Bahçeli: Bizim dileğimiz İBB Başkanı’nın görevinden affını istemesi
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun görevden affını 'dilediklerini' belirten MHP lideri Bahçeli, "MOBESE’yi dillerine dolamaktan geri durmazlar. Takip ediliyorlarmış, izleniyorlarmış geçin bunları" dedi.
DUVAR - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'na kentte geçen hafta etkili olan kar yağışı üzerinden yüklendi. Bahçeli, İmamoğlu'nun balıkçıda yemek yemesiyle ilgili, "İstanbul’da balık baştan, tuz da hepten kokmuştur. Bir büyükelçiyi 16 milyon İstanbulludan daha çok önemseyen şahsa Türk-İslam medeniyetinin en büyük kenti nasıl emanet edilecek?" dedi.
Bahçeli'nin açıklamalarından başlıklar şöyle:
KİEV GÜÇ MERKEZLERİNİN İNSAFINA TERK EDİLMEMELİ: Ukrayna'nın adeta sömürge ülke muamelesi görmesi bize göre büyük bir seviye ve değer kaybıdır. Ukrayna’nın geleceğine karar verecek yegane güç bu ülke vatandaşlarının hür iradeleridir. Kiev’in geleceği bölgesel ve küresel güç merkezlerinin insafına terk edilmemelidir. Ukrayna Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi Ukrayna Biden ile Putin arasında bir anlaşmanın sonucu olmamalıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın aktif, samimi, ilkeli girişimleri ülkemizin arabuluculuk rolünü tahkim etmektedir. Sayın Erdoğan'ın Ukrayna'ya gidecek olması, Rusya Devlet Başkanı'nın Türkiye'yi ziyaret planı bölge barışına, istikrar ve huzur arayışına büyük bir destek olacaktır. Orta Doğu’dan sonra Orta Asya’nın ve Kafkaslar’ın iç çatışma ve kargaşa ortamına sürüklenmesini kesinlikle doğru bulmuyoruz.
BALIĞA TUZ DÖKMÜŞTÜR YOLLARA TUZ DÖKECEK BECERİYİ GÖSTEREMEMİŞTİR: Geçen hafta ülkemizin tamamında etkili olan soğuk ve karla hava şartları hayatın olağan akışını olumsuz etkilemiştir. Yağan kar rahmettir, berekettir, bolluğun müjdesidir. Ne karın yağdığını görebilen ne de kar tutan toprağı anlayabilen kifayetsiz muhterislerin kış gününde vatandaşlarımızı perişanlığa mahkûm ettiklerini cümle alem görmüştür. Meteoroloji uzmanları, bilim insanları günlerce İstanbul başta olmak üzere ülkenin genelinde yoğun kar yağışının olacağını alarm çalar gibi duyurmuştu. Sorun karın yağması değil alınmayan önlemler ve ihmaller zinciridir. Birleşik Krallığı’nın Türkiye Büyükelçisi ile 25 gün önce programlanan randevusunu saat gibi aklında tutan İBB Başkanı ne gariptir ki Meteoroloji’nin uyarılarını bir türlü hatırlayamamıştır. Balığa tuz dökmüştür de yollara tuz dökecek yönetim becerisini gösterememiştir. İstanbul’da balık baştan, tuz da hepten kokmuştur. Bir büyükelçiyi 16 milyon İstanbulludan daha çok önemseyen şahsa Türk-İslam medeniyetinin en büyük kenti nasıl emanet edilecek? Normal şartlarda İstanbul gibi bir kentin başkanının pek tabii herkesle görüşmesi normaldir, beklenen bir durumdur. Normal olmayan husus karın tam ortasında lüks bir balıkçıda görüşmeye niye ihtiyaç duyulduğudur. Konuşmalar tutanak altına alınmış mıdır? İBB kimlerin dolduruşuna gelmiş, kimlerin dolmuşa binmiştir? Bize göre CHP’nin büyükelçilerle düşüp kalması tesadüfi olmayıp demokrasi dışı, milli irade karşıtı bir arayışın mahsulüdür. Zira artık kartlar açık oynanmaktadır.
TAKİP EDİLİYORLARMIŞ, İZLENİYORLARMIŞ, DİNLENİYORLARMIŞ, GEÇİN BUNLARI: Ne utanmaları var ne sıkılmaları, sırça köşklerde sosyal demokratlık taslarlar, MOBESE kayıtlarına düşünce de kıyamet koparırlar. Kar yağışını, İstanbul’un dramını, balıkçıyı konuşmazlar yüzsüzce MOBESE’yi dillerini dolamaktan da geri durmazlar. Takip ediliyorlarmış, izleniyorlarmış, dinleniyorlarmış, geçin bunları. Bırakın bu boş bahaneleri, şiddetli kar fırtınası varken balıkçı noktasında ne aradığınızı hangi gizli emeller peşinde koştuğunuzu söyleyiniz. Sayın Abdulhamit Gül’ün başarıyla icra ettiği Adalet Bakanlığı görevinden affını istemesini, MOBESE görüntülerinin ortaya çıkmasına bağlayan CHP’nin zihniyetinin algı oyunları asla tutmayacak. Bizim dileğimiz İBB Başkanı’nın görevinden affını bir an önce talep etmesi, İstanbul’un önünü açmasıdır.
SEDEF KABAŞ VE SEZEN AKSU AÇIKLAMASI: Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na hakaret etmek, büyükbaş hayvan benzetmesi yapmak ifade ve düşünce hürriyeti sayılamaz. Bu tip bir kötü söz terbiyesizliktir, edepsizliktir, nitekim suçtur. Hz.Adem ile Hz.Havva’ya cahil demek bir sanatçı marifeti, demokratik bir hak, sıradan bir şarkı sözü olarak değerlendirilemez. Herkes aksini söylese de Milliyetçi Hareket Partisi bu görüşte olamaz, bu ilkelliğe göz yumamaz, selin akıntısına kapılamaz. Hakaret eden, küfreden, faşizan arzularını ilk fırsatta ifşa eden kim olursa olsun, bunun sonuçlarına mutlak surette katlanmalıdır. Bir televizyon kanalında Sayın Cumhurbaşkanı’na en ağır hakaretleri sıralayan sözde bir gazeteciye sessiz kalanların, Trabzon’da bir çocuğun heyecanla söylediği sözlere ateş püskürmeleri ikiyüzlülüğün deşifresidir. Dikkat buyurunuz, henüz 10 yaşında olan bu çocuğumuz Cumhurbaşkanı’na amca derken, Kılıçdaroğlu’na hain diye seslenmiştir. 203 sözde yazar, çizer, aydın ve gazetecinin bildiri hazırlayıp yayımlamak yerine bu sorunu ele almalarında yarar olacaktır. Bu yavrumuzu bu noktaya getiren nedir? Böylesi bir tercihe zorlayan ve bunu da telaffuz ettiren gelişmeler nelerdir? Şehidimiz Eren Bülbül’ün katilleriyle sarmaş dolaş olanların, ittifak kuranların, yanak yanağa verenlerin, bilahare herkesin, her kesimin geleceğimiz adına bu soruların üstünde kafa yormaları elzemdir. Terörizmin değirmenine su taşımanın sorarım sizlere, neresi haktır, neresi hukuktur, neresi demokrasidir? Katile katil, caniye cani, teröriste hain diyemeyen, sırf siyasi rant devşirmek için bölücülerle bir ve aynı kareye girmekten sakınmayan her kim varsa demokrasiyle arasına geceyle gündüz gibi mesafe koymuştur. (HABER MERKEZİ)