Aydın’da gündem: Yer yüzeyi neden çatladı?
Aydın'da meydana gelen yüzey çatlakları bölgede endişe yarattı. Bilimsel çalışmalar tamamlanmadan kesin bir sonuca varılmazken, soruna yeraltı su kullanımın neden olduğu öngörülüyor.
Osman Çaklı
DUVAR - Aydın'ın Germencik ilçesinde 20 Ekim'de etkili olan sağanak yağış sonrası derinlikleri iki metreyi bulan yaklaşık beş kilometre uzunluğunda yüzey çatlakları oluştu. 2008 yılında da ortaya çıkan çatlakların neden kaynaklandığını anlamak için Dokuz Eylül Üniversitesi'nden bir araştırma ekibi arazide incelemelerde bulundu.
Jeoloji mühendisi Koray Önalan, çatlaklarla ilgili yeraltı su kullanımı ve jeotermal sondaj ihtimalleri üzerinde durduklarını ifade ederek, gerçek nedenlerin bilimsel çalışmalardan sonra ortaya çıkacağını belirtti. Germencik Çevre ve Doğa Derneği Başkanı Halil Çetinkaya ise yeraltı su kullanımından dolayı çiftçilerin sorumlu tutulmasına tepkili.
'YERALTI SU KULLANIMI ETKİLİ OLABİLİR'
İzmir Jeoloji Mühendisleri Odası eski yönetim kurulu üyesi Koray Önalan ise ortaya çıkan çatlakların genel olarak birkaç nedeninin olduğunu dile getirdi. Büyük Menderes Ovası’nın kalın alüvyal örtüyle kaplı olduğunu ifade eden Önalan, bu örtünün yer yer 300 metre kalınlığa ulaşabildiğini söyledi: "Alüvyon toprak gevşek bir yapıya sahiptir, dereler bunu taşır. Kum, çakıl vesaire gibi türlerden oluşur. Alüvyonun en büyük özelliği şudur; bol miktarda yeraltı suyu ihtiva eder. Yeraltı dediğimiz olay da tamamen yağışlarla ilgili. Uzun yıllardır devam eden ve bu sene de etkilerini gösteren kuraklık, çiftçilerin yeraltından su kullanmasına neden oldu. Su seviyesi derinlere ilerledi."
‘JEOTERMALLERİN AŞIRI KULLANIMI DA NEDENLER ARASINDA’
Yeraltından çekilen suyun dere şeklinde akmadığını vurgulayan Önalan, kum ve çakıl tanelerinin boşluklarında yer alan bir sistem olduğunu belirtti. Sistemin boşluklarında yer alan su çekilince üst katmandaki toprak baskısının çökmeleri meydana getirdiğini sözlerine ekleyen Önalan, "Nedenlerden birisi bu olabilir" dedi. Önalan, henüz bilimsel bir çalışmaya dayanmasa da çökmeye neden olan ikinci nedeni de şu sözlerle açıkladı: "Özellikle Germencik bölgesinde, Ömerbeyli, Alangüllü, Musallı civarında 10 senedir çok yoğun bir jeotermal aktivite var. Bunlar da suları açtıkları derin jeotermal kuyulardan kullanıyor. Derinlik 900 metre ile 3 kilometre arasında değişebiliyor. Bu bölgede jeotermal kuyulardan kaynaklanan çok yoğun bir çekim söz konusu. Jeotermallerin aşırı kullanımı da nedenler arasında.”
