Basın meslek örgütleri: Dezenformasyonu gazeteciler değil siyasetçiler yapmakta

Basın meslek örgütleri, Meclis'e gelecek 'Sosyal Medya Yasa Tasarısı’na, ‘sansür yasası’ diyerek tepki gösterdi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), DİSK Basın İş, Basın Konseyi, PEN Yazarlar Derneği, Türkiye Yayıncılar Birliği İstanbul’da bir toplantı yaparak 'Sosyal Medya Yasa Tasarısı’nın geri çekilmesi çağrısını yineledi.

TGC Burhan Felek Konferans Salonu’nda düzenlenen basın toplantısına TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, TGS Genel Sekreteri İlkay Akkaya, TYS Genel Başkanı Adnan Özyalçıner, DİSK Basın İş Sendikası Genel Başkanı Faruk Eren, PEN Yazarlar Derneği yönetimi adına Hasan Erkul ve Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk konuşmacı olarak katıldı.

‘GAZETECİLİK FAALİYETİ TAMAMEN YASAKLANACAK’

TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, “İktidar göreve geldiğinden bu yana sansürü yaşam biçimi haline getirmeye çalışmaktadır" ifadelerini kullandı. Güneş konuşmasının devamında, "İlk hedef olarak gazeteciler yazarlar ve yayıncılar seçilmiştir. İktidarın istediği gibi haber yapmayan gazeteciler sözlü ve fiziksel saldırılarla baskı altında tutulmaya çalışılmakta, saldırganlar cezasızlıkla ödüllendirilmektedir. Sansür ve otosansür olağan hale gelmiştir. 38 gazeteci şu anda cezaevinde. 12 bin gazeteci yargılanmaktadır. İktidar döneminde tutuklu gazeteci sayısı bine yaklaşmıştır. Ancak tüm bunlara rağmen mesleğimi onuruyla yapan gazeteciler, yazarlar, inatla görevlerini yerine getirmiştir. Tüm bunlar iktidar için yeterli olmamıştır. Sansür yasası gazetecileri çok yakından ilgilendirmektedir. Ama seçim öncesi yurttaş için, ülkenin geleceği için, demokrasinin yeniden yeşermesi için yaşamsal önem taşımaktadır. Sosyal medyayı kontrol altına almayı hedefleyen sansür yasası geçerse, gazetecilik faaliyeti tamamen yasaklanacak. Haberi suç gören iktidar, gazetecilerin not defterlerini, fotoğraf makinelerini, kameralarını ve ses kayıt cihazlarını suç delili olarak kabul edecek. Gazeteciler haber kaynaklarını açıklamaya zorlanacak. MİT ile ilgili hiçbir haber yapılmayacak. Basın İlan Kurumu'nun (BİK) kurulduğu günden bu yana resmî ilanlar yoluyla basın üzerinde sağladığı kontrol hep tartışılmıştır. BİK aracılığıyla iktidarın istediği gibi haber yapmayan internet siteleri kapatılacak, gazetecilerin basın kartı iptal edilecek. Sosyal medya için BİK yeni bir denetim organı haline getirilmiş olacak. Dezenformasyon ile mücadele edecek olan meslek örgütleridir. Dezenformasyonu gazeteciler değil siyasetçiler yapmaktadır” ifadelerini kullandı.

‘TOPLUM CİDDİ ZARAR GÖRECEK’

TGS Genel Sekreteri İlkay Akkaya ise burada yaptığı konuşmada, “Teklif 2022 boyunca yaptığımız tüm itirazlara rağmen, yasama yılı başlar başlamaz Meclis gündemine geliyor. Basın örgütlerinin, basın mensuplarının itirazları dinlenmeden yapılan çalışmaların sonuçları ortadadır. Üstelik sadece basın mensuplarını değil toplumun tüm kesimlerini etkileyecek bir yasa için oldu bitti yaklaşımının telafisi zor sonuçları olacaktır. Özellikle hapis cezası getiren 29. madde öznel yorumlara, keyfiliğe açık bir durum oluşturmaktadır. Bu en çok halka ve demokrasiye zarardır. Dezenformasyon elbette bütün dünyanın problemidir. Ancak böylesine muğlak ve amacının ne olduğu belli olmayan hazırlıklar daha fazla dezenformasyona neden olacaktır. yanıltıcı bilgiyi yaymak gibi yeni suç tanımları oluşturmak soru işaretlerine neden olmakta. Öte yandan zaten işsizlik, sektörel daralma gibi dertlerle boğuşan medya yeni bir kan kaybı yaşayacaktır. Her ne kadar internet sitelerinin basın ilan gelirlerine dahil edilmesi olumlu gibi gözükse de ilan pastasında hiçbir artış yapılmadan yapılacak bu düzenleme de yerel medyanın kapanmasına ve işsizler ordusunun büyümesine neden olacaktır. Bu yasa bu haliyle kalırsa hem medya hem basın mensupları hem de haber alma hakkına sahip olan toplum ciddi zarar görecektir" dedi.

