Atlas RB: İnsanları ortak mutsuzluklarımızla eğlendirmeyi amaçlıyoruz

2020 yılının en üretken Türk rock gruplarından Atlas RB’nin “Sevmek İçin mi Yaratıldım” isimli teklisi Cuma günü yayınlandı. Bu şarkısıyla yine dinleyicilerini ters köşeye yatıran ve önümüzdeki günlerde de agresif bir albüm yayınlama hazırlığında olan grubun vokalisti Onur Uğur’la görüştük. Uğur, "Atlas artık yeryüzüne indi. Dertlerimiz ve acılarımız çok farklı değil. Tüm şarkılar böyle yazıldı, yazılmaya devam ediyor" dedi.

“Sevmek İçin mi Yaratıldım” klibi.
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Atlas RB, ilk albümünü 2020 yılının ilk aylarında yayınladı. “Efendi Uyanıyor” isimli bu albümden bazı şarkıları akustik olarak da seslendiren grup, pandemi sürecinde üretim üzerine üretimde bulundu. Grup, yeni şarkılarının yer aldığı albümünü önümüzdeki günlerde, “Parçalar 1” ve “Parçalar 2” olarak yayınlamaya hazırlanıyor. Bu albümlerden ilk tekli “Sevmek İçin mi Yaratıldım”, Cuma günü tüm dijital platformlarda dinleyici ile buluştu. Ayrıca şarkı için çekilen klip de eş zamanlı olarak grubun Yotube kanalında yayınlandı. Biz de bu yoğun trafikte grubun vokalisti Onur Uğur ile görüşme fırsatı bulduk ve Onur, tüm Atlas RB üyeleri adına sorularımızı yanıtladı.

Öncelikle grup elemanları hakkında bilgi verebilir misiniz? Nasıl bir araya geldiniz?

Atlas RB, ben, Oğuzhan İçer ve Ömer Adil tarafından 2016’nın sonlarında kurulmuş bir grup. Daha sonra Caner Koşunda ve Kerem Toptaş’ın da katılımıyla nihai halimize geldik. Aslında tanışıklığımız eskiye dayanıyor, neredeyse 10 yıllık bir arkadaşlığımız var. Oğuzhan ve Ömer, ben rap ile uğraşıyorken o zamanki ekip arkadaşlarımdan birinin kuzenleri. Zamanla bir araya gelerek kafalarımızın uyuştuğunun farkına vardık. Sohbet ederken müzik hakkındaki düşüncelerimizin aynı olduğunu gördük ve ortak hedeflerimiz olduğunu fark ettik. Ben o zamanlar rap bu kadar popüler değilken camiadan, konserlerden ve yaptığım(ız) müzikten hoşnut değildim. Sıfırdan başlamak istedim ve bunu yapacaksam çocukluk hayalimi gerçekleştirmem gerektiğini düşündüm. Bir gece ansızın Atlas RB olarak atılmış ilk adımı attım ve bir Twitter hesabı açtım gruba. Aslında o zaman hiç kimse yoktu yanımda, kimseyle konuşmamıştım. Sadece “Bu burada dursun, bunu yapacağım” dedim. Sonra Oğuzhan ve Ömer bana bir organizasyonda eşlik etti; ilk defa canlı müzik yaptık ve çok iyi tepkiler aldık. Sonra gel zaman git zaman evde çalışırken ürettiğimiz müzikten zevk aldık ve hepimizin korkusuz hareket etmesinden güçlenerek bir müzik grubu olduk. Günümüzde bir grup kurmanın maliyetinden habersiz gözü kara daldık albüm yapmaya. Gerçekten dişimizden tırnağımızdan artırdık diyebiliriz. Hatta grup haricinde başka bir şeye para harcamıyorduk çünkü harcayamıyorduk. Yoğun çalışmalar ve stresli günler atlattık, başımızdan çok saçma olaylar da geçti ama bu bizi birbirimize daha çok bağladı ve albümü çıkarmayı başardık. O günden beri tam gaz ve büyüyen bir ivmeyle devam ediyoruz.

‘RB’NİN ANLAMI GİZLİ’

Grubun adı neden Atlas RB?

