AYM’den haksız gözaltı kararı: Günlük 5 bin lira

Avukat Ozan Başdinç, ‘haksız’ gözaltı süresini AYM’ye taşıdı. AYM, günlük 5 bin lira cezaya hükmetti. Başdinç’e göre karar emsal niteliğinde.

Google Haberlere Abone ol

İSTANBUL - Anayasa Mahkemesi, 10 Kasım 2016 yılında örgüt üyeliğinden gözaltına alınan ve 4 gün gözaltında tutulmasına rağmen kayıtlara 1 gün geçirildiği için dava açan avukat Avukat Ozan Başdinç'in başvurusunu karara bağladı.

‘GÜNLÜK 5 BİN LİRA TAZMİNATA HÜKMEDİLDİ’

AYM’nin kararının herkes tarafından duyulması gerektiğini söyleyen Başdinç, yaşadığı süreci şöyle anlattı: “Yargılamadan sonra gözaltında kaldığım günler için tazminat davası açtım. Van 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılamam yapıldı. 4 gün gözaltına kalmıştım benim 1 gün gözaltına olduğumu kayda geçirmişlerdi. Tazminat davasında 33 lira maddi, 99 lira da manevi tazminat verdiler. Ben istinaf ettim. Haklı bulundum. Gözaltı sürem 3 güne çıkarıldı. Manevi tazminat 200 lira maddi tazminat ise 99 liraya çıktı. Daha sonra Anayasa Mahkemesi’ne başvurdum. Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkında ihlal kararı verildi. Yeniden yargılama yapıldı. 5 Kasım’da 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde, günlük 5 bin lira tazminata hükmedildi.”

‘İLK VE SON EMSAL KARAR’

Başdinç, kararın emsal niteliği taşıdığını sözlerine ekleyerek şöyle devam etti: “Bu karar aslında bir emsal. Şimdiye kadar bu tür davalarda, her zaman manevi tazminat maddi tazminatın iki katı olarak verilir. Maddi tazminat da genelde asgari ücretine göre belirlenir. Genellikle çok düşük ücretler verilir. Yani bir günlük manevi tazminatın 5 bin lira olması emsal. Bunun bilinmesini istiyorum. Artık ağır cezalarda bu tür davalar görülmeyecek. Tazminat komisyonu karar verecek. O nedenle bu muhtemelen ilk ve son karar oldu.”

Ozan Başdinç’in avukatı Ruken Altun da kararla ilgili “AYM müvekkilim ve meslektaşım olan Ozan Başdinç hakkında verdiği kararda tazminatın Anayasanın 19. Maddesinin 9. Fıkrasıyla uyumlu olup olmadığını değerlendirirken somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiğine vurgu yapmış ve tazminat miktarının hakkın özünü zayıflatacak derece düşük olmaması gerektiğini vurgulamıştır. Söz konusu Anayasa Mahkemesi kararı kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlalinin tazmini konusunda önemli bir emsal teşkil etmektedir. Bu kararla söz konusu hakkın ihlalinin tazmini konusunda ölçülü ve hakkaniyetli karar verilmesinde emsal niteliği taşımaktadır” dedi.