Bakanlıktan Phaselis raporu: İnşaat arkeolojik zemine zarar vermiyor

Phaselis'teki günübirlik tesis projesine açılan davaya Kültür ve Turizm Bakanlığı 'uzman görüşü' sundu. 3 profesör tarafından hazırlanan raporda, "İnşaatlar arkeolojik zemine zarar vermiyor" denildi.

Google Haberlere Abone ol

ANTALYA – Kültür ve Turizm Bakanlığı, Alacasu ve Bostanlık koylarına günübirlik tesis kurmak için yürütülen, 'Phaselis Antik Kenti Ören Yeri ve Bütünleyici Kıyı Alanı Çevre Düzenlemesi' projesine karşı Antalya 3’üncü İdare Mahkemesi’nde açılan davaya uzman raporu sundu. Pamukkale Üniversitesi’nden Prof. Dr. Bilal Söğüt, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nden Prof. Dr. A. Şevki Duymaz ve Burdur Mehmet Akif Üniversitesi’nden M. Rafet Kıstır’ın imzasını taşıyan raporda, "Mimari imalatlar, arkeolojik zemine zarar vermemektedir" görüşü yer aldı.

Bakanlığın projesine “yürütmeyi durdurma” kararı verilen davada, bilirkişi raporunun hazırlanması bekleniyor. Dokuz Eylül Üniversitesi ve Akdeniz Üniversitesi’nden akademisyenlerin yer aldığı bilirkişi heyeti, 29 Temmuz’da bölgede yaptıkları keşfe ilişkin raporu mahkemeye sunmak için ek süre istedi. Phaselis koyları ile ilgili davanın, çıkacak bilirkişi raporuna göre şekillenmesi bekleniyor.

'İNŞAAT YASAL MEVZUATA UYGUN'

Bilirkişi raporu hazırlanmadan önce Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından mahkemeye sunulan raporda ise şu ifadeler yer aldı: "Proje kapsamında özellikle Alacasu ve Bostanlık koylarında yapılan mimari imalatlar, Phaselis Antik Kenti dışında ve etkileme alanında yer almaktadır. Mimari imalatlar arkeolojik zemine zarar vermemektedir. Tüm arkeolojik alanlarda bulunan, zorunlu ihtiyaçlardan kaynaklanan uygulamalardır. Çevre ve peyzaj düzenlemesine bağlı üretimlerin, yasal mevzuat ve izinler çerçevesinde ortaya konduğu ve bilimsel anlamda olumsuz bir etkisi olmadığı kanaatindeyiz."

'PROJEYİ KAZI BAŞKANI YÖNLENDİRDİ'

Phaselis Kazı Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan’ın günübirlik tesis ve plaj projesinin antik kente faydalı olacağına dair görüş yazısı verdiğinin belirtildiği raporda, "Başlangıç aşamasında onun yönlendirmeleri doğrultusunda proje şekillenmiştir. Ayrıca, kurul toplantıları, kendisinin eşliğinde yapılmıştır" denildi.

Arkeolog olmadan kazı yapıldığı suçlamasına karşı tüm zemin uygulamalarının Antalya Müze Müdürlüğü’nün denetiminde yapıldığına ve alanda herhangi bir arkeolojik tahribatının söz konusu olmadığına dair belgeler olduğundan söz edilen Bakanlık raporunda, bölgede yürütülen derin kazıların ise zorunlu altyapı kazısı olduğu ve Koruma Kurulu’ndan onaylı projeye uygun şekilde sürdürüldüğü bilgisi verildi.

YÖRÜK İŞİ Mİ, ANTİK KALINTI MI?

Bakanlığın hazırlayıp mahkemeye sunduğu rapora ilişkin itirazlarını sıralayan Phaselis İnisiyatifi, şu açıklamayı yaptı:

"Raporda imzası olan uzmanlardan biri Bostanlık ve Alacasu koylarında yüzeydeki kilise kalıntılarından bahsederken, 'Yörükler mi yapmış yoksa antik döneme mi ait belli değil' yorumunda bulunuyor. Kazı Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan’ın, hazırladığı bilimsel çalışmalarda, kilise yapısı olduğunu belirttiği bu kalıntıların hangi yıla tarihlendiğinin henüz saptanamadığına dair görüşü var. Son bilirkişi raporuna da bu kalıntılar kilise kalıntısı olarak işlendi. Bilirkişi raporunu hazırlamak üzere antik kenti incelemeye gelen uzman heyet, bu kilise kalıntılarına dair tespitlerini tutanağa işledi."

'KİTLE TURİZMİNE AÇMA ÇABASI VAR'

Antik kentlere inşa edilen tuvalet ünitesi gibi yapıların maksimum binde 2 büyüklüğünde olabileceğinin belirtildiği açıklamada, "Bu konuda uluslararası standartlar var. Phaselis Antik Kenti’nin içindeki tuvalet ünitesi, bu standarda uyuyor. Antik kent içindeki bu tuvalet, Bostanlık Koyu’na yapılan ünitenin 10’da biri kadar. Günde ortalama 7–8 bin ziyaretçisi olan Phaselis’teki tuvalet yaklaşık 40 metrekarelik bir alanı kaplıyorken, Bostanlık Koyu’na 400 metrekarelik bir yapı konuldu. İlke kararlara göre, sit alanının önce kazılması, arkeolojik açıdan ziyarete açılması ve standartlara uygun büyüklükte kullanım alanlarıyla hizmet sağlanması gerekiyordu. Ama bir metre altında ne var bilinmeden üstüne beton döküldü. Burada bir tuhaflık var. Alan önce temizlenmeyip bakımsız bırakıldı, sonra kirlilik projeye gerekçe olarak gösterildi. Birinci derece doğal sit alanını kitle turizmine açma çabası var" denildi.

ŞEMSİYELER SIRALANDI SONRA KALDIRILDI

Bakanlığın ilk projesinde Alacasu Koyu’na 140, Bostanlık Koyu’na 240 şezlong ve şemsiye yerleştirilecek şekilde alanın planlandığını hatırlatan inisiyatif, yeni projede bu sayı azaltıldı mı yoksa aynı mı kaldı sorusuna yanıt alamadıklarını ifade etti: "Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na dilekçe ile başvurarak yeni proje ile ilgili bilgi talep ettik ancak alamadık. Onay verdiği projenin kendisinde olmadığını belirten kurul, bizi Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü’ne yönlendirdi. Bu konudaki bütün girişimlerimiz sonuçsuz kaldı. Ağustos ayında henüz mahkeme sonuçlanmadan koylara şezlong ve şemsiyeler yığıldı ve şemsiyeler sahile yerleştirilmeye başlandı. Tepkiler üzerine tamamı kaldırıldı."

Phaselis Antik Kenti’ni çevreleyen sahile konulan şemsiyeler