Bahçeli'den Furkan Vakfı açıklaması: Adana’da görev yapan her polisimizin tertemiz alınlarından öpüyorum
MHP lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında gündemine Türk Tabipleri Birliği ve Furkan Vakfı'nı aldı.
DUVAR - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Konuşmasın Türk Tabipleri Birliği'ni (TTB) hedef alan Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle oldu:
YAPILAN HER ESERE KULP TAKMAK: Dün 21 Mart Nevruz Bayramı'nı karşılamanın, kutlamanın heyecanını yaşadık. HDP'nin sözde Nevruz kutlamaları bu yıl da ağır tahriklere sahne olmuştur. Pek çok ilimizde korsan Nevruz programları düzenlenmiş, bölücüler, yasa dışı sol örgütler yine fitne saçmışlar, Türk'ün bahar bayramını gölgelemeye çalışmışlardır. 1915 Çanakkale Köprüsü'nün açılma amacını Çanakkale Zaferi'nin Atatürk'le değil köprüyle anılmasını iddia eden çürük kafalar, ne Çanakkale'yi bilirler ne Atatürk'ü bilirler ne de Türkiye'ye sevgi gösterirler. Bunların işleri, yapılan her esere kulp takmak, iftira atmaktır. 1915 Çanakkale Köprüsü'nün açılışından rahatsız olanların kendilerini hemen ele vermeleri dikkatimizi çekmiştir. Birileri hemen nifak üretmeye başlamıştır. Bazı medya organları ve sakat zihniyet sahipleri geçiş ücretini göstererek saldırmışlardır. Diyorlar ki, bu köprü millete yeni bir masrafmış. Hedefleri tutmazsa millet ödeteceklermiş. CHP, vurgun iftirası da attı. O köprüden siz de geçeceksiniz. Bu kadar mı gözünün körleşti, gönlünüz köhneleşti? Madem diyecek iyi bir lafınız yok, susun da adam sansınlar. Köprüden geçmem diyorsanız buyurun denize atlayın. Bunların asıl hazımsızlığı Çanakkale zaferi. Kuyruk acıları var, Çanakkale'nin rövanşını almak istiyorlar ama daha önce yapamadıkları gibi asla başaramayacaklar.
TTB MUTLAK SURETLE KAPATILMALIDIR: Türkiye'nin yükselişine engel olamayacaklar. Önümüze taş koyamayacaklar. Milletimize ve ülkemize hizmet eden, her meslek mensubunun başımız üzerinde yeri vardır ve bu tartışmasızdır. Hiç kimseye peşin hükümlü bakamayız. Bizim kıstaslarımız kriterlerimiz anlayış ölçülerimiz gayet berraktır. Türkiye'ye nefret besleyenler karşı cephemizdir. Hem ihanete çanak tutan, hem terör örgütlerine methiyeler düzen hem de insan haklarından bahsedenler köksüzlerdir. İhanet edene göz yummak günaha ortaklıktır. Türk Tabipler Birliği isimli bölücü yapılanma Türk hekimlerini temsil edemez. Türk Tabipleri Birliği isimli bölücü yapılanma, namuslu ve vatansever Türk hekimlerini temsil ediyor olamaz 1970'li yıllarda bir dava arkadaşımız Hacettepe'ye telaşla kaldırıldı. Zor ve çetin yıllardı, şehit tabutları birbirini takip ediyordu. Yaralı kardeşimizin ülkücü olduğunu öğrenen birkaç doktor "Bu faşiste bakamayız" dedi, dün gibi aklımızda. Doktorlarımız şifanın ana minvalidir. Sevgi ve saygıya layık Türk hekimlerine tek bir lafımız yoktur. Fakat nerede bir melanet varsa TTB Başkanı ve işbirlikçi yönetimi oradadır. Bunlar bir avuç millet ve devlet muhalifidir. PKK'nın yanında olan, HDP'nin yanından giden bunlardır. Bunlara doktor demek, Tabipler Birliği'nin başında 'Türk' isminin bulunmasına sessiz kalmak Türklüğü ve doktorluğa en korkunç buhrandır. Bizim, TTB'ye yönelik haklı eleştirilerimiz bu kuruluşa çökmüş 3-5 Türkiye düşmanıyla ilgilidir. Açık açık sesleniyorum, TTB mutlak suretle kapatılmalıdır.
