Bahçeli: Hiç kimse İçişleri Bakanı'nın boynuna tasma geçiremeyecek
MHP lideri Bahçeli "İçişleri Bakanı yalnız değildir" dedi, Binali Yıldırım ve oğlu Erkam Yıldırım'ın töhmet altında bırakılamayacağını söyledi.
DUVAR - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada organize suç lideri olmaktan hüküm giyen Sedat Peker'in iddialarının hedefindeki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile eski başbakanlardan Binali Yıldırım ve oğlu Erkam Yıldırım'a sahip çıktı.
Bahçeli'nin mesajları şöyle:
TAVİZ VERMEYİZ: Fiile odaklanıp faile sırt çeviremeyiz. Her zaman büyük resme odaklanmalıyız. Maşayı değil, tutan ve tutturan elleri görebilmeliyiz. Bugüne kadar akıntıya kapılıp, onun bunun dolduruşuna gelerek siyaset yapmadık. Bundan sonra da yapmamızı kimse beklememelidir. Dibi görünmeyen sudan su içmedik, hele hele korkuya hiç rehin düşmedik. Samanlıkta olmayan iğneyi arayanlarla, lafla peynir gemisi yürütme gayretindeki şaşkınları ciddiye almadan onları ipin üzerinde yürüyen cambazlarla baş başa bıraktık. Karanlık operasyonların hedefi haline getirmek için uğraşanlara, zemin yoklayanlara taviz veremeyiz. Göz yumamayız.
TEZGAH KURULDU: Açık seçik görüyoruz ki Türkiye'nin çevresindeki sisli ve sinsi kuşatma sertleşmektedir. Emel sahipleri kartlarını açık oynamaktadır. Herkesi uyarıyorum, hedef Türkiyemizdir. Hedef milli birlik ve huzur ortamımızdır. Kale duvarlarımızı yıkmak maksadıysa sinerjisini ve sistemsel enerjisini Türkiye düşmanlarından alan bir tezgah kurulmuştur. CHP bunun üstlenicisi olmuştur. Asıl bizi düşündüren de İP Başkanı'nın tavrıdır.
AKŞENER'İN ZİYARETİ MERCEK ALTINA ALINMALI: Geçen haftaki konuşmasında Sayın Cumhurbaşkanı'nı katil Netanyahu'ya benzeten bu şahsın birkaç gün sonra Rize'yi ve ilçelerini ziyaret ederek müessif olaylara sebep vermesi mercek altına alınmalıdır. Söz konusu ilçe belediyelerinin MHP yönetiminde bulunduğu göz önüne alındığında nasıl bir oyunun sahnelenmeye çalışıldığı da fark edilecektir. İP Başkanı'nın inadına yapar gibi Rize'ye gitmesi yalnızca düşüncesizlikle, sorumsuzlukla, öngörüsüzlükle izah edilemez. Siyasi hayatı kumpaslarla, yalanlarla, çıkar hesaplarıyla heba olmuş bu şahsın Netanyahu benzetmesinden sonra Rize'yi ziyareti olay çıkarmak üzere planlanmıştır. Arkasından haklı tepkilere küstahça tepki göstermesi, etrafındaki çapulcuların vatandaşlarımıza vandalca saldırması ağır provokasyon halidir. Esnaf geziyorum diyenler esnafa tekme tokat musallat olmuştur. İP'in Başkanı Rizeli vatandaşlarımızın hassasiyetlerini kaşımanın yanı sıra ateşle oynamış, siyasi öfkeyi körükleyerek şiddet zincirinin ilk halkası olmak için podyuma çıkarılmıştır.
AA MUHABİRİ VE VİRANŞEHİR SAVCISI: AA'nın kuşkulu bir muhabir tarafından İçişleri Bakanıyla ilgili yöneltilen ısmarlama soru gündeme oturmuştur. Korona virüsü genelgelerini haksız tenkit ederek açıklama yapan, görev sınırlarını aşan Viranşehir Savcısı'nın durumu da üzerinde durulması gereken muammalı konular arasında. Şaibeli ve şüphe uyandıran olaylar üst üste gelmiştir. Bunlardan biri de PKK'nın Pençe harekatlarının komuta merkezlerine maket uçaklarla suikast girişimidir.
