Babacan: Bu havayı en son Kasım 2002'de görmüştüm
14 Mayıs seçimlerine ilişkin konuşan DEVA Partisi lideri Ali Babacan, " Gittiğim her yerde yüksek kuvvetli değişim talebini görüyorum. Bu havayı en son Kasım 2002 seçimlerinde gördüm" dedi.
DUVAR - DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, önceki akşam Habertürk'te Sena Alkan ve Fevzi Çakır'ın sorularını yanıtladı. Gündeme yönelik açıklamalarda bulunan Babacan Meclis'e en az 15 vekil sokmayı beklediklerini söyledi.
Babacan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
SAHADA HALA KARARSIZLAR OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ: Gittiğim her yerde yüksek kuvvetli değişim talebini görüyorum. Bu havayı en son Kasım 2002 seçimlerinde gördüm. Sahada hala kararsızların olduğunu görüyoruz. 2002 seçimine giderken ülkedeki özgürlüklerle ilgili baskılar hem de ekonomik kriz değişim talebi oluşturdu. Yasaklarla, yoksullukla ve yoksunlukla mücadele demiştik. Benim de zamanında kurucusu olduğum parti bu 3 Y bulamacı oldu. Bugün adalet, özgürlük, demokrasiden bahsediyorsak Millet İttifakı'nda bulunuyor. Herkesin satın alma gücü düştü. Memurlar, emekliler, herkesin ama herkesin 1 aylık maaşı ile alabildiği neydi, bugün 1 aylık maaşı ile ne alabiliyor.
AK PARTİLİLER İÇİN BEN KENDİ İÇLERİNDEN SESİM: Yeniden adalet, özgürlük diyorsak yeni başlangıç yapmamız lazım. Bu siyaset bilimciler ve tarihçiler tarafından tespit edilmiş gerçek. Uzun süre iktidar gücü kullanılan insanları bozuyor. Güç yozlaştırıyor, mutlak güç mutlak yozlaştırıyor. Süreç çok uzayınca hukuk, kural tanımamaya başlıyor liderler. AK Parti'nin kuruluş tüzüğünde 3 dönem diyorduk. Özel konuşmalarımızda 'Ben üç dönem sonra ayrılacağım, vakıf işlerinde olacağım' dedi ama olmadı. Zamanında bırakmayı bilemedi. Hem ülke hem partisi hem kendisi zarar gördü. AK Partililer için ben kendi içlerinden bir sesim.
15-22 ARASI MİLLETVEKİLİMİZ SEÇİLEBİLİR: Bizim üye yapımız bütün siyasi partilere oy vermiş insanlardan geliyor. Bizim seçmenlerimizin yüzde 100'ünü CHP logosu altına 'evet' mührünü bastırmaya ikna edemeyebiliriz. Ama sahada zaman içerisinde gördüğümüz şu; insanlar bunu anladı. Birinin aldığı öbürünün kaybettiği bir şey değil herkesin topluca kazandığı bir sistem. Bizim milletvekili adaylarımız DEVA Partili olarak listeye giriyorlar. Seçildikten sonra DEVA milletvekilleri olacaklar. 26 adayımız var. Tahminimiz 15 ile 22 arasında görülüyor. En az 15'i seçilecek gibi görünüyor. Bütün arkadaşlarımız çok gayretli.
EN UFAK BİR ŞÜPHE OLSA DEVA'YI KURMAZDIK: Bu geniş bir işbirliği bu. Sadece bizim arkadaşlarımız yok tabii o listelerde. Saadetli. Gelecek Partili, Demokrat Partili, İYİ Partili arkadaşlarımız var. 6 parti olarak yola çıkarken birbirimize güvenerek yola çıktık. Birbirimizi tanıyorduk, bu süreçte daha iyi tanıdık. Birbirimizin vücut dilini tanıdık. Birbiriyle uyum sağlamış, ortak politika metni hazırlamış takım olarak hazırız. Şampiyonlar ligi, yıldızlar karması diyoruz biz. 13 yıl bakanlık yaptım. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en uzun süre bakanlık yapanlardan bir tanesi oldum. Eğer o dönemle ilgili en ufak kaygı, kuşku, şüphe olsaydı DEVA Partisi'ni kurmazdık.
SAYIN İNCE'NİN TABİİ Kİ KENDİ KARARIDIR: 1 aydır miting konuşmalarımın yüzde 80-90'ında temelde iki tercih var diyorum. Bu bir referandum diyorum. Nihayetinde Cumhur İttifakı mı, Millet İttifakı mı? Mevcut sistem siyasi partileri grup olarak hareket etmelerini gerektiren sistem. Münferit hareketlerle tek başına iktidar olunması mümkün değil. O partinin genel başkanının partisinin desteği ile Cumhurbaşkanı olabilmesi mümkün değil. Ne zamanki anayasa değişir, parlamenter sisteme geçilir, o günün parametreleri farklı işler. Sayın İnce'nin çekilmesi tabii ki kendi karardır. Diyecek bir şey yok.
