Avukatlardan 'ruhsat gaspı' tepkisi: Genç meslektaşlarımız sosyal ölüme mahkum ediliyor

ÖHD üyesi avukatlar Serhat Can ve Barış Arlı'nın ruhsat almasının engellendiğini, Mehmet Bayraktar'ın ise ruhsatının iptal edildiğini açıklayan ÖHD ve ÇHD İzmir şubeleri, mücadele çağrısı yaptı.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir şubeleri, ÖHD üye ve yöneticisi avukatların ruhsat almalarının engellenmesine ilişkin basın açıklaması düzenledi.

Alsancak'ta bulunan İzmir Barosu binası önünde bir araya gelen avukatlar, "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz" ve "Savunma susmadı susmayacak" sloganları attı. Açıklamaya TİHV (Türkiye İnsan Hakları Vakfı) yöneticileri de katıldı.

'RUHSAT GASPLARI SÜRÜYOR'

Avukatlar adına açıklama yapan ÖHD İzmir Şube Eşbaşkanı Şükran Öztürk, avukatlık mesleğine yönelik saldırıların sürdüğünü ifade etti.

"2016 yılında ilan edilen OHAL döneminden bu yana, özellikle mesleğe yeni başlayan genç avukatları hedef alan ruhsat gaspları karşısında da meslektaşlarını savunmaya çalıştıklarını" belirten Öztürk, şunları söyledi:

"Ruhsat gaspı uygulamasının son hedefi, Özgürlük için Hukukçular Derneği İzmir Şubesi yöneticisi olan meslektaşlarımız avukat Serhat Can ve avukat Barış Arlı olmuştur. Öğrencilik yıllarında haklarında açılmış davalarda verilen ve henüz kesinleşmemiş cezalar nedeniyle, kanunda sayılı suçlardan ceza almamış olmalarına rağmen, ruhsatlarının iptali için Adalet Bakanlığınca açılan davalarda yürütmenin durdurulması kararları verilmiş ve avukatlık kayıtları kapatılmıştır. Her ikisinin de davası halen devam etmektedir ancak mesleğinin henüz başında olan bu arkadaşlarımız artık avukatlık yapamamaktadır. Yine üyemiz avukat Mehmet Bayraktar’ın avukatlık ruhsatı; hakkında verilmiş herhangi bir mahkumiyet hükmü bulunmamasına rağmen 2014 yılından bu yana devam eden ceza kovuşturması gerekçe gösterilerek iptal edilmiştir."

'BİAT ETMEYEN BİR GELENEĞİN TAŞIYICILARI OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

İktidarın, Avukatlık Kanunu’nun "Avukatlığa Kabulde Engeller" başlıklı 5'inci maddesini muhalif avukatları avukatlık mesleğinden uzaklaştırmak için kullandığını ifade eden Öztürk, "Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını dahi dikkate almayan yargının da koltuk değnekçiliği ile genç meslektaşlarımızı sosyal ölüme ve açlığa mahkum etmektedir" dedi.

Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü faaliyet raporlarında yeniden görüşülmek üzere Türkiye Barolar Birliği’ne geri gönderilen dosya sayısı 2015 yılında 42 iken 2016 yılında 96, 2017 yılında 91, 2018 yılında 134 ve 2019 yılında 528 olarak kayıtlara geçtiğine dikkat çeken Öztürk, son olarak şunları söyledi:

"Bilinmelidir ki bizler; arkadaşlarımızı ve mesleğimizi her türlü saldırıya karşı savunmaya ve aynı zamanda biat etmeyen bir geleneğin taşıyıcıları olmaya devam edeceğiz. Bugüne kadar birbirimize sahip çıktığımız gibi bundan sonrasında da hiçbirimizi yalnız bırakmayacağız. Bu doğrultuda baroları ve Türkiye Barolar Birliği’ni de yalnızca verilen ruhsat iptal kararlarını uygulamaktan ibaret kurumlar olmaktan çıkıp, en temel hakların ihlali niteliğindeki kanun düzenlemelerinin kaldırılması için mücadeleye ve meslektaşları ile dayanışmaya davet ediyoruz." (DUVAR)