BİZ HER ŞEYİN FARKINDAYIZ: FETÖ'ye, PKK'ya ve milli bekamızı tehdit eden ülkelere yönelik sağlam duruşumuz kim varsa rahatsız etmektedir. Son zamanlarda ortaya çıkan mesnetsiz iddiaların, gündeme taşınan melun iftiraların, Türkiye aleyhine icra edilen bölgesel ve küresel operasyonlardan bağımsız ele alınması bize göre mümkün değildir. Terörle mücadele kahramanca devam ederken, vatan savunması tehditlerin doğduğu alanlarda yapılırken, bu mücadelenin içinde yer alan asker ve sivil devlet adamlarını itibarsızlaştırma çabaları hain bir amaca matuftur. Kimse aklımızla alay etmesin, sabrımızı yanlışa yormasın. Biz her şeyin farkındayız.
AÇIĞIMIZI KOLLUYORLAR: Milletin kutulu varlığını uçuruma çekmek üzere ifa edilen şirret kampanyayı takip ediyoruz. Türkiye'nin önünü kesmek için yarış haline olanlarla, karar ve irade organlarına ambargo koymak maksadıyla algı düzenekleri kuranlar el ele vermişler, yıkım ittifakı kotasında birleşmiştir. Oyun büyüktür, kirlidir, karanlıktır. Çok boyutlu ve çok aktörlüdür. Libya'daki varlığımızın rövanşını almaya çalışıyorlar. Kıbrıs'taki eşit ve iki devlet kararlığımızın hesabını sormaya çalışıyorlar. Suriye'de Irak'ın kuzeyinde bölücü terör örgütü PKK; PYD, YPG'ye dünyayı zindan etmemizden dolayı üstümüze geliyorlar. Boyun eğmediğimiz için, alttan almadığımız için deliye dönüyorlar, açığımızı ve zaaf anımızı kolluyorlar.
BAŞARILI OLAMADILAR: Kandil'e Türk bayrağını dikeceğiz ya, çıldırıyorlar. Siyasi taşeronlarına 128 milyar dolar nerede sorusunu sorun dediler tutmadı. Emekli amirallere bildiri yayınlattılar, kimse yemedi. Cumhur İttifakı'nı karalayın, ekonomiyi kötümserliğin tüneline sokun diye iş birlikçilerine tembihte bulundular, küçük azınlık harici inanan çıkmadı. Şahsım hükümeti, tek adam rejimi, yönetilemeyen ülke propagandalarında başarılı olamadılar.
TASMA GEÇİREMEYECEKLER: Karambolde siyasi fırsatçılığa kalkışanlar, iki dünyada bunun hesabını vereceklerdir. İkazen diyorum ki, hiç kimse TC İçişleri Bakanı'nın boynuna tasma geçiremeyecek, hiçbir alçağın gücü ve nefesi yetmeyecektir. Hiç kimse, TSK'nın onurlu komuta heyetine çamur atamayacaktır. Terörle mücadelede destan yazan hükümetin, kahraman TSK'nın ve İçişleri Bakanı'nın yalnız olmadığını ifade ediyorum. Konu devletin saygınlığı ve bekasıdır. Herkes yerini bilmek zorundadır. Herkes ağzından çıkanlara dikkat etmekle mükelleftir. Türkiye'nin gündemi video kayıtlarıyla rehin alınamaz, sosyal medya iftiralarıyla ele geçirilemez. TBMM Başkanlığı görevini üstlenmiş, TC'nin son başbakanı unvanını taşıyan Binali Yıldırım'ı evladıyla birlikte töhmet altında bırakmak tek kelimeyle müfteriliktir. Bu meselede tarafsız kalmak, tribünde oturup 3 maymunu oynamak Türkiye'ye kast etmek için kullanılan çevrelere destek vermektir. Buna da vatan ve millet sevgisiyle bezenmiş kimsenin hakkı yoktur. Her nifak ve dedikoduya can havliyle saldıran CHP yönetiminin siyaseti ahlaksızdır. Çukur siyasetidir. Kılıçdaroğlu'nun rotası yanlıştır. CHP, Türkiye üzerinde emelleri olan küresel emperyalizmin kanlı limanına yanaşıp tahkimat yapacak kadar Türkiye muhalifidir. İP, bu limana çoktan varmış demir atacak iskele aramaya başlamıştır. Milletin hür iradesiyle ve oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanımızı devirmek, Türkiye'yi deforme etmek için faal halde olanlara bedeli ne kadar ağır olsa bile izin verilmeyecektir.