SAĞLIK ÇALIŞANLARI: Bunların dışında hiçbir hekim sözlerimize alınmamalı, gücenmemelidir. Muğla'da bir uzman çavuşumuzun hastanede maruz kaldığı kötü muamele bizleri üzmüştür. Sağlık çalışanlarımıza yönelik şiddetin karşısında olacağız ama askerlerimize yönelik saldırı ve tacizlerin de sonuna kadar karşısında duracağız. TBMM'ye sunulan ve ilgili komisyona havale edilen sağlıkta şiddetin sona erdirilmesi için kanunda değişiklik yapılmasını öngören tasarıyı ön koşulsuz kabul edeceğiz.
RUSYA-UKRAYNA GERİLİMİ: Barış ve istikrarının kurumsal bir boyut kazanması öncelikli konu başlıklarından bir tanesidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın görüşmeleri, telefon diplomasisi, ülkemizin çekim gücünü artırırken barış özlemlerini de diri tutmaktadır. Dışişleri Bakanımızın yaptığı peş peşe ziyaretler takdir toplamış, barış arayışlarına ivme kazandırmıştır. Ukrayna Cumhurbaşkanı'nın müzakereye hazır olduğunu söylemesi dikkatleri Putin'e çevirmiştir. Dışişleri Bakanımızın açıklamasına bakarsak Rusya ile Ukrayna'nın pozisyonlarında yakınlaşma olduğu anlaşılmaktadır.
SÜLEYMAN SOYLU, SOYİSMİ GİBİ SOYLUDUR: Türkiye husumeti aleni olan ve 701 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yle kapatılan Furkan Vakfı isimli örgütün provokasyonları sonucunda hiç arzu edilmeyen sahneler yaşanmıştır. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanuna aykırı hareket eden, yeri geldiğinde PKK’yı, yeri geldiğinde FETÖ’yü öven, yeri geldiğinde de darbe girişimlerine hayırlı olsun diyen sözde bir vakfın mensupları artık bardağı taşırmıştır. Furkan demek, doğru ile yanlışı, hak ile batılı, iyi ile kötüyü ayırt etmek demektir. Ancak bunlarda doğru ile yanlış, hak ile batıl birbirine girmiştir. Bunlarda ihlas ve iman alameti mumla aransa bile bulunamayacaktır. Bu din tacirlerinin, bu ajan provokatörlerin kanunsuz eylemlerine şerefli Türk polisi zamanında müdahale etmiş, bize göre devletin hükümran vasfı isabetle gösterilmiştir. Asayişsizliğe izin ve icazet verilmemiştir. Sözde vakfın meczup başkanının İçişleri Bakanımıza yönelik izansız saldırıları, iffetsiz hakaretleri ve hayasız itibar suikastları bizim nezdimizde yok hükmündedir, hatta ayaklarımızın altındadır. Sayın Süleyman Soylu, soyismi gibi soyludur, görevini de layıkıyla yerine getirmektedir. Türk polisi görevinin gereğini yapmış, Müslüman görünümlü bir avuç münafığa, sokakları karıştırmak isteyen sayıca küçük bir azınlığa Türk devletinin yaptırım gücünü göstermiştir. Bütün emniyet teşkilatımızı hassaten kutluyor, özellikle Adana’da görev yapan her polisimizin tertemiz alınlarından öpüyorum. Kadınları, çocukları zırh olarak kullanan bu sözde vakıf yöneticileri aynı zamanda hem korkak, hem de günahkar olarak anılacaklardır. Muhammed'i ahlakın kırıntısını taşımayan, İslam’ın ruhuyla bağdaşmayan bu sözde vakfın kimin kuytusu, kimin kuyusu, kimlerin kumandası altında olduğunu vicdan sahibi her vatandaşımız az çok bilmektedir. Şayet bugün tedbir almazsak, gelecekte yeni 15 Temmuzların yaşanması kaçınılmazdır. Şayet bugün duyarlı ve sorumlu hareket etmezsek, içi müşrik dışı Müslüman olan ilkesizlere önlem almazsak, uyarıyorum ki, terörist başı Gülenlerin arkası kesilmeyecek, ihanet kervanı kesintiye uğramayacaktır. İslam dini barış ve kardeşlik dinidir. Her kim bu manevi gerçeğe riayet ediyorsa baş tacımızdır. İstismarcıların, fesat yuvalarının, dinimizi ticarete ve batıl hedeflere tahvil etmek için fırsat kollayanların hesabı sorulmalı, hevesleri kursaklarında bırakılmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni içten içe çürütmek, kaleyi içinden yıkmak için tetikte beklemek vatana ihanettir, millete ihanettir, bedeli muhataplarına çok ağır ödetilmelidir. (HABER MERKEZİ)