Benim yıllar önce rapçi iken yavaş yavaş başka müzik türlerine kayma hevesim vardı. Daha melodik şeyler yapmak istiyordum enstrüman eşliğinde. Açıkçası sahne yaparken de elektronik altyapılar üzerine şarkı söylemek beni heyecanlandırmıyordu. O yüzden bir şeyler bestelemeye çalıştım. Zaten hâlihazırda söz yazabiliyordum. İlk denemem de ‘Huzur Bozuyor’ isimli reggae şarkımdı. Aslında bana kalırsa pek de reggae denemez ama bir janra sokmak gerekirse türü buydu diyebiliriz. Şarkı o zamanlar çok güzel dönüşler aldı. Şarkının son dizesi şöyleydi: “Benim adım Atlas dedim ve dünyanın yükü benimdir”. Biz de bu sloganın kulağa iyi geldiğini düşündük ve ismimizi Atlas yapalım dedik. Tabii bu konu hakkında çok düşündük çünkü çok fazla atlas vardı ama bu bizim için sorun olmadı. Çünkü bu bizim için farklı bir rekabet kapısıydı ve biz rekabeti seven hırslı insanlarız. O yüzden ismimize gizli iki harf ekleyerek hem bizi onlardan ayırt edecek bir isim oluşturduk hem de manifestomuz ve mantalitemiz ile albümde bir gizem oluşturduk bu isme. Atlas RB, bizim kendi yarattığımız yeni bir Atlas’tı.

‘MUTLU ŞARKILARIMIZDA DA MUTSUZ ŞEYLER ANLATIYORUZ’

Hepinizin geçmişi genel olarak Atlas RB ile aynı mıydı? Yaptığınız müziği rock R&B olarak tanımlayabilir miyiz?

Aslında biz tarzımızı öyle bir başlık altına sığdırma güdüsü duymuyoruz. Atlas RB, rock yapar ama onun yaptığı rock müziği daha seçkin kılan şey diğer müzik janrlarıyla olan ilişiği. Biz müziklerimizi tasarlarken “Evet, bu metal olsun, bu blues, rock olsun ya da şu reggae rock olsun” diye sınıflandırmıyoruz. O şarkı ne istiyorsa, bizim kulağımıza geceleri ne fısıldıyorsa onu yapıyoruz. Bir şarkı siz albüm halini dinlemeden önce çok farklı şekillere bürünüp en sonunda herkesin içine sinince son halini alıyor.

.

Aslında biz bir tarz seçmedik. Biz bir tarz yaratmaya çalıştık. Bir janr ile açıklamayız tarzımızı genellikle. Biz konser günü insanlar çıktığında aralarında “Çok eğlenceliydi” dedikleri bir grup tasarlamak istedik. Böyle bir yoldan gittik. Ama sadece eğlenceli yanlarımız yoktu tabii ki. Biz mutlu insanlar değildik ve mutsuz olduğumuzda da neler yapabileceğimizi gösterdik. Hatta mutlu şarkılarımızda da mutsuz şeyler anlatıyoruz. İnsanları ortak mutsuzluklarımızla eğlendirmeyi amaçlıyoruz. Kulağa garip geliyor olabilir ama merak edenleri konserlerimize bekleriz keza başta söylediğim cümleyi onlara söyleteceğimizin garantisini veririz. İşin teknik kısmına gelirsek, grubumuzda üretkenliği sınırlamıyoruz. Tüm müzisyenlere kendinden bir şeyler katmalarına yönelik telkinlerde bulunuyoruz. Kendi içimizde birbirimizi kamçıladığımız bir mekaniğimiz var ve gerçekten iyi işleyen çarklardan oluşuyor. Bu bizi hibrit olmaya yönlendirdi diyebiliriz. Aslında şöyle açıklayabilirim; Atlas RB bir metal festivalinde de uygun bir şarkı listesiyle boy gösterebilir, bir reggae festivalinde de ya da eğer olursa bir rap festivalinde de. Ve en can alıcı nokta şu ki bu şarkıların hiçbiri cover değildir, kendi şarkılarını söyler.

‘BİR HEDEF VAR İSE ÖNDE KOŞMAYA ÇABALAMALIYIM’

Youtube’da birisi sizin için “Rap yapıyordu ve istese milyonlarca dinlenirdi ama gidip tersine rock yapıyor” demiş. Bu konuda neler söylersiniz?