‘DAHA ÇOK BASKI VE DAHA ÇOK SANSÜR’

TYS Genel Başkanı Adnan Özyalçıner de, “Anayasal hakkımız olan her türlü yazı özgürlüğümüz baskı altındayken temel yaşam hakkımız da baskı altında. Gün geçmiyor ki gazeteciler engellenmesin, tutuklanmasın. Yarın Meclis'ten geçirilmek istenen yasa bütün bunları pekiştirecektir. Hangi haberin yalan, kışkırtıcı ya da doğru olduğuna kimler karar verecek? Bunu bizlere kim nasıl garanti edecek? Bu sansür yasasının tek bir sonucu var. Daha çok baskı ve daha çok sansür” ifadelerini kullandı.

‘SEÇİME GİDEN SÜREÇTE SUSMUŞ BİR MEDYA HEDEFLENİYOR’

DİSK Basın İş Sendikası Genel Başkanı Faruk Eren, “Bu teklif gündeme geldiğinden bu yana meslek örgütleri tepkilerini dile getiriyorlar. Bu teklif bir havuç sopa ilişkisi yaşıyor. Seçime giden süreçte susmuş bir medya hedefliyor. İstediği an sosyal medyayı susturabilecek yetkiye sahip. Basın yasasının tekrar yazılması gerekiyor. Bu teklif yasalaşırsa ucunda hapis cezası var. Soylu’nun açıklamalarını yayınlamak 'halkı yanıltıcı bilgi.' Buna yer verecek mi? Bu bir demokrasi sorunu. Bu sadece gazetecileri ilgilendirmiyor. Sosyal medyayı kullanan herkesi ilgilendiriyor. Tüm yurttaşları ve demokratik kitle örgütlerini ortak mücadeleye davet ediyorum” dedi.

‘OKUMA VE YAZMANIN ENGELLENMESİ…’

Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk burada yaptığı konuşmada, “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" (Yeni Sosyal Medya Yasa Teklifi) hakkında Türkiye Yayıncılar Birliği olarak düşünce ve ifade özgürlüğünün her zaman savunucusu ve takipçisi olduk. Derneğimiz, 1995 yılından bu yana her yıl, Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödül Törenleri sırasında Yayınlama Özgürlüğü Raporu'nu basın ve yayıncılık dünyasıyla paylaşmaktadır. Raporlarımızda kitapların içerikleri nedeniyle yayınevlerine, yazarlara, çevirmenlere, matbaacılara açılan soruşturma ve davalar, kitap toplatma ve yasaklama kararları ve yayınlara uygulanan fiili sansürlerin yanı sıra; yayına hazırlık, dağıtım, tanıtım gibi süreçlerde yapılan engellemeler, hapishanelerde, okul ve üniversitelerde yayınlara erişimin, okuma ve yazmanın engellenmesi, basın ve internet üzerindeki baskılar ile konuyla ilgili yasa değişiklikleri ve uluslararası rapor ve AİHM kararlarına yer verilmektedir. Kamuoyunda "Yeni Sosyal Medya Yasas olarak bilinen yasa teklifinin, temel insan haklarından düşünce ve ifade özgürlüğü ile bilgiye erişimin önünde fiili engeller oluşturacağından endişe duyuyoruz. Düşünce, ifade ve yayımlama özgürlüğünün her zaman savunucusu olduğumuzu bir kez daha yineliyoruz” ifadelerini kullandı.

‘BU KORKUYU ÇOK İYİ ANLAMAMIZ GEREKİYOR’

PEN Yazarlar Derneği yönetimi adına konuşan Hasan Erkul ise şunları söyledi: “Bu sansüre neden bu kadar ihtiyaç duyuyorlar? Bu sadece seçim süreci ile ilgili değil. Toplumu baskı ve sansür ile yeniden düzenlemek istiyorlar. Gerçekliğe her zeminde itiraz edecekler. Bu korkuyu çok iyi anlamamız lazım. En geniş kesimlerle bir araya gelerek dillendirdiğimiz zaman aşarız.”

‘TEK SESLİ BİR TOPLUM YARATMA AMACI TAŞIYOR’

Basın meslek örgütlerinin ortak basın açıklamasını Sibel Güneş okudu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“TBMM'deki komisyon toplantılarında meslek örgütü temsilcilerine yeterli süre verilmemiş, öneriler de dikkate alınmamıştır. Yasa teklifinin tüm itirazlara rağmen yasama yılında TBMM gündemine yeniden getirilmesi 'Ben yaptım, oldu' anlayışını taşımaktadır. Tüm toplumu etkileyecek bu yasa tasarısı, hazırlanış biçimiyle katılımcılıktan ve demokrasi kültürünü geliştirmekten uzaktır. Tek sesli bir toplum yaratmak, korku iklimini canlı tutmak, sansürü ve oto sansürü ağırlaştırmak amacını taşımaktadır. Tutuklu gazeteci sayısını artıracaktır. Seçim öncesi gazetecilerin haber yapmasını, yurttaşın habere erişimini ve haberin serbest dolaşımını engelleyecek olan yasa, ayrıca toplumsal muhalefeti de susturmayı hedeflemektedir. Bu nedenlerle basın meslek örgütleri olarak açık çağrı yapıyor, TBMM'yi acil göreve davet ediyor, tüm yurttaşların haberleşme özgürlüğüne, haberin serbest dolaşımına engel olacak, tutuklu gazeteci sayısını artıracak Sansür Yasası'nın geri çekilmesini istiyoruz."