yaşanan çatışmalar, Yunanistan'ın başkenti Atina'da kaygıya neden oldu. Yunanistanlı diplomat ve uzmanlar, Rusya-Ukrayna savaşının bir benzerinin Balkanlar'da yaşanma olasılığı karşısında endişeli olduklarını dile getirdi.
Sırbistan ile geleneksel olarak iyi dostluk ve komşuluk ilişkileri geliştirmiş olan komşu Yunanistan'da Sırbistan'ın Kosova'daki Sırpların karşılaştığı bu yeni durum karşısında sessiz kalamayacağı, Kosova'nın ise Batı'nın desteği ile kendi tezlerinden geri adım atmayacağı görüşü hâkim. Öte yandan, Yunanistan NATO üyesi sıfatıyla Kosova'da NATO ve Avrupa Birliği'nin (AB) askeri etkinliğine destek sunuyor.
'KOSOVA NATO KUŞATMASI ALTINDA'
Yunanistan Komünist Partisi'nin (KKE) resmi yayın organı 902.gr, Kosova'daki son gelişmeleri "Kosova NATO kuşatması altında" başlığı ile okuyucularına aktardı. İlgili habere göre, "yüzlerce NATO askeri, tam teçhizatlı olarak, Priştine'nin zırhlı polis güçlerinin geçen cuma gününden bu yana dört belediyede geçen nisan ayında yapılan seçimleri 'kazanan' Arnavutça konuşan belediye başkanlarını zorla göreve getirmeye çalıştığı kuzey Kosova'nın büyük Sırp belediyelerinde konuşlandırılmış durumda."
Protestoları bastırmak için KFOR gücünün müdahalesinin ardından Zveçan kasabasında 50'nin üzerinde yaralının hastanelere kaldırıldığı bilgisinin yer aldığı haberde, "Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç'in Belgrad'da sözde beşli (ABD, İtalya, Fransa, Almanya ve İngiltere) büyükelçileriyle bir araya gelmesi ve daha sonra Rusya ve Çin'in Sırbistan'daki büyükelçileriyle görüşmesi bekleniyor. Sırp medyasına göre Sırp Ordusu'na ait zırhlı araçlardan oluşan konvoylar Kosova ile sınır hattına doğru ilerliyor" denildi.
'SADECE ATİNA DEĞİL AVRUPA BİRLİĞİ DE DİKEN ÜSTÜNDE'
Kosova'daki yeni gerginlik, Yunanistan'ın diğer medya kuruluşlarında da yankı buldu. Yunanistan medyası yaşananlar karşısında sadece Atina'nın değil AB'nin de diken üstünde olduğunu vurguladı. Protagon sitesi, Sırbistan, Kosova ve Avrupa basınındaki son gelişmelere dayandırdığı haberinde, "Kosova'nın kuzeyindeki Zveçan kentinde, uluslararası barış gücü KFOR'un protestoları bastırma biriminin Sırp göstericilerle çatışması üzerine yeni olaylar patlak verdi. Çoğunluğunu İtalyan ve Macarların oluşturduğu 30'dan fazla NATO askeri, üç kasabadaki belediye binalarının dışında Sırpların saldırısı sonucu yaralandı. Macaristan Savunma Bakanı Facebook'ta yedisi ağır olmak üzere 20'den fazla Macar askerinin yaralandığını yazdı. Benzer şekilde İtalyan bakan da üçü ağır olmak üzere 11 İtalyan askerinin yaralandığını söyledi. Belgrad tarafında ise Sırbistan Cumhurbaşkanı üçü ağır olmak üzere 52 Sırp protestocunun yaralandığını açıkladı" bilgisine yer verdi.
Kosova'daki gergin atmosferin AB ve ABD'de endişe yarattığı bilgisine de yer verildi. Siteye göre, AB ve ABD her iki tarafa da durumu yumuşatmaları çağrısında bulunurken Kosova Cumhurbaşkanı Sırbistan'ı Kosova'yı istikrarsızlaştırmaya çalışmakla suçladı.
'BARIŞ GÜCÜNÜN ARKASINDA KARARLILIKLA DURUYORUZ'
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ise salı günü yaptığı açıklamada, AB'nin Kosova'nın kuzeyindeki şiddet olaylarını kesin bir dille kınadığını belirterek, yetkililerden 'belediye binalarına odaklanan polis operasyonunu askıya almalarını' ve 'şiddet yanlısı protestocuları geri çekmelerini' beklediklerini kaydetti.
Borrell, 'sivillere, medyaya, kolluk kuvvetlerine ve KFOR birliklerine yönelik şiddet eylemlerinin kesinlikle kabul edilemez olduğunu ve bizi çok tehlikeli bir duruma soktuğunu' kaydederek, "AB olarak, Kosova'da barış ve istikrarın sağlanması amacıyla görevini yerine getiren NATO'ya bağlı KFOR'un arkasında kararlılıkla duruyoruz" dedi.
'SIRBİSTAN CUMHURBAŞKANININ DEVRİLME İHTİMALİ BİLE VAR'
Kosova'daki gelişmeleri değerlendiren köşe yazarı Mihalis Psilos da Atina'nın iki önemli soru üzerinde durduğu görüşünü paylaştı: Ukrayna'daki savaş kuzey sınırımıza yaklaşıyor mu? Sırbistan ile Kosova arasında silahlı çatışma riski var mı?
Bu soruların yanıtlarını arayan Naftemporiki gazetesi yazarına göre, "NATO olayları kontrol altında tutmak için yüzlerce asker gönderiyor. Ancak askeri güç uzun vadeli bir çözüm olamaz. Kosova, kökleri 1990'ların sonunda Balkanlar'da yaşanan savaşa dayanan iltihaplı bir yara. Sırp Ortodoksluğunun tarihi beşiği olan bu bölge Sırbistan'dan ayrıldığında, iki halkın bir arada yaşaması için bir yol bulunmazsa şimdi yeniden kanama riski taşıyor. Sırbistan AB'ye katılmak istiyor ve askeri bir çatışmaya sürüklenmek istemiyor. Ancak Kosova'daki topluluklarını asla terk etmeyecektir. Priştine'nin bağımsızlığını da asla kabul etmeyecektir".
Psilos yazısında ayrıca şu noktalara dikkat çekti: "Elbette Sırplar Mitrovica, Zviecza, Zubin Potok ve Leposaviç'ten ve Kosova'nın geri kalanındaki diğer bölgelerden çıkarılamaz; aslında Sırp olan bu iller için en azından bir tür özerkliğe izin veren bir çözüm bulunmalı. Bu çözülmesi gereken bir düğüm. Aksi takdirde, kulağa garip gelse de ABD'liler ile çok iyi ilişkileri olan Sırbistan Cumhurbaşkanı Alexander Vucic'in devrilmesi ihtimali bile var. Atina, Sofya, Üsküp, Tiran, Podgorica, hepsi sadece bir taş atımı uzaklıkta. Pandoranın kutusunu Balkanlar'da açmak hiç de zor değil."