Bu konuda insanlara hem katılıyor hem katılmıyorum açıkçası. Daha çok katılabilirdim aslında ama bir husus etkili bir değişkendi; keşke herkesin beni tanıma imkânı olsaydı. Ben aslında imkânsızlıktan ve o zamanki denk gelen başarılarım yüzünden rap yapmaya devam ettim. Hiçbir zaman rap yapmak benim asıl mesleğim olsun ya da ben bunu hayatımın sonuna kadar yapacağım gibi hissetmedim. İyi ve ünlü bir gruptaydım keza aralarına yaptıkları yarışmayı kazanarak ve genç yetenek olarak dâhil olmuştum. Ama bu başarılar benim bir şeyi uzun yıllar göz ardı etmeme neden oldu; geri planda kalmak. Ben bu karakterde biri olmadım, olamıyorum da. Bir hedef var ise önde koşmaya çabalamalıyım gibi hissediyorum, bu şekilde olan insanlar beni anlayacaktır. Sorumluluk almak istiyordum, daha çok büyümek istiyordum. Bunlar her gün beni içten kemiriyordu asla mutlu değildim. Tüm arkadaşlarımı tenzih ederek söylüyorum tabii ama benim hastalığım bu. Rapçiliğim iyi olabilirdi birilerine göre -keza ben özeleştiri yapabilen bir insanım-, kendimi geliştirmeye çabalamadığım tek bir gün yok son 10 senedir ama ruhum başka bir şeydi. Ben, başka bir şey olmak istiyordum. Bunu anlayamamaları beni bazen üzebiliyor ama şu an çok mutluyum, göğsümü gere gere “Bunu biz yaptık” diyebiliyorum Atlas RB iken. Bunu diyebilmek için önce “biz” olmak gerekiyordu. Eski rap grubumda yaşadığımız problem hep buydu, “biz” olamamak. Önceliğim her zaman istediğim müziği yaratmak ama ilerleyen zamanlarda eski dinleyenlerimi üzmemek için rap, R&B türünde solo çalışmalar yapacağım.

‘2020’NİN EN ÇOK ÜRETEN TÜRK ROCK GRUBUYUZ’

2020 yılı başlarında ilk albümünüzü yayınladınız. Bu albümünüz beklediğiniz ilgiyi gördü mü?

Bağımsız bir grup olduğumuz için o zamanlar belirli bir seviyede ilgi göreceğimizi düşünüyorduk. Günümüz müzik camiasında -keza öncesinde de böyleydi-, iş tamamen sosyal medya, reklam ve PR’a bağlı şekilde ilerliyor. Biz kendi bütçemizle yola çıktık ve o bütçeye göre oldukça başarılı olduk diyebiliriz. Geri dönüşler, konser performansları, klipler üzerinden çok olumlu oldu. Bunlar bizi daha da kamçıladı ve daha iyisini yapmak için üretmeye devam ettik. Herhalde tahminimizce 2020 yılının en çok üreten Türk rock grubu olabiliriz. Önümüzdeki sene üstüne koyacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.

‘ATLAS ARTIK DAHA SADIRGAN’

Sözlerde genelde hangi temaları işliyorsunuz? Neden?

Sözlerde genellikle sosyal toplum dinamiklerini sarsmaya yönelik ya da kişiyi bireysel fantezilerin oluşturduğu dünyaların içinden bir parça olmaya iten ya da öyle olduğunu fark ettiren bir mantaliteyi benimsiyorum. Albümümüzü dinleyen birisi mutlaka kendinden bir parça bulacaktır. Çünkü günümüz insan ilişkilerindeki normlara ciddi göndermeler var. İlk albümde daha kinayeli bir edebiyat dili kullandım. Yeni albümde ise ona oranla daha yalın bir dil var ama bu yalın dilin içinde kinayeler yapmaya çalıştım. Söz sanatlarını çok severek kullanırım ve sözleri buna göre kurgularım. Punchline yazmak kesinlikle en çok sevdiğim şeylerden birisi ve şarkılarımızda oldukça fazlalar, zamanla fark edilecektir. Benim için geç anlaşılması daha makbul olabiliyor genellikle. İlk ve ikinci albümde neredeyse tüm anlatılanları, oluşturduğumuz Atlas karakterinin ağzından anlattım. Albümdeki geçişleri buna göre yaptık. Onun ağzından anlatmadıklarımda reggae yapıyorsak, Atlas’a geçtiğimde hard rock’a geçtik ya da tam tersi şeyler oldu. Bu şekilde dinleyince oldukça zevkli... Tüm albümde bir manifesto var ve bu manifestoyu interlude’da bizzat yazarak seslendirdim. O aslında sadece bu albümün değil, tüm yapacağımız albümlerle ilintili. Yeni çıkan “Parçalar” albümünde, ilk albümümüz “Efendi Uyanıyor”daki Atlas’tan daha saldırgan bir Atlas RB göreceksiniz. Çünkü Atlas artık yeryüzüne indi.

