Babacan’dan özelleştirme yorumu: Firma tekel olacaksa, özelleştirme yapılmamalı
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, son dönemde çok tartışılan enerjide özelleştirme ile ilgili konuştu.
ANKARA- Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, Haber Global’de katıldığı Siyaset Özel programında Senem Toluay Ilgaz, Oral Çalışlar, Nihal Bengisu Karaca ve Metehan Demir’in sorularını yanıtladı.
‘ELEKTRİK, DOĞAL GAZ DAĞITIM ŞİRKETLERİ KENDİ BÖLGESİNDE TEKEL’
Gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Babacan, elektrikte özelleştirmeye ilişkin şunları söyledi:
“Elektrik, doğal gaz dağıtım şirketleri kendi bölgesinde tekel. Arıza çıktığında ‘Bu şirket değil, öbür şirket yapsın’ diye çağıramıyorsunuz. Kendi bölgesinde tekelse, o şirketin çok iyi denetlenmesi, düzenlemenin çok dikkatli yapılması ya da o özelleştirmenin hiç yapılmaması lazım. Bir firma, özelleştirildikten sonra tekel durumuna düşüyorsa, tercihen o özelleştirmenin hiç yapılmaması lazım. Tekel, rekabetin ruhuna aykırı.”
‘ELEKTRİK ŞİRKETLERİNİN ELEKTRİK KESMESİ ZOR’
Elektrik dağıtım şirketlerinin fahiş fiyatlar sebebiyle yurttaşların elektriğini kesmek gibi bir uygulamaya gidemeyeceklerini belirten Babacan,
“Biz zamanında icra iflas yasasını değiştirdik. Vatandaşlarımızın evlerinde kullandığı temel ihtiyaç maddelerinin haczedilmesini önledik. Bir vatandaşımız ne kadar borçlu olursa olsun, elindeki bir buzdolabını, fırınını, bulaşık makinesini haczedemiyorsunuz. Çünkü bunlar temel ihtiyaç. Böyle bir icra iflas yasası varken, borcunu ödemeyen vatandaşın elektriğini kesme gibi bir uygulamaya elektrik şirketlerinin girmesi çok zor. Binde bir olsa yaparsınız. Çok sayıda hane halkı bu faturayı ödeyemeyecek” dedi.
‘SEÇİM SONRASINA HAZIRLANIYORUZ’
Babacan, seçim sonrasıyla ilgili çok detaylı bir hazırlık yaptıklarının altını çizerek, “Bunu kendi uygulama tecrübemizden ve dünyanın uygulama tecrübesinden istifade ederek yapıyoruz. Ben 11 sene bu ülkenin ekonomi yönetiminin başında oldum. Uygulama tecrübesi bambaşka bir şeydir. Geçmişe dönüp de 2002-2008 mi, 2003-2020 mi, bunlar hiçbir zaman içi dolu tartışmalar olamaz. Çünkü toplum vicdanında da dünyada da tescillenmiş bir başarı dönemi o. Dünya Bankası 2014’te ‘Türkiye’nin başarı örnekleri’ diye o dönemin kitabını yazdı. Kitabın sunuş yazısında, ‘Türkiye hızlı büyürken, gelir dağılımını düzeltebilen ender ülkelerden birisidir’ der. Biz yarınlara bakalım” ifadelerine yer verdi.
Babacan’ın gündeme dair diğer açıklamaları şu şekilde:
BU MERTEBEDEKİ KRİZİ 6 AYDA ÇÖZERİZ: Bugünkü krizin şu andaki mertebesini 6 ayda çözülecek bir mertebe olarak görüyoruz. 2001 krizinden çözülmesi daha hızlı olur. 2001’de 300 milyar dolarlık bir ekonomimiz vardı. Şu anda ekonomi büyük ve korkunç bir yatırım altyapısı var. Korkunç bir sanayi altyapısı oluştu. Bunlar güven ışığı bekliyorlar. Özel sektörümüz güven ışığını görür görmez harıl harıl çalışır. Şu anda dünyadaki likidite hiç olmadığı kadar çok.
DIŞ OPERASYONLAR DAR İDEOLOJİK BAKIŞIN ÜRETTİĞİ SONUÇSA İSTİKRARA ZARAR VERİR: Önemli olan, dış operasyonların ülkenin dış istikrarına katkısıdır. İstikrara katkı sağlıyorsa, o istikrarın getirdiği ekonomik fayda çok daha büyük olur. Ancak dışarda yaptığınız askeri operasyonlar, dışarda asker bulundurma eğer rasyonalite gereği değilse, ulusal çıkarlarımız gereği değilse, dar bir ideolojik bakışın ürettiği sonuçsa, işte o zaman içerideki istikrara zarar verir. Onun da ekonomik maliyeti, fiilen harcadığınız paranın çok üzerinde olabilir. (DUVAR)