Bahçeli: Kılıçdaroğlu faturayı ödemezse elektriği hemen kesilmelidir
Kılıçdaroğlu'nun, "elektrik faturası ödemeyeceğim" açıklamasına Bahçeli'den, "ödemezse elektriği hemen kesilmelidir" yanıtı geldi. Bahçeli, Millet İttifakı'nın 'gizli ayağı'nın HDP olduğunu söyledi.
DUVAR - 81 ildeki parti örgütlerine geçen hafta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na kandil göndermeleri talimatı verdiğini söyleyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Allah var o kadar kandili nereye koyacağını merak ediyorum" dedi.
Ana muhalefet liderinin, yüksek elektrik faturaları ile ilgili, "zamlar geri alınana kadar fatura ödemeyeceğim" açıklamasını eleştiren Bahçeli, "faturayı ödemezse elektriği hemen kesilmelidir" dedi.
Hafta sonu 6 muhalefet partisinin yaptığı güçlendirilmiş parlamenter sistem toplantısını da eleştiren Bahçeli, "Masa kare ya da dikdörtgen olsa dört ayağı olur. Ama bu yuvarlak masa, ayağı da bir tane, gizli ayak, HDP" diyerek bir çizim gösterdi.
Devlet Bahçeli’nin partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmadan başlıklar şöyle:
MHP ÇELİK GİBİDİR: Düğüm içindeki düğümleri çöze çöze, karanlık içine gizlenmiş aydınlıkları çıkara çıkara heyecanımıza heyecan katıyoruz. Buna da kesinlikle devam edeceğiz. MHP, teşkilat kapasitesi ile, tutarlılığı ile gıpta edilecek bir mertebededir. MHP A'dan Z'ye çelik gibidir. Gelişmelere hakimdir. Kötü niyetlilere durgun ve duyarsız kalmayacağız. Memnuniyetle müşahade edilmiştir ki doğudan batıya, kuzeyden güneye teşkilatlarımız diridir. Milliyetçi ülkücü harekette ben yoktur, biz vardır. İkazen hatırlatırım ki ülkücü ülkücünün yurdudur, umududur, uğurudur, vicdan varlığıdır. Fitne ayaklarımızın altındadır. Niyazım odur ki, biriniz hepiniz olun. Bu vatan benim, millet onurum diyen her kardeşimi bağrıma basıyor, Cenab-ı Allah'a emanet ediyorum.
SAVAŞTAN BAHSETMEK ÇATIŞMANIN BAHANESİDİR: Bu iki ülkenin çatışmaya girmesi büyük bir risktir, tehlikedir. Bu tür bir vahşete hiçbir ülke kalkışmamalıdır. Rusya ile Ukrayna arasında çıkacak savaşta en fazla mağdur olacak ülke Türkiye'dir. ABD Başkanı Biden'ın dünya savaşı ihtimalini telaffuz etmesi, Covid salgınından çok daha vahim bir tehlikenin ayak sesi, krizin çok geniş bir coğrafyaya yayılabileceğinin ön haberidir. Böylesi bir cinayete hiçbir ülke kalkışmamalıdır. ABD'den sonra İngiltere, Almanya, Belçika, İsveç, Filistin, vatandaşlarına Ukrayna'dan ayrılma çağrısını tekrarlamıştır. Savaşın bugün ya da yarın çıkmak ihtimalinden sürekli bahsedilmesi çatışmaların bahanesini oluşturmaktadır. ABD'nin yönetiminin güçlü istihbarat bilgilerini delil gösterip uluslararası toplumu diken üstünde tutan iddialarını doğru olup olmadığı kısa süre içinde açıklık kazanacak. Temennimiz barış, huzur ve istikrarda ilişkilerin yeni baştan inşa edilmesidir. Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne kesinlikle saygı gösterilmeli, Kırım'ın ilhakından vazgeçilmelidir. MHP, bu zorlu süreçte devletimizin ve hükümetimizin kararlılıkla yanındadır.
