Babacan'dan Soylu'ya yanıt: Aklınız kumpaslarda olabilir, biz milleti düşüneceğiz

DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan, İçişleri Bakanı Soylu'nun kendisi hakkındaki sözlerini hatırlatarak, "Sizin aklınız şahsi çıkar, siyasi çıkar hesaplarında olabilir, biz milleti düşüneceğiz" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin il binasının açılış törenine katılmak üzere gittiği İzmir’de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. 27 Mayıs darbesinin 61. yıl dönümü dolayısıyla Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ı rahmet ve minnetle andığını söyleyen Babacan, İzmir basınına da gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Babacan'ın açıklamalarında öne çıkan başlıklar şöyle:

KİMİ DÜŞÜNECEKTİM? (İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Habertürk yayınında, 2015 yılındaki 7 Haziran seçimlerinden sonra dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun CHP'yle koalisyon kurmak istediği ve HDP'yle anayasa görüşmesi yaptığı iddiasında bulunarak, 'İlk MKYK toplantısında bugün DEVA Partisi’nin Başkanı Ali Babacan, 'Bu işlere bakmamalıyız, şu anda ekonomiyi ayakta tutmalıyız' dedi, açıklaması üzerine): İddiaların ortasındakilerden birisi, televizyon programına çıktı anlatıyor. Ya sen önce bir sorulanlara cevap versene. Konuyu hedefinden saptırıp, başka isimleri telaffuz ediyor. ‘Kritik bir dönemde Ali Babacan vatandaşın işini, aşını, ekonomisini düşünüyor’ diyor. Ne yapacaktım? Sizin aklınız başka yerlerde olabilir. Sizin aklınız şahsi çıkar, siyasi çıkar hesaplarında olabilir. Alaverede, dalaverede, kumpaslarda olabilir. Biz tabii ki vatandaşı düşüneceğiz. Atalarımız ne demiş, kişi kendinden bilir işi… Siz herkesi kendiniz gibi şahsi ikbal peşinde koşan insanlardan görüyor olabilirsiniz. Biz öyle değiliz. Ben bu ülke için hizmet ettiğim her dönem önce milletimi düşündüm ve milletimi düşünmeye devam edeceğim.

YASLI ADAYI BETON ADA YAPTINIZ, SERGİLEYECEĞİNİZ TİYATROYU GAYET İYİ BİLİYORUM: Bugün geldiğimiz noktada, 27 Mayıs darbecileri, hak ettikleri yere, tarihin utanç sayfalarına yazıldılar. Bugün Yassıada’da toplanıp adeta bir tiyatro oyunu hazırlayanlara, sözüm ona demokrasi nutku atacaklara sesleniyorum. Siz, hafızalarımıza kazınan 61 yıllık zulmün yaşandığı o ‘yaslı ada’ya bir gayrimenkul projesini kondurdunuz. O yaslı ada adeta bir beton yığını haline geldi. Bugün demokrasimiz iyi işlemiyorsa, bunun sebebi sizsiniz. Bu tarihsel olaylarla kendinizi meşrulaştırmaya, mağdur göstermeye çalışmayın. Bugün Yassıada’da tarihsel olaylarla bir yandan kendilerini meşrulaştırmaya çalışacaklar, biraz da mağduriyet oyunu oynayacaklar. ‘Zamanında rahmetli Menderes’i idam ettiler, bana da saldırıyorlar, saldıracaklar’ gibi hikâyeleri duyacağız. Oradaki tiyatro düzeninin ne olacağını gayet iyi tahmin ediyorum.

GEÇMİŞ TRAVMALAR ÜZERİNDEN OY TOPLAMAYA ÇALIŞMAYIN: Bugün ülkemizi karamsarlığa itenler, gençlere umutsuzluktan başka hiçbir şey vaat edemeyenler bu milleti geçmişin acılarıyla tehdit etmeye çalışıyorlar. Öncelikle siz yönetim olarak hukuka bağlı kalın. Kimse geçmişin travmalarıyla bu milletten oy toplamak gibi ucuz hesaplara kalkışmasın. Kimse o eski Türkiye’nin karanlığını bir sopa gibi kullanmaya kalkmasın.

 ERDOĞAN, YOLSUZLUKLA MÜCADELEYİ SUNDUĞUMUZDA, İL-İLÇE BAŞKANI BULAMAYIZ DİYORDU: Biz yolsuzlukla mücadele, şeffaflık, imar rantları konusunu çalışıp sunduğumuzda bize ne diyordu? ‘Bunları yaparsak il başkanı, ilçe başkanı bulamayız’ diyordu. Bizim şu anda 81 il başkanımız görevinin başında. 973 ilçenin 600’ünde ilçe başkanımız görevinin başında. Bütün il ve ilçe başkanlarımız bu ülke için çalışıyor. Sayın Erdoğan’a soruyorum, biz nasıl bulduk? Dürüst ve işin ehli insanlarla çalışırsanız kadronuzu rahat kurarsınız.

 CUMHURBAŞKANI ŞİDDETİ TEŞVİK EDİYOR: Bir muhalefet partisinin genel başkanına yapılan bir siyasi şiddeti destekliyor, daha fazlasını teşvik ediyor. Akıl alır gibi değil. Cumhurbaşkanı’nın bir numaralı işi, tüm vatandaşlarının olduğu gibi siyasi partilerin genel başkanlarının güvenliğini sağlamaktır. ‘Başına gelen iyi oldu, daha da fazlası olacak’ diyor. Böylesine gözleri körleşmiş, ülkenin gerçeklerinden kopmuş, iktidarı kaybetme korkusu iliklerine kadar işlemiş. Artık cumhurbaşkanlığı görevini neredeyse bir kenara bırakmış, bir siyasi rakip olarak, devlet gücünü kullanarak ‘Ben rakiplerimi nasıl yıldırırım, korkuturum’ derdine düşmüş. Artık bu iktidarın gitme zamanı hızla yaklaşıyor.

ERDOĞAN'IN TERCİHİ KÖTÜ DÜZENİN DEVAMINDAN YANA OLDU: Sayın Cumhurbaşkanı’nın dünkü tercihi mevcut düzenin bir süre daha devam etmesinden yana oldu. Ya kendi arkadaşlarına, bakanlarına tutum alıp ittifak ortağını kaybedecekti veya kurulu kötü düzenin devamından yana bir tercihte bulunacaktı. Tercihi kötü düzenin devamından yana oldu. (HABER MERKEZİ)