Bu arada bir dipnot geçmek isterim; albümde “Atlas” dediğim her yerde “Ben” koyarak dinlerseniz, kendinizi bizim dünyamıza aktarabilirsiniz. Bizim evrenimiz size çok yabancı değil. Bu bizim sizi daha çok içselleştirmemize olanak sağlar. Dertlerimiz ve acılarımız çok farklı değil. Tüm şarkılar böyle yazıldı, yazılmaya devam ediyor.

“Sevmek İçin mi Yaratıldım” klibinden görüntüler

‘ATLAS RB EVRENİNE HOŞ GELDİNİZ ÇOCUKLAR’

Daha dün “Sevmek İçin mi Yaratıldım” isimli tekliniz çıktı. Öncelikle hayırlı olsun. Bu şarkıyla bize ne anlatmak istediniz?

Şarkı, dışardan bakınca bir arabesk şarkının ismine sahip. Sanki bir yerlerden bir İbrahim Tatlıses fırlayacak hissiyatı veriyor. Bunu bilerek ve isteyerek değiştirmek istemedik. İnsanları şaşırtmayı seviyoruz. Şarkıyı tıklayıp dinlediklerinde “Atlas RB evrenine hoş geldiniz çocuklar” deme şeklimiz bu. Günümüz piyasasında arabesk ve pop esintili rocklar çok alıcı buluyorken bu bizim onlarla dans etme şeklimiz aslında. Bilenler bilir dans etmeyi severiz. Bu şarkı da yeni albümdeki dans şarkılarımızdan birisi. Şarkı konusuna gelirsek, ilk albümden beri devam ettirdiğimiz ikili ilişkideki psikolojik savaşlara isyanını sürdürüyoruz Atlas’ın. Yapmacık, asla sonuca bağlanmayan, kurgu ilişkilerden duyduğu isyanı anlatıyor şarkı. Aynı zamanda bu ilişkilerdeki yükün açtığı omzundaki deformelerden bahsediyor. Atlas RB her şarkısında olduğu gibi sizden bahsediyor.

‘DAHA KORKUSUZ, DAHA AÇIK SÖZLÜ VE DAHA İSYANKÂR’

6 Kasım’da da üç parçalık bir EP’niz yayınlanacak. Bize biraz bu EP’den ve şarkılardan bahseder misiniz?

Aslında altı şarkılık bir albümün ilk ayağı diyebiliriz. Albüm “Parçalar 1” ve “Parçalar 2” olarak ikiye ayrılıyor. Bu albümdeki konseptimiz, isminden de anlaşıldığı üzere Atlas’ın agresifliği... Dinlediğinizde daha yoğun bir agresiflik göreceksiniz. Daha korkusuz, daha açık sözlü ve daha isyankâr bir Atlas çizdik. Onun o benmerkezci ve lider yapısından kaynaklı yırtıcılığını iddialı şekilde çalıyoruz bu albümde. Yine dinleyenleri üzeceği ve kendine dürüst olduğu şarkılar da mevcut. Hatta albümde ilk albümden bazı şarkıların devamı olan şarkılar var. Örnekle; Bana Kalan Ne>Ben Ateşin İçindeyim, Huzur Bozuyor>Bitik... Üst Üste dinlemenizi önerebiliriz. Parçalar albümünün ismi, üç farklı sebepten koyuldu. Albümde daha agresif olacağımız manasına gelen Parçalar, parça parça çıkmasından kaynaklı Parçalar ve bizim parçalarımızdan oluşmasından ötürü Parçalar. Albümde yine birçok farklı tarzdan etkilenerek bir konsept oluşturduk, buna artık bizim tarzımız diyoruz. İnsanlar iki albümü dinlediklerinde “Evet, bunlar Atlas RB” diyeceklerdir. Sizi şaşırtmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.

En yakın konseriniz ne zaman ve nerede olacak?

10 Kasım’da, Dorock XL Kadıköy’de sahnede olacağız.

Pandemi süreci sizi nasıl etkiledi?