KDV İNDİRİMİ NEFES ALDIRACAKTIR: Ekmeğin karneye bağlandığı karanlık dönemler milli hafızalardan henüz çıkmamıştır. Fırsat düşkünleri para kazanmanın ayıbıyla lekelenmişlerdir. Bugün döviz kuru artınca fiyat etiketlerini kabartanlar, döviz kuru indiğinde aynı iradeyi göstermemişlerdir. Bu nedenle, ekonomik özgürlüğün yanında ekonomik ahlak, adalet, güvenlik ve eşitlik kuramsal bir özlemden çıkıp millet hayatına nüfuz etmek durumundadır. Fırsatçılara göz açtırılmamalıdır. 12 Şubat'ta Cumhurbaşkanımız yeni kararları duyurmuştur. Buna göre temel gıdada yüzde 8'lik KDV, yüzde 1'e çekilmiştir. Dünden itibaren temel gıdaların fiyatları yüzde 7 ucuzlamıştır. Alınan bu önemli karar inanıyorum ki vatandaşlarımıza nefes aldıracaktır. Devlet üzerine düşeni yapmış sorumluluk sırası ekonomik aktörlere gelmiştir. Vakit erdemli hareket etme vaktidir. Enflasyonla savaş geniş katılımla icra edilmelidir. Bu canavarın kafasının ezilmesi milletimizin temel arzusudur. Bize göre makul sızlanmalara, meşru yakınmalara, haklı taleplere şüphesiz kulak verilmelidir.
EPDK TARİFE DÜZENLEMESİNİ YENİDEN ELE ALMALIDIR: Elektrik ve doğal gaz fiyatlarının yıkıcı artışlarının önüne geçmek zorundayız. Hükümetin çalışmalarını takdirle karşılıyoruz. Milletimiz neyden şikayet ediyorsa onun karşısında yerimizi alacağız. Yüreğimiz milletle beraberdir. Son günlerde elektrik faturalarındaki yüksek tutarlar vatandaşlarımızı bildiğimiz üzere çok fazla rahatsız etmiş, sanayi tesislerimiz, kuruluşlarımız da bu rahatsızlığa ortak olmuşlardır. Elektriği satan dağıtım şirketleri olmayıp görevli tedarik şirketleridir. CHP yönetiminin iddia ve ithamları asılsızdır, cahilcedir. Görevli tedarik şirketlerinin tarifeleri EPDK tarafından belirlenmektedir. Bu kurum, tarife düzenlemesini yeni baştan ele almalıdır. Elektrik piyasasında uygulanan tarife yapısı gereğince işletme harcamalarının EPDK tarafından o yıl harcama tutarı altında kalması durumunda dağıtım şirketi kar, üzerinde kalması halinde zarar etmektedir. Bundan dolayı özel şirketler kârlılık artırmak için yan yollara tevessül etmektedir. Bakımların zamanında yapılmaması, arızalara belli bir gün geçmeden müdahale edilmemesi gözümüze çarpan bazı aksaklıklardır. Isparta'da yaşanan kesintilerin asıl sebepleri burada aranmalıdır. Bize göre denetim yetkisi TEDAŞ'a tekrar verilmelidir. Dağıtım şirketlerinin içinin boşaltılmasına müsaade edilmemelidir. Elektrik dağıtımının devlet eliyle yapılması, vergi yükünün azaltılması sorunları hafifletecektir. Elektriğin üretiminden dağıtımına kadar her aşama hukuk sınırları içinde vatandaşımızın refahı gözetilerek takip edilmelidir.
