Ayşegül Doğan, Erdoğan'ın sözünü hatırlattı

DEM Partisi Sözcüsü Ayşegül Doğan, Meclis'te yaptığı konuşmada "Erdoğan'ın söylediği gibi, 'İnkar, ret, asimilasyon olmamalı, son bulmalı. Ölüm, şiddet, çatışma değil, ihtiyacımız olan demokrat" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor.

Genel Kurul'da 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 12'nci maddesi üzerine konuşan DEM Partisi Sözcüsü ve Şırnak Milletvekili Ayşegül Doğan, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söylediği gibi, 'İnkar, ret, asimilasyon olmamalı, son bulmalı. Ölüm, şiddet, çatışma değil, ihtiyacımız olan demokratik siyasettir. Sözün bittiği yerde değiliz, sözün başlaması gereken yerdeyiz.' Hepinizi bu söze davet ediyorum" dedi.

Ayşegül Doğan, şunları kaydetti:

"Şırnak'ta son bir yılda kamuoyuna yansıyan 12 intihar vakası var. Son bir ayda mesela, ikisi Cizre ilçesinde olmak üzere en az üç genç intihara teşebbüs etti. Ve maalesef iki genci kaybettik. Uzmanlara göre bu intiharların bir nedeni de bilinçli bir yoksullaştırma politikasının uygulanıyor olması.

Şırnak ili ve ilçelerinde sağlık hizmetleri hem ekipman hem de personel açısından son derece yetersiz. TÜİK verilerinde dahi, örneğin anne-bebek ölümleri üç kattan fazla.

Silopi, Uludere, Cizre ve Şırnak'ta uyuşturucu bağımlılığında son yıllarda çok ciddi bir artış var. Bağımlılık yaşı düşmüş ama buna rağmen mevcut AMATEM'ler kapalı, açılma sözü verilenler de hâlâ açılmadı. Yıllardır Cizre-Nusaybin, Cizre-Uludere-Beytüşşebap, Şırnak-Güçlükonak ve Cizre-Silopi uluslararası İpek Yolu'nda ölümlü trafik kazaları yaşanıyor, yaralanmaları hatırlatmıyorum bile. Duble yollarla övünen iktidar verilen onlarca söze rağmen bu yolları onarmıyor, bu sorunu çözmüyor.

Atanan kayyumlar halkın iradesini yok saymanın yanı sıra yaptıkları usulsüzlüklerin de hesabını vermiyorlar. Örneğin, Cizre Belediyesi 2018'den bu yana Sayıştay tarafından denetlenmedi.

'ŞIRNAK'TA KORUCULUK TEŞVİK EDİLİYOR, DESTEKLENİYOR, GÜÇLENDİRİLİYOR'

Koruculuk sisteminin kaldırılması gerektiğine dair yaygın görüşe rağmen koruculuk sistemi lağvedilmiyor, özellikle Şırnak'ta teşvik ediliyor, destekleniyor, güçlendiriliyor ve neredeyse tek istihdam alanına dönüştürülmüş vaziyette. Bu sistemin güçlendirilmesi başka güç odaklarını güçlendirdiği gibi mesela geçenlerde 11 Aralık'ta Şırnak'ın Uludere ilçesi Şenoba beldesi yöneticimiz, emektarımız Ahmet Gün'ün katledilmesine neden oldu.

Şırnak'ta 5 yaş altı çocuklarda bodurluk oranı yüzde 9'u, 10'u buluyor. Her 9-10 çocuktan biri bodur.

Seçim bölgem Şırnak'tan verdiğim, aynı zamanda memleketim, tekrar ediyorum, dolayısıyla çocukluğum ilk gençliğim oralarda geçti, yıllardır bu sorunu konuşuyoruz, on yıllardır. Her bir yaşanmışlık örneği, bu liste uzun, uzatabilirim ben de neresinden tutsanız, eğitimden sağlığa hepsi Kürt meselesine değiyor.

'SORUNLARI DİYALOG VE MÜZAKERE YOLUYLA ÇÖZMELİYİZ'

Bu sözler Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ait ve çok kıymetli sözler. Biz bu tarihi yok sayamayız, yok saymamalıyız. Acıyı çok iyi bilen, acı çekmiş, bunun için ağır bedeller ödemiş bir parti geleneğinden gelen bir kadın, bir Kürt olarak diyorum ki bazı hatırlatmaları neden yapıyoruz biliyor musunuz? Bazı muhalefet partileri gibi yermek ya da eleştirmek için değil, aksine, bu tarihi yeniden hatırlatmak ve bu tarihe hepinizi, iktidarıyla, muhalefetiyle davet etmek için yapıyorum. Türkiye'nin temel sorunlarını diyalog ve müzakere yoluyla çözmeliyiz. Şimdi bu Meclis, iktidarı ve muhalefetiyle, 'Bu sorun hepimizin sorunudur' diyebilmeli ve bu sorunun çözümü için kınama, lanetleme, bizi hedef gösterme, hakaret içerikli bir dil ve yöntem yerine, hiçbir genç bedenin toprağa düşmemesi için sorumluluk almalıdır. Bugün değilse ne zaman alacağız o sorumluluğu? İnsanlar bize niye oy verdiler? Tıpkı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söylediği gibi, 'İnkar, ret, asimilasyon olmamalı, son bulmalı. Ölüm, şiddet, çatışma değil, ihtiyacımız olan demokratik siyasettir. Sözün bittiği yerde değiliz, sözün başlaması gereken yerdeyiz.' Hepinizi bu söze davet ediyorum."