'ÇATLAKLARIN NEDENİ BİLİMSEL ÇALIŞMADAN SONRA ORTAYA ÇIKACAK'
Önalan, yüzey çatlakları ile ilgili başka bir ihtimalin ise depreme neden olan fay kırıklarından kaynaklı olabileceğini söyledi. Önalan, "Bunların bulunduğu yerlerde boşluk suyu basıncı kaybolduğu zamanda çökmeler olabilir. Ama bizim görüşümüze göre ana neden, yeraltı suyunun aşırı çekilmesi ve jeotermal santrallerde kullanılan sondaj kuyularından aşırı miktarda üretim ve reenjeksiyon yapılması" diye konuştu. Önalan, çatlaklara neden olan etkenlerden hangisinin ana etmen olduğu ya da başka etmenlerin olup olmadığının bilimsel çalışmalarla ortaya çıkacağını belirtti. Önceki gün Dokuz Eylül Üniversitesi’nden akademisyenlerle arazide olduklarını belirten Önalan, "Onlar sanıyorum konuyla ilgili araştırma projesi gerçekleştirecek. İki ya da üç ay içerisinde çatlakların ana nedenleri ortaya çıkacak. Çökme ve çatlaklar bir sismik aktivitenin göstergesi olarak görünmüyor. Uzun süredir de çatlakları oluşturacak bir deprem aktivitesi yok. Biz, anlattığım ilk iki neden üzerinde duruyoruz" ifadelerini kullandı.
‘ÇATLAKLAR NEDENİYLE BİNALARIN ÇÖKME İHTİMALİ ENDİŞELENDİRİYOR’
Çatlaklarla ortaya çıkan risk durumuna ilişkin de konuşan Önalan, en büyük endişelerden birinin yerleşim bölgelerinde aynı çatlakların oluşmasıyla binaların çökme ihtimali olduğunu söyledi. Önalan son olarak Konya-Karaman havzasında oluşan obruklarla Aydın'da ortaya çıkan çatlaklar arasındaki farklılığa da değindi: "Konya-Karaman illerinde meydana gelen çatlaklar ile Aydın'da ortaya çıkan çatlaklar arasında farklar var. Çok uzun yıllardır o bölgede ciddi miktarda yeraltından aşırı bir çekim var. Orada genç kireç taşı çökelleri var, yani kalsiyum karbonat çökelleri. Bunlar karbonik asitli sularla yıkandığı zaman aralarında boşluklara neden oluyor. Karbonik asitli sular, kalsiyum karbonatı çözüyor. Çözülme olduğu zaman kireç taşlarında boşluklar oluşuyor. Dolayısıyla yeraltı suları da aşağı doğru inince boşluk suyu basıncı tamamen kayboluyor. Üst tarafta aniden yuvarlak obruklar oluşuyor. Aydın bölgesinde oradaki gibi kireç taşı yok. Aydın'daki kum çakıl gibi ince tanelerin arasında meydana gelen boşluklarla ilgili. Köken olarak oluşum nedenleri birbirine bağlı."
'ESAS SORUMLU JEOTERMALLERDİR'
Germencik Çevre ve Doğa Derneği Başkanı Halil Çetinkaya da, sorumlunun üretici gibi gösterilmesine tepkili. Çetinkaya, üreticinin yeraltı suyunu yılda iki ay kullandığını, soruna 24 ay boyunca yeraltı kaynakları kullanan jeotermal aktivitenin neden olduğunu söyledi: "Bunun yeraltı suyunun çekilmesi olarak değerlendirilmesi, sorumlunun çiftçi olduğunu gösterir. Esas faktör jeotermallerdir. Bizim burada zeytin, incir üretimi yapılır. İncir fazla su sevmez. Yeraltı suyu bu sene takviye olarak kullanıldı. Sulama iki ay yapılır. 16 tane jeotermal santral ise 7/24, 12 ay boyunca yeraltı suyunu kullanıyor. Faturayı üreticiye kesmenin anlamı yok."
Çetinkaya, Ömerbeyli'den başlayıp Aydın-İzmir karayoluna kadar uzanan bir çatlak olduğunu da sözlerine ekleyerek çatlağın uzunluğunun parçalar halinde yaklaşık beş kilometreye ulaştığını belirtti: "Biz dernek olarak bilimsel çalışma yapılmasını talep ediyoruz. Halkın da benzer talebi var, yıllardır gerçekleştirilmedi. Akademik bir çalışma gerektiren bir durum var ortada. Jeotermallerin kümülatif etkilerinin araştırılmasını istiyoruz."