ÖDEMEZSE ELEKTRİĞİ KESİLMELİDİR: CHP Genel Başkanı'nı faturayı ödemezse sonucu bellidir, elektriği derhal kesilmelidir. HDP'nin öncelikle destek vermesi, kaotik ittifak anlayışını bir kez daha somutlaştırmıştır. Çıkışı protesto değil, provokasyondur. CHP’nin iç kargaşaya oynadığı, devletle milleti karşı karşıya getirmek için sipariş projelere taşeronluk yaptığı artık inkar edilemez bir rezalet halidir. Elektriğe gelince fatura ödemekten köşe bucak kaçanların, İstanbul’da su faturalarının zamanında ödenmesini istemesi çelişkidir, tutarsızlıktır, siyasi tükenmişliktir. Kılıçdaroğlu fatura ödemezse aziz milletimizin ona misliyle fatura ödetmeye gücü yetecek, Haziran 2023 yılında da demokratik hesap sorulacaktır. Elbette Kılıçdaroğlu’nun karanlıkta kalması arzu etmeyeceğimiz bir durumdur. Biz onu düşünerek geçen hafta bir kampanya başlatmıştık. 81 il teşkilatımıza çağrı yaparak Kılıçdaroğlu’na birer kandil göndermelerinin bizzat talimatını vermiştim. Allah var ya, Kılıçdaroğlu onca kandili ne yapacak, nereye koyacak, nasıl muhafaza edecek doğrusunu isterseniz merak içindeyim. Sayın Kılıçdaroğlu yak kandili, tak külahı, bak keyfine. Nasıl olsa tuzun kuru, rahatın yerinde, işlerin tıkırında. Yeni adımlar atacağından bahsetmişsin, bilmelisin ki, layık olduğun cevabı da hemen alırsın. CHP Genel Başkanı esasen Kandil’e yabancı değildir. Kandil’e uzak ve mesafeli hiç değildir. Kandil’in kanlı ve köhne telkiniyle yolunu aydınlatma hevesine kapıldığı da bilinmektedir. CHP’nin trafosu, ana şebekesi, yük tevzi merkezi Kandil’dir. Türk milleti Allah’ın izniyle teröristlerin Kandili’ne Türk bayrağını dikecek, Kılıçdaroğlu’nun kandilini de zamanı geldiğinde başına geçirecektir. Zilletin karanlığı, milletin gerçek aydınlığıyla, milletin asaletiyle arınacak, ayıklanacak, siyaset çöplüğüne atılacaktır. Elektrik faturaları üzerinden tezvirat çarkı çeviren, tahrik kampanyası kurgulayan CHP’nin başını çektiği zillet ittifakı önüne koyulacak demokratik faturayı muhakkak ödeyecektir.
6+1 FORMATINDA BULUŞTULAR: Zillet ittifakı akşam yatıyor Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem diyor, sabah kalkıyor aynı ezberi tekrarlıyor. Bildikleri bir şey yok, yapacakları bir şey yok, cumhurbaşkanı adayları yok, stratejik hedefleri yok, politikaları yok, geleceğe dair en ufak bir hazırlıkları yok. Günlerce bir masa etrafında nasıl konuşlanacaklarını tartıştılar. Oturma düzeninin nasıl olacağını konuştular. Sonunda da güç bela, zorlaya zorlaya 12 Şubat akşamı Ahlatlıbel’de altı sandalyeli bir masanın çevresinde 6+1 formatında buluştular. Yeni bir şey söylemekten, ortak bir siyasi program ve gelecek hikayesi üretme becerisinden mahrumiyetlerinin ileri düzeyde olduğu bir kez daha anlaşılmış, açığa çıkmıştır. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçme amacından başka hiçbir müşterek noktası olmayan görünüşte altı, gerçekte yedi partinin bir siyasi dağılma içinde oldukları yeniden belli olmuştur. Eskiye dönme niyeti bir reform değil, bir restorasyon çabası, revizyonist bir mantığın çıpasıdır. Hâlbuki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Cumhuriyet’in üçüncü evresinin cümle kapısı, muazzam bir yönetim ve sistem reformunun tanımıdır. Zillet ittifakı havlu atmıştır. Boşuna uğraşmıştır. Boş yere zaman tüketmiştir. Ahlatlıbel’de 5,5 saatlik bir görüşmenin ardından yapılan ortak açıklamada yeni ve dişe dokunur hiçbir şey yoktur. Zillet ittifakı şunu aklından çıkarmasın, erteye kalan sona kalır, sona kalan dona kalır.
