Avrupa Konseyi Sözcüsü Cutting: Kavala için spekülasyon yapılmamalı
Avrupa Konseyi Sözcüsü Andrew Cutting, Osman Kavala'nın tahliye edilmemesi konusunda atılacak adımların neler olabileceğini değerlendirdi.
DUVAR - Tutuklu iş insanı Osman Kavala birleştirilen, 'Gezi-Çarşı' davası kapsamında dün yeniden hakim önüne çıktı. Mahkeme, Osman Kavala'nın tutukluluğunun devamına oy çokluğuyla karar verdi. Peki bu karar Türkiye için ne anlama geliyor? Avrupa Konseyi Sözcüsü Andrew Cutting ve Uluslararası Af Örgütü Türkiye Kampanyalar Sorumlusu Milena Buyum, Gazete Duvar’a değerlendirdi.
Avrupa Konseyi Sözcüsü Andrew Cutting konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "2 Aralık 2021'de Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Türkiye'ye, Kavala-Türkiye davasını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götürmeyi planladığını ve Türkiye'nin AİHM’in ilk kararını uygulama yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğini soran resmi bir bildirimde bulundu" hatırlatmasını yaptı.
'TÜRKİYE’NİN EN GEÇ 19 OCAK'A KADAR YANIT VERMESİ GEREKİYOR’
Türkiye'den bu bildirime en geç 19 Ocak 2022 tarihine kadar yanıt vermesinin istendiğine dikkat çeken Cutting, "Komite Şubat 2022'deki olağan toplantısında davanın mahkemeye gönderilip gönderilmeyeceğine karar verecektir" dedi.
Cutting, "Bakanlar Komitesi, Kavala davasını AİHM’e götürmeye karar verirse ve Türkiye'nin mahkemenin ilk kararını uygulama yükümlülüğünü yerine getirmediği tespit edilirse, komite hangi adımların atılacağına karar verecektir. Bu aşamada, bu adımların neler olabileceği konusunda spekülasyon yapmak mümkün değil" dedi.
DEMİRTAŞ DAVASI 8-10 MART’TA İNCELENECEK
Selahattin Demirtaş davasını da hatırlatan Cutting, "Uygulanmayı bekleyen 22 Aralık 2020 tarihli Selahattin Demirtaş-Türkiye davasına ilişkin Büyük Daire kararı Bakanlar Komitesi'nin önündedir" dedi ve ekledi:
"Komite bu davayı en son Aralık 2021'deki toplantısında incelemiş ve başvuranın derhal serbest bırakılmasını şiddetle istemiştir. Komite, 8-10 Mart 2022 tarihleri arasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmasına ilişkin bir sonraki özel toplantısında bu davayı inceleyecektir."
‘İHLAL PROSEDÜRÜNÜN SONUÇLARI GÖZ ARDI EDİLİYOR’
Osman Kavala’nın tutukluluğunun devamına ilişkin kararı değerlendiren Uluslararası Af Örgütü Türkiye Kampanyalar Sorumlusu Milena Buyum ise, "Avrupa Bakanlar Komitesi’nin aralık ayında verdiği ihlal prosedürü başlatma kararından sonra inatla Osman Kavala’nın cezalandırıcı nitelikte olan tutukluluğuna karar verilmesi, prosedürün sonuçlarının göz ardı edilmesi anlamına geliyor" dedi.
Buyum şunları söyledi: "Bağlayıcı AİHM kararlarının göz ardı edilmesi, Türkiye’nin de bir parçası olduğu o sistemin, ciddiyetle ve önemle karşılanmadığının bir örneği. Osman Kavala için çok ciddi bir durum var. Bu ciddi durum 4 yılı aşkın süredir devam ediyor. Bir saniye bile cezaevinde olmaması gereken bir insanın 4 yılı aşkın süredir cezaevinde tutulması, mahkemenin mahkum etmediği bir insanın ceza evinde tutulması anlamına geliyor. Büyük hayal kırıklığı."
