Avrupalı Avukatlar: IŞİD suçları için hesap sorulmalı

ELDH, “Türkiye'e IŞİD suçlarının yeterince soruşturulmamasından endişeli olunduğunu” belirtti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Dünyada İnsan Hakları ve Demokrasi İçin Avrupalı Avukatlar Birliği (ELDH), Türkiye'de IŞİD suçlarından sorumlu olanların yeterince kovuşturulmadığı ve mahkum edilmediği birçok vaka raporundan ciddi şekilde endişe duyduğunu açıkladı.

ELDH yaptığı yazılı açıklamada, birkaç gün önce Anayasa Mahkemesi’nin, Suruç katliamındaki ihmalleri nedeniyle kamu görevlilerinin yargılanmasını talep eden bir başvuruyu reddettiğine dikkat çekti. Açıklamada, 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukatlar Komisyonu'ndaki Türk avukatların, “Beş yıllık (10 Ekim Ankara Katliamı) yargılama sürecinde, mahkemelerin ve polis güçlerinin IŞİD militanlarına karşı çok hoşgörülü bir duruş sergilediğini kamuoyuna duyurdu” ifadelerine yer verildi.

Açıklama şu şekilde devam etti: 

“IŞİD'in 10 Ekim 2015'te Ankara Garı önünde düzenlediği ikiz intihar saldırısında yüzden fazla kişi öldü, beş yüzden fazla kişi yaralandı. Katliam, modern Türk tarihinin en kanlı terör saldırısıydı. Katliamın gerçekleşmesi nedeniyle sorumlu olan hiçbir yetkili henüz yargılanmadı. Katliamın sorumlularından bazıları 2015 yılında Gaziantep'te polisin izleme listesinde olmasına rağmen tutuklanmadı. Hatta bazılarının haklarında tutuklama emri çıkartıldı. Avukatlar, isimleri daha önce basında yer alan birkaç IŞİD üyesinin isimlerini sıraladı ve hükümete gözaltına alınan militanların şu anda nerede olduğunu sordu. Avukatlar Komisyonu, Suriye'de iki Türk askerin yakılması emrini vermekle suçlanan bir IŞİD yargıcının ('kadı') kısa süre önce hapse atılmasının ardından hükümetten Türkiye'de yakalanan IŞİD çetelerinin nerede olduklarını açıklamasını istedi’.

Açıklamada Gazeteci İsmail Saymaz’ın konu hakkındaki yazısına da yer verildi: “Gazeteci İsmail Saymaz 17 Eylül'de Halk TV'deki köşe yazısında, İslami yargıç Cemal Abdul Tahman Alwi'nin daha önce Suriye'de iki Türk askerinin yakılmasıyla ilgili fetva verdiği iddialarına rağmen Türkiye'de özgürce dolaştığını söyledi. İşlenen suçların ağırlığına rağmen, Gaziantep Yedinci Ağır Ceza Mahkemesi Alwi'yi 'kaçma riski olmadığı' ve 'delillerin engellenmesinin mümkün olmadığı' gerekçesiyle 9 ay sonra 2 Mart 2021'de cezaevinden tahliye etti. Ancak Saymaz'ın Türkiye'nin güneydoğusundaki Gaziantep ilinde serbest dolaşımda olduğunu yazmasından iki gün sonra, 19 Eylül'ün başlarında bir mahkeme emriyle yeniden tutuklandı.”

'TÜRKİYE’DE IŞİD’E KARŞI MÜCADELEYİ ZAYIFLATAN GELİŞMELER GÖZLEMLENİYOR'

Açıklamada, “Türkiye'de IŞİD'le ilgili dava dosyalarında mağdurları temsil eden avukatların verdiği bilgiler ve haberler, IŞİD'e karşı mücadeleyi zayıflatan ve örgütü cesaretlendiren bir takım gelişmelerin gözlemlendiğini gösteriyor’ denildi.

Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı:

"10 Ekim Ankara Tren Garı Katliamı davası kapsamında Türkiye tarihinde ilk kez bir sanık insanlığa karşı suç işlemekle itham edildi. Bu olumlu bir gelişme olmakla birlikte, bu katliamların birçok failinden sadece bir tanesi insanlığa karşı suçlardan yargılanmıştır. İlgili diğer kişilerin durumunda, mahkemeler bu sanıkların eylemlerinin insanlığa karşı suçlar değil, devlete karşı suçlar kapsamına girdiğine karar vermiştir. Bu, bu tür suçların kovuşturulmasının zorluklarına ek olarak, çoğu hâlâ serbest olan katliamların faillerinin zamanaşımı kanunundan yararlanarak cezasız kalmasına olanak sağlayacaktır.

Ayrıca haber kaynakları, IŞİD bağlantılı suçlara karışmış kişiler hakkında ciddi bir soruşturma yürütülmediğini bildiriyor. Özellikle, IŞİD suçlarıyla bağlantılı kişilerin kamu görevlileri tarafından her düzeyde korunduğuna dair son raporlar var; ciddi suçlamalar ve somut deliller bulunmasına rağmen tutukluluktan veya cezaevinden salıverilmeleri. Özellikle, Suriye'den kaçan IŞİD'in üst düzey yöneticilerinin ve militanlarının Türkiye'ye kolayca yerleştiği, nispeten normal hayatlar sürdüğü, işyerleri açtıkları ve vatandaşlık aldıkları bildiriliyor.

Türkiye'de özellikle 2015 ve 2016 yıllarında yaşanan katliamlarla ilgili açılan davalarda aradan uzun yıllar geçmesine rağmen firarilerin hiçbirinin yakalanmadığı bildirildi. Katliamlara ışık tutabilecek delillerin toplanması için polis veya savcılar tarafından herhangi bir adım atıldığına dair bir rapor bulunmamakta ve katliamlarla ilgili görevlerini ihmal eden ve katliamların failleriyle doğrudan bağlantılı kamu görevlileri yargılanmadı. Katliamların gerçek faillerinin tespiti için herhangi bir soruşturma başlatılmadı ve avukatların soruşturma kapsamının genişletilmesi talepleri mahkemelerce sürekli reddedildi. Bu bilgi, mahkemelerin mevcut sanıklar ve eksik delillerle davaları bir an önce kapatma eğiliminde olduğunu göstermektedir.”

Bu gelişmelerin IŞİD'e karşı mücadeleyi zayıflattığının ve üyelerini faaliyetlerine devam etmeye teşvik ettiğinin açık olduğu belirtilen açıklamada, ABD Başkanı Joe Biden'ın 7 Ekim'deki sözlerine de yer verildi:

‘’Türkiye, Suriye'nin kuzeydoğusuna yönelik askeri operasyonlarıyla IŞİD'e karşı mücadeleyi 'baltalıyordu'. Biden, hükümetinin Suriye'ye ilişkin ulusal acil durum ilanını uzatırken bu yorumları yaptı.’’

‘KATLİAMLARIN SORUMLULARININ BİR AN ÖNCE YARGILANMASI GEREKMEKTEDİR’

Avrupalı avukatlar açıklamanın sonunda taleplerini şu şekilde sıraladı:

- IŞİD'in Türkiye'de, Suriye'de veya Irak'ta işlediği suçların sorumlularından hesap sorulmalı,

- Katliamlarla ilgili tüm soruşturma ve kovuşturmaların uluslararası standartlara ve ceza ilkelerine uygun olarak yürütülmesi, tüm delillerin toplanması ve katliamların sorumlularının tamamının tespit edilerek bir an önce yargılanması gerekmektedir. (HABER MERKEZİ)