KÜLAHIMA ANLATSINLAR: Bunlara ne söylesek yararsız ve sonuçsuzdur; çünkü kimine sivrisinek saz, kimine de davul zurna azdır. Bir koyundan iki post da çıkmayacaktır. Henüz Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e nasıl geçeceklerinin planlamasını dahi yapamamışlar, bunu da ortak açıklamada itiraf etmişlerdir. Üstelik geçiş sürecinin yol haritası üzerinde çalışacaklarına da vurgu yapmışlardır. Bugüne kadar birbirinize ziyaretler yapıyordunuz. Her hafta zillet günleri düzenliyordunuz. Hiç mi dersinize çalışmadınız? Hiç mi hazırlık yapmadınız? Mezkûr açıklamada çok daha vahim savrulmalar vardır ve altı parti bölücülüğün elebaşı HDP’nin dayatmalarını metnin için kurnazca serpiştirerek benimsediklerini ispat etmişlerdir. Avrupa Konseyi’nin ve Avrupa Birliği’nin normlarına bağlı kalacaklarmış. Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır? Bu nasıl bir köksüzlüktür? Bu nasıl bir gayri milliliktir? Ey zillet ittifakı, bu kadar mı yabancılaştınız? Bu kadar mı yozlaştınız? Bu kadar mı başkalaştınız? Bahsedilen bu normlar nelerden ibarettir? Açıklasınlar da öğrenelim. Avrupa Konseyi’nin terörist Demirtaş ile Sorosçu Osman Kavala hakkındaki melanet görüşlerine bağlı kalacaklar mı? Türkiye aleyhtarı hasmane tutumuna destek olacaklar mı? Bu soruların cevaplanması maşeri vicdana göre hayat memat konusudur. Cumhur İttifakı için genel geçer bir norm vardır, o da Türk milletinin hakimiyet ve hükümranlık normlarıdır. Bizim için tek geçerli norm Türkiye normudur. Herkesin kendini eşit ve özgür vatandaş gördüğü demokratik bir Türkiye’yi kurmak istiyorlarmış. Gelsinler de bunu külahıma anlatsınlar. İmralı canisinin demokratik Cumhuriyet uydurması, bunların elinde demokratik Türkiye olarak formüle edilmiştir. Türkiye zaten demokrasi ile yönetilen bir ülkedir. Kaldı ki, ülkemizde yaşayan herkes eşit ve özgür vatandaştır. Bize göre de herkes eşittir Türkiye’dir. Türkiye’de eşitliğin ihlal edildiği ne zaman görülmüştür?
BİZİM MASAMIZ YUVARLAK DEĞİL: Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemle ilgili mutabakat metnini de 28 Şubat 2022 tarihinde açıklayacaklarmış. Vesayete beşinci kol faaliyetiyle hizmet eden zillet ittifakının, 28 Şubat’a gün vermesi elbette tesadüfi değildir, su aka aka yatağını bulmuş, zillet koalisyonu tarafını deşifre etmiştir. Bu ittifak içten içe çürümüş, çözülmüş, çökmüştür. Yuvarlak masa toplantısından bir gün sonra, HDP’nin bir eşbaşkanı, İzmir’de yaptığı konuşmasında, “yolumuz üçüncü yoldur. Bu yola bir gün herkes muhtaç olacaktır. Biz öyle kolay lokma değiliz.” sözleriyle potansiyel ortaklarını uyarmıştır. Bu uyarı beklendiği üzere alttan alınmış, olağan karşılanmıştır. Çünkü zillet ittifakı, bölücülük ittifakıdır, PKK ittifakıdır, FETÖ ittifakıdır, husumet ittifakıdır, nifak ittifakıdır, çıkar ittifakıdır, ezcümle Türkiye düşmanlarının ve HDP’nin de gözetimi ve denetimi altındadır. Onlar 28 Şubat 2022’ye hazırlansınlar, biz 29 Ekim 2023’e hazırlık yapacağız. Onlar zilletle karılsınlar, zilletle karışsınlar, biz cumhurun haysiyetiyle kucaklaşacağız, istikbali istiklal aşkıyla karşılayacağız. Onlar yabancı başkentlerden medet umsunlar, bize başkent Ankara’nın muhteşem ilkeleri yetecektir. Biz Cumhur İttifakı’yız. Ne diyeceğimizi biliyoruz, ne yapacağımızı biliyoruz, nereye ulaşacağımızın şuurundayız. Bizim masamız yuvarlak değil, köşelidir. (HABER MERKEZİ)