'KAVALA’NIN TAHLİYE EDİLMEMESİ İLE FIRSAT KAÇTI'
Bakanlar Komitesi’nin ihlal prosedürünü başlatma kararını aralık ayında oy çokluğu ile aldığının altını çizen Buyum, "Bakanlar Komitesi, bu kararla 19 Ocak'a kadar Osman Kavala’nın durumuna dair bir rapor talep etmişti. Bu, verilen son tarihti. Türkiye, Kavala’nın tahliye edilmemesi ile ihlal prosedürünün gerçekten başlatılmaması fırsatını kaçırdı. Mahkeme bu fırsatı değerlendirmedi" dedi.
Bir sonraki Avrupa Bakanlar Komitesi toplantısının 2 Şubat’ta olduğunu hatırlatan Buyum, "2 Şubat’ta oylama ile Türkiye’nin bağlayıcı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararını uygulamamaktaki ısrarının da bir ihlal olduğu değerlendirmesi üzerine bu durum mahkemeye tekrar intikal edecek" şeklinde konuştu.
‘AZERBAYCAN KARAR ÇIKMADAN MAMMADOV’U TAHLİYE ETTİ’
"Bakanlar Komitesi, Türkiye’nin AİHM kararlarını uygulamayışının da bir ihlal olduğunun belirlenmesi için bu durumu mahkemeye gönderecek" diyen Buyum sözlerine şu şekilde devam etti:
"AİHM büyük ihtimalle hızlandırılmış bir şekilde davayı inceleyecek ama yine de bu sürecin ne kadar zaman alacağını belirlemek mümkün değil. Kendi kararlarının uygulanmadığını tespit ederek, bunun da bir ihlal olup olmadığı kararını alacak. Nihai durumda uzun bir süreç. Bu süre zarfında Türkiye, Osman Kavala’yı tahliye edebilir. Süreç değişebilir. Bu durum, muhalif politikacı ve hak savunucusu İlgar Mammadov kararının uygulanmayışı ile sadece bir defa yaşandı. Azerbaycan da inatla Mammadov’u serbest bırakmadı. Prosedür başlatıldı. Kararın uygulanmayışı AİHM’e geri gönderildi. AİHM de kararın uygulanmayışının bir ihlal olduğuna karar verdi. Ama bu arada Azerbaycan yetkilileri karar çıkmadan İlgar Mammadov’u tahliye etti. Türkiye’deki durum, oradaki süreçle karşılaştırıldığında nasıl gelişecek şu an bilmiyoruz."
Kaval davasını yaptırımlar açısından bir ilk olacağını ifade eden Buyum, Selahattin Demirtaş davasına da dikkat çekti. Buyum, "Demirtaş davası biraz daha geriden geliyor ama orada da bağlayıcı mahkeme kararının uygulanmaması durumu var. Türkiye, Bakanlar Komitesi'ne verdiği cevaplarda bugüne kadar Kavala kararının uygulandığını söylüyor. Kavala için, 'AİHM'in verdiği kararlarda ele alınmış maddelerden değil daha farklı bir suçtan tutuklu' deniliyor. Bu, Bakanlar Komitesi için şu ana kadar inandırıcı ve tatmin edici bulunmadı" dedi.
‘TÜRKİYE’NİN AVRUPA KONSEYİ’NDEN ÇIKARILMASINA KADAR GİDECEK BİR SÜREÇ’
Buyum, hangi yaptırımların uygulanacağına ilişkin ise şu değerlendirmeyi yaptı: "Yaptırımlar, Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nden çıkarılmasına kadar gidebilir. O noktaya varılması da çok uzun zaman alacak. Başka aşamaların olduğu bir süreç. Mahkeme kararından sonra Kavala hâlâ tahliye edilmedi ise ve karar çıkmadan tahliye edilmezse, süreç Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nden çıkarılmasına kadar gidecek bir süreç. O noktaya gelinmeden birçok adımlar atılabilmesi mümkün. Nitekim Azerbaycan da o noktaya gelmeden İlgar Mammadov’u serbest bıraktı’’ dedi.