AYM'nin Cizre bodrumları için 'eksik belge' gerekçesine Türkdoğan'dan tepki
AYM'nin Cizre’de 2015'teki sokağa çıkma yasağı döneminde üçüncü bodrumda öldürülenlere ilişkin tedbir başvurusunu reddettiği kararın gerekçesi Resmi Gazete’de yayımlandı.
DUVAR - Şırnak’ın Cizre ilçesinde 14 Aralık 2015 tarihinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı döneminde üçüncü bodrumda ölenlere ilişkin Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) yapılan ihtiyati tedbir kararının reddedilme gerekçesi açıklandı. AYM kararında, “Geçerli mazeret olmadan eksik belgelerin zamanında tamamlanmaması” gerekçe olarak gösterildi.
Başvurucuların avukatı İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise AYM'nin eksik belge talebini 6 ay içerisinde iletmesi gerekirken 1 yıl 9 ay sonra bu talebi ilettiğini, ek süre ise verilmediğini belirtti. Türkdoğan karar nedeniyle hiç kimse için hak kaybı olmadığını söyleyerek, “Cizre bodrumlarında katledilen sivillerin yakınlarının ve hak savunucularının adalet talebi inatla ve ısrarla sürdürülmektedir. Yaşamını yitirenlerin yakınları bakımından herhangi bir hak kaybı olmamıştır” dedi.
Cizre'nin Cudi mahallesindeki çatışmalarda üçüncü bodrumda yaşanan ölümlerle ilgili yapılan başvuruda Ahmet Tunç, Arjin Edin, Berivan Edin, Güler Yerbasan, Kemal Koç, Mehmet Akyol, Mehmet Siraç Özgül, Muhammed Ali Edin, Nermiye İverendi, Recep Demir, Sahip Baran Edin, Sait Bilgiç, Selim Özkul, Süleyman Edin, Süleyman Turgut ve Zekiye Edin dosyada başvurucu olarak yer alıyordu.
AYM, ret gerekçesinde, "Başvurunun geçerli mazeret olmaksızın eksikliğin süresinde tamamlanmaması nedeniyle reddine..." ifadelerini kullandı. AYM kararında başvurucuların açık kimlik ve adresi bilgileri başvuru formunda belirtilmediği, başvurucu yakınları tarafından başvuruyu yapan avukatlara verilen vekaletnamelerin dosyada bulunmadığı, başvuru formunda ihlal edildiği ileri sürülen hakların gerekçesiyle birlikte öz olarak açıklanmadığı, bireysel başvuru yapıldıktan sonra başvuruyla ilgili koşullarda değişiklik meydana gelip gelmediği yönünde bilgi verilmediği, ihlalin dayanaklarına ilişkin belgenin asılları veya onaylı suretlerinin başvuru formuna eklenmediği belirtildi.
Yüksek mahkeme, Türkdoğan'a, eksik bildirim yazısının tebliğinden itibaren 15+30 gün içinde mazeret olmaksızın giderilmemesi halinde başvurunun reddedileceği yönünde karar verileceğinin bildirildiğini aktardı.
TÜRKDOĞAN: AYM İÇ TÜZÜĞE AYKIRI OLARAK EKSİK BİLDİRİM MEKTUBU GÖNDERDİ
Başvurucuların avukatı Türkdoğan ise bu ret gerekçeleri için şunları söyledi: “Derya Koç’un babası Kemal Koç, Abdullah Özgül’ün babası Mehmet Siraç Özgül, Meryem Akyol’un babası Mehmet Akyol, İbrahim İverendi’nin annesi Nermiye İverendi, Lokman Bilgiç’in babası Sait Bilgiç, Sitar Özkül’ün babası Selim Özkül, Fatma Demir’in abisi Recep Demir, Abdülselam Turgut’un abisi Süleyman Turgut, Sahip Edin’in annesi Zekiye Edin, eşi Berivan Edin, çocukları Muhammet Ali Edin, Arjin Edin, Süleyman Edin ve Sahip Baran Edin, Orhan Tunç’un babası Ahmet Tunç ve nikahsız eşi Güler Yerbasan adına usulüne uygun olarak çıkarılmış vekaletnameler ve kimlik fotokopileri hazırlanmıştır. Diğer yaşamını yitiren kişilerin ailelerine ulaşılamamıştır. Toplam 10 kişi üzerinden başvuru sürdürülmüştür.”