20 BAKANIN 5 YIL BOYUNCA EV ÖDEVİ HAZIR: 'Anlaşabilecek misiniz' diye soruyorlar, biz anlaştık. Biz seçimden 14 ay önce oturduk. Sadece genel başkanlar değil, genel başkan yardımcılarımızdan oluşan 7-8 komisyon kurduk. Basın müşavirlerimiz beraber kahve içiyorlar artık. Uzun bir uyum ve birbirimize alışma dönemi geçirdik. Ne yapacağımıza karar verdik. 2300 maddede 20 bakanı 5 yıl meşgul edecek ev ödevi hazır.
BAZI SORUNLAR 90 DAKİKADA ÇÖZÜLECEK: İlk yapacağımız, cumhurbaşkanımız mazbatayı aldıktan sonra konuşma yapacak. O konuşma bazı sorunların çözülmesine yöneliktir. İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü inanın 90 dakikalık konuşma sürecine Türkiye'deki özgürlük iklimi anında çözülür. Denilecek ki, 'ey gazetecilerimiz, yorumcularımız, çizerlerimiz artık özgürsünüz. Biz hiçbir gazeteciyi bizi eleştirdi diye patronuna telefon edip işten kovdurtmayacağız' diyeceğiz. Yargının bağımsızlığı 90 dakikada yapılacak konuşmayla çözülecek. Hakimlerimize 'artık vicdanınızın sesini dinleyin, AİHM içtihatlarına bakın' diyeceğiz.
EKONOMİK GÖSTERGELER DÜZELECEK: Ekonominin temelinde hukuk, adalet, özgürlükler, demokrasi var. Öncelikle temeli sağlamlaştırırken eş zamanlı ekonomide rasyonaliteyi yerine getireceğiz. En önemli sorun enflasyon. En modern hırsızlık metodu. Enflasyonla mücadele birinci öncelik olması zorunda. Buna odaklanınca döviz kuruyla ilgili istikrar gündeme gelecek. Risk primi düşecek. Bizim iktidarımızın ayak sesleri yaklaştıkça ekonomik göstergeler düzelmeye başlayacak demiştim.
DÜZGÜN İSİMLERLE ÇALIŞILACAK: Her partinin 2 ekonomi kurmayı toplantı yaptı. Biz ehliyet ve liyakatle gidiyoruz. Kadrolarda sorun yok. Merkez Bankası kadrosu için kaç tane aday elimizde hazır. Eminim ki, diğer partilerde de var. Düzgün isimler çakışacaktır. Burada particilik yapmamak lazım. Elimizdeki insan kaynağı havuzunda en iyi o görevi kim yapacaksa partisine bakmadan görevlendirmek lazım. Her partide iddialı arkadaşlarımız olabilir, aday olarak kendilerini öne çıkarabilirler. Bunlarla ilgili oturup karar verilecek.
IMF'DEN DAHA BÜYÜK KAYNAKLAR VAR: IMF ile kredi sözleşmelerimiz olduğu dönem oldu, olmadığı dönem oldu. Türkiye IMF'nin hissedarı. Bizim IMF'de yönetim kurulu üyemiz oldu. IMF üyesi ve ortağı olduğumuz kurum. IMF ülkelere akıl ve para verir. Akıl kısmına gelince. Türkiye'nin insan kaynağı kapasitesi IMF'nin insan kaynağı ve kapasitesinden çok daha kıymetli. Mesele akılsa bizde çok fazlası var. IMF'nin kaynaklarından dünyada çok daha büyük kaynaklar var. Düzgün ekonomi politikası ortaya koyduğumuzda zaten güven dünyadaki kaynakları Türkiye'ye akıtacaktır. Uluslararası kuruluşlarla tabii ki istişare halinde oluruz. Burada doğru kararları verecek siyasi irade önemlidir.
ENFLASYONUN TEK HANEYE İNMESİ VAKİT ALACAK: Ekonomimiz son yılların en kötü durumunda. Bunu herkes görüyor, bizzat yaşıyor. Geçen uğradığım bir kasap '50 gram kıyma istiyorlar' dedi. Ekonominin düştüğü durumu herkes biliyor. Merkez Bankası'nın net döviz pozisyonu eksi durumda. Cari açık da fazla. Depremin getirdiği yük var. 50-100 milyar arasında yük var. Başta İstanbul olmak üzere diğer şehirlerimizi depremi hazırlama ile ilgili kaynak ihtiyacı var. Kurumsal yapıyı 1 ayda ayağa kaldırırız. Kriz iklimini üzerimizden atmamız, galiba dibi gördük artık yükseliş başladı hissiyatını en geç 6 ayda oluştururuz. Enflasyonun tek haneye inmesi biraz vakit alacak, onu söyleyelim. (HABER MERKEZİ)