BİDEN LOBİSİ DÜŞÜREMEYECEK: Biden lobisinin zehir ve zillet saçan niyetleri, Türkiye Cumhuriyeti'ni düşüremeyecektir. CHP'nin bu lobiye ümit bağlaması, demokrasi dışı müdahalelere çanak tutması, Kurtuluş Savaşı'na hizmet edip ganimet olmakla aynıdır. Türkiye Cumhuriyeti tam bağımsızdır. Biden'ın muhalefeti pışpışlaması sonu hüsran olacak maceraya atılmaktır. Ruhsatı kovboylar değil, güç odakları değil büyük Türk milleti vermektedir. Türkiye'yi siyasi, hukuki ve toplumsal alanlarda taşeronlar vasıtasıyla seçime zorlamak demokrasi ve milli irade düşmanlığının yansımasıdır. Türkiye sokakta bulunmadı, harita üzerinde kurulmadı. Türk milleti tesadüfen bir araya gelinmedi. Bağımsızlık hediye alınmadı. Sınırlarımız icazetle çizilmedi. Varsa çıksın karşımıza. Hiç kimse MHP ve ülkücü hareketin sabrını test etmemelidir. Varsa kendine güvenen çıksın karşımıza, haydi buyursun er meydanına. Demokrasimizi, devletimizi, hürriyetimizi, milletimizin tarihini haklarını, can pahasına savunamazsak bu hayat, bu can hepimize haram olsun. Herkesin sorumlu davranması tarihi bir görevdir. Biz hükümetimizin yanındayız. Sokak çetelerinin karşısındayız. Çünkü biz Cumhur İttifakı’yız. Çünkü biz vatanın ha ekmeğini yemişim ha kurşununu diyen serdengeçli ruhlu Milliyetçi Hareket Partisi’yiz. Velhasıl hep birlikte Türkiye’yiz.
AVRUPA PARLAMENTOSUNA ÜLKÜCÜ HAREKET TEPKİSİ: Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nda 19 Mayıs’ta kabul edilen 2019-2020 Türkiye Raporu’nda, AB ve üye ülkelere Ülkücü Hareketi terör örgütleri listesine ekleme ihtimalini araştırma, dernekleri yasaklama ve faaliyetlerini yakından izleme çağrısı ayaklarımızın altında çiğnenmeye müstahaktır. Buram buram Türk ve Türkiye karşıtlığıyla bezenmiş bu sipariş raporun 19 Mayıs’ta kabul edilmesini de manidar bulduğumuzu, bu tarihin özellikle seçildiğini altını çizerek belirtmek isterim. PKK/YPG/PYD’ye müsamahalı davranıp FETÖ’yü koyunlarında besleyen ülkelerin bize karşı ilkel önyargılarını silah gibi kullanmaları basitliktir, değersizdir, acziyettir. Irkçılığın, İslamofobinin, yabancı düşmanlığının hakim olduğu bir coğrafyada Milliyetçi-Ülkücü Hareket’i terörle bağdaştırma hazırlığı cinnet hali olduğu kadar tarih ve medeniyet cinayetidir. Teröristleri ülkelerinde ağırlayan, ayaklarının altına kırmızı halılar seren ülkelerin akıl ve vicdan tutulması yaşadıkları açıktır.
RAPORU KABUL ETMİYORUZ: Diyorum ki, Milliyetçi-Ülkücü Hareketi terörle anmak, sadece teröristlerin ve terör sevicilerin harcıdır. Türkiye’nin AB üyeliğini stratejik hedef olarak gördüğü, ilişkilerin müspet yönde ilerlediği bir dönemde, yayımlanan rapor Avrupa değerlerinin inkarıdır. Baştan ayağa haksız, hayasız ve hasmane şekilde Türkiye eleştirisinin yer aldığı mezkur raporu kabul etmediğimizi, gıyaben kendilerine iade ettiğimizi, çok net olarak da kınadığımızı millet huzurunda söylemek boyun borcumuzdur. Tek taraflı, temelsiz, yanlı, objektiflikten uzak, hiçbir dayanağı olmayan, Türkiye’nin ve Türk milletinin egemenlik haklarını baskılamaya çalışan rapor bir Haçlı organizasyonudur. Ve bizim nezdimizde yok hükmündedir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin demokrasi ve insanlık değerleri konusunda sahip olduğu ilkeler ve müktesebatla hiçbir Avrupa ülkesi boy ölçüşemeyecektir. Onların baktığı yer PKK’nın, YPG’nin, FETÖ’nün sığınıp ikmal yaptığı yılan deliğidir. (HABER MERKEZİ)