Bu başvurunun üzerinden 1 yıl 9 ay geçtikten sonra Anayasa Mahkemesi Bölümler Raportörlüğü'nün kendilerine bir mektup göndererek, 'eksikliğin giderilmesi' bildiriminde bulunduğunu ve eksikliklerin 15 gün içerisinde tamamlanmasını istediğini belirten Türkdoğan şöyle devam etti: “Bu mektubu 13.11.2017 tarihinde teslim aldık. Yazıyı alır almaz ek süre talep ettik. Talebimize 15 günlük süre dolduktan sonra, 01.12.2017 tarihinde olumlu cevap verildi. Biz de bu tarihi esas alarak 30 gün içinde istenilen evrakları teslim ettik. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğün 73. maddesinde tedbir taleplerinin öncelikle görüşüleceği ve tedbir ile ilgili kararın verilmesi ile birlikte en geç 6 ay içinde esas kararın verilmesi gerektiği belirtilmektedir. Anayasa Mahkemesi kendi İçtüzüğüne aykırı olarak başvurumuzdan 1 yıl 9 ay sonra başvuruculara eksiklik bildirimi mektubu göndermiştir.”
'BİREYSEL BAŞVURULAR DEVAM EDİYOR'
AYM’nin bugünkü kararının Derya Koç ve arkadaşları yaşıyorken yapılan ihtiyati tedbir talebi ile ilgili başvuru olduğunu belirten Türkdoğan son olarak şunları söyledi: “Yaşamlarını yitirdikten sonra Savcılık ve Hakimlik süreçleri tamamlanınca AYM’ye aileleri adına ayrı ayrı başvuruları yaptık ve yukarıda belirttiğimiz gibi bu başvurular halen devam etmektedir. Ayrıca Cizre 1. ve 2. bina bodrumları ile ilgili ihtiyati tedbir amaçlı yapılan toplu başvurular ile ilgili olarak AYM henüz bir karar vermeyip bu başvurulardan birisini ayırmıştır. Buradan da ne çıkacağını beklemekteyiz. Ancak tekrar belirtmek gerekir ki, yaşamını yitiren her bir başvurucu için Şırnak Sulh Ceza Hakimliği kararından sonra AYM başvurusu yapıldığı için bu gibi usulü kararların esas bakımından ciddiye alınmaması gerektiğini, ancak 5 yıl sonra etkili hukuk yolu olmadığı, içtüzüğe aykırı olarak usulü eksiklik talep edildiği, ek süre tebliğinden itibaren 30 gün içinde evraklar teslim edildiği halde bu yokmuş gibi davranılması gibi hususlarda bu kararı AİHM’e taşıyacağımızı da belirtmek isterim. Sonuç olarak Cizre bodrumlarında katledilen sivillerin yakınlarının ve hak savunucularının adalet talebi inatla ve ısrarla sürdürülmektedir. Yaşamını yitirenlerin yakınları bakımından herhangi bir hak kaybı oluşmamıştır. Çünkü bireysel başvurular devam etmekte.”
NE OLMUŞTU?
Cizre'de 2015'te ilan edilen ve 79 gün süren sokağa çıkma yasakları döneminde çıkan çatışmalarda henüz resmi olarak kaç kişinin vefat ettiği bilinmiyor. Kamuoyunda ‘vahşet bodrumları’ olarak anılan, üç bodrum katında 100’ün üzerinde kişinin hayatını kaybettiği iddia ediliyor. Cizre Halk Meclisi Eşbaşkanı Mehmet Tunç ve kardeşi Orhan Tunç da bu bodrum katlarında vefat etti. AİHM çatışmalar sürerken ilçede yaşananlarla ilgili tedbir kararları verdi.
Yaşanan sivil ölümleri o dönem dünya kamuoyunda da geniş yer aldı. Dönemin Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeid Raad al-Hussein, Türkiye’ye, güvenlik güçlerinin uyguladığı iddia edilen insan hakları ihlallerinin incelenmesi için bağımsız soruşturmacılara izin vermesi çağrısında bulundu. Hussein, “Türkiye’nin güneydoğusundaki güvenlik operasyonları sırasında silahsız sivillerin askeri araçlardaki keskin nişancılarca vurulduğuna dair raporlar ulaştığını” söyleyerek, Cizre’de bodrumlarda mahsur kalan 100’den fazla insanın yakılarak öldürüldüğüne dair iddiaların da araştırılmasını istemişti.