Pandemi süreci bizi üretim açısından çok etkilemedi, zaten çok üretiyorduk. Bu süreçte akustik bir albüm ve bir tekli verdik hatta. Psikolojik olarak tabii ki dağıldık. Çünkü yeni albüm çıkarmıştık ve konser veremedik keza yeni bir grubuz ve kendimizi konserlerde göstermek istiyorduk. Konser provası bile yapamayışımız bizi etkiledi. Sadece evde çalışabildik bu süreçte. Tek sorun şu oldu bu konuda, kendi evimizde değildik. Eskişehir’de bir arkadaşımızda mahsur kaldık ve üç ay dönemedik. Ama öyle olsa bile dediğim şekilde, durmadık, sürekli üretmeye devam ettik. Yasaklar kalkınca İstanbul’a dönüp kaldığımız yerden albüm kaydettik. Bizim çalışma prensibimizde durmak yok. Disiplinli ve sık çalışırız. Bu da üretkenliğimize yansıyor tabii.

‘TUTUNACAĞIZ VE ATLATACAĞIZ’

Peki, genel olarak konuşursak, pandemi sürecinin müzik dünyasında yarattığı etkiyi nasıl yorumluyorsunuz? Size göre bundan sonra müzik dünyası nasıl bir gelişim içine girecek?

Aslında üretme açısından iyi olmuş olabilir. İnsanlar kendi kabuğuna çekilip bir şeyler yaratmaya çalışmıştır diye düşünüyoruz. Biz öyle yaptık çünkü. Dünyanın son gününde bile şarkı kaydetmeye çalışabiliriz grupça. En büyük sıkıntı tabii ki konserlerde meydana geldi. Bu süreçte sevdiğimiz mekânlardan bazıları iflas etti, çoğu zor durumda. Sanatçılar ciddi bir gelir kaybına uğradı ve bunu dijital platformlardan elde etmek hayli zor. Ama genel olarak doğadaki gibi güçlünün ayakta kaldığı bir süreç oldu her koşulda; zihnen, madden ya da bedenen. Mekânlarda yeni yeni konser görmeye başladık. Daha az dinleyici gelmesi işleri tabii ki zorlaştıracaktır. Ama tutunacağız ve atlatacağız. Bu günler geçecek. Geçmeyecek gibi yaşayamayız, geçecek gibi düşünerek yaşayabiliriz. Gelişim konusunda ise “gelişim” doğru bir kelime mi bilmiyorum çünkü aslında bir duraklama ve gerileme dönemi yaşadık. Gösteri ve sanat dünyasında performans olmadığında büyük bir bölümümüz kesinlikle eksik oluyor. Keza şu sıralar hala devam etmekte olan pandemiyi görmezden gelerek devam etmek ne kadar doğru, onu tartışmalıyız. Bu süreçte isyan eden sanatçı dostlarımızı anlıyoruz, biz de aynı kaygıları güdüyoruz ama insanların bir araya gelmemesi gereken şu dönemde insanları bir araya getirmenin ne kadar doğru olduğunu düşünüyorum sürekli. Belki de en çok konser aşkıyla tutuşan gruplardan biriyiz ama kendimi aynı zamanda böyle bir ikilemin içinde bırakmak beni geriyor açıkçası. Ama “birileri”, o açılıştır, bu açılıştır deyip insanları bir araya getirdi ve hata etti diye; bundan nemalanarak “Onlar niye yapıyor? E biz de yapalım o zaman, hakkımız” diyerek hareket etmek ne kadar doğru bunu tartışmalıyız. Hak söz konusu olduğunda hiçbir hususta susmayacağımızı gerek solo kariyerim gerek grup kariyerimde gösterdiğimi düşünerek söylüyorum ki ben ve Atlas RB için insan hayatı, toplumumuz, her ne olursa olsun kesinlikle paradan daha önemli. Düşüncelerim, düşüncelerimiz bunlar. Şimdi “Böyle konuştu ama konser yapıyor” diyeceksiniz. Biz tabii ki konser günü tüm önlemleri alacağız ama kimse hiçbir şey için tabii ki garanti veremez. Müzik dünyası bir çark, biz de bu çarkın dişlilerinden biriyiz. Her ne kadar buna karşı koymaya çalışan bir duruş sergilesek de eğer çark dönmeye başladıysa dişliler de mecburen çalışacaktır, çalışmalıdır. (Tabii bu dişli kendi başında durduğu yerden dönebiliyorsa sorun yok, biz dönecek kadar kazanmıyoruz.) Burada bizi ve toplumu koruyacak şey devletin ta kendisi olmalıdır ama biliyorsunuz durumları.