Baskın Oran'dan yargıca: Aynı sözleri ben söyleseydim ne kadar ceza verirdiniz?

Prof. Dr. Baskın Oran'a, 2017 yılındaki 'Kürtler Üzerine Bazı Trajikomik Deneyler' başlıklı yazısı nedeniyle hakarette bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında, istinaf mahkemesi de cezaya yer olmadığına karar verdi. Karara tepki gösteren Baskın Oran, Soylu'nun sözlerini 'ifade özgürlüğü' kapsamında değerlendiren yerel mahkeme yargıcına yönelttiği soruyu yineledi: Aynı sözleri ben Bakan Soylu'ya yöneltseydim ne kadar ceza verirdiniz?..."

Prof. Dr. Baskın Oran, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kendisi hakkında sözlerinin hakaret ve tehdit niteliği taşıdığını söyledi.
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İstinaf mahkemesi (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi), İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, Prof. Dr. Baskın Oran'a yönelik 'alçak' ve 'uşak' ifadelerinin düşünce özgürlüğü kapsamı içinde kaldığına hükmetti. İstinaf mahkemesi böylece Baskın Oran'ın manevi tazminat davasını reddeden yerel mahkeme kararını onamış oldu.

Dava süreci, emekli öğretim üyesi Baskın Oran'ın 23 Haziran 2017'de hiçbir yorum taşımaksızın birbiri ardına kronolojik olarak sıralanmış gazete haberlerinden oluşan 'Kürtler Üzerine Bazı Trajikomik Deneyler' başlıklı yazısıyla başladı. İçişleri Bakanı Soylu, söz konusu yazıyla ilgili olarak Twitter hesabından “Kendisini ilim adamı diye pazarlamış yazısının her kelimesini alçakça kurgulamış bir uşak Baskın Oran hakkında suç duyurusunda bulunuyorum” paylaşımı yaptı.

SAVCILIK TAKİPSİZLİK KARARI VERMİŞTİ

Soylu'nun bu paylaşımının ardından İstanbul Başsavcılığı da, Baskın Oran hakkında soruşturma açtı. Savcılık soruşturma sonunda, yazıda suç unsuru bulunmadığını belirterek, kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. 

Prof. Dr. Baskın Oran, karar üzerine Soylu hakkında, kendisine  'alçak' ve 'uşak' diyerek kişilik haklarını zedelediği için Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde manevi tazminat davası açtı. Soylu’nun avukatı bu dava dilekçesine, “… davacının söz konusu yazısının şiddete teşvik, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve terör örgütü propagandası içerdiği”ni söyleyerek cevap verdi.

Prof. Dr. Oran ise duruşmada hakime şöyle seslendi: “Bana davalının tweet’iyle yöneltilen sözlerin, benim tarafımdan davalıya aynen yöneltilmesi halinde ne karar verecek idiyseniz, o şekilde karar vermenizi talep ediyorum. Eğer ben Bakan Soylu’ya ‘Kendisini devlet adamı diye pazarlamış, yazısının her kelimesini alçakça kurgulamış bir uşak Süleyman Soylu’ diye hitap etseydim ne olurdu? Sadece onu düşünerek karar veriniz, yeter.” 

DAVA REDDEDİLDİ

Mahkeme, Oran'ın tazminat davasını reddetti. Gerekçeli kararda, "Soylu’nun ‘suç unsuru taşıdığını değerlendirdiği’ eylemler konusunda halkı bilgilendirdiği, devlete ve güvenlik güçlerine ağır eleştirilere cevap verme hakkını kullandığı, kişilik hakları ve ifade özgürlüğünü hedef almaksızın Baskın Oran’ı eleştirdiği ve bunun ifade özgürlüğü üzerinde caydırıcı etki yaratacağının söylenemeyeceği" belirtildi.

MAHKEME, MAKALEDEN 'BİLDİRİ' OLARAK BAHSETTİ

Mahkeme kararında, Baskın Oran'ın makalesinden 'bildiri' diye bahsedilmesi, söz konusu yazının heyet tarafından okunup okunmadığı sorusunu beraberinde getirdi. Üstelik, yazının yayınlandığı tarihten 14 yıl önce emekli olan Baskın Oran'ı 'kamu görevlisi' sayarak hüküm veriliyordu. Çünkü AİHM içtihadına göre kamu görevlilerine yönelik eleştirinin sınırı, sıradan kişiler için olanından çok daha genişti...

 ORAN: ELEŞTİRİ HAKARET ETMEDEN DE YAPILABİLİR

Baskın Oran bunun üzerine davayı istinaf mahkemesine taşıdı. Oran'ın başvurusunda, "Bakan Süleyman Soylu’nun eleştirisi varsa bunu hakaret etmeden de yapabileceği" ifade edildi. Ancak Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin ret kararının kaldırılmasını oybirliğiyle reddetti.

İSTİNAFA GÖRE 'ALÇAK' VE 'UŞAK' İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ SINIRLARI İÇİNDE

Kararda özetle şöyle denildi: “Bakan Soylu’nun tweet’i kendisinin kişisel değer yargısı niteliğindeki görüşleri ve davacının değerlendirmelerine karşılık cevapları olup, ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamı sınırları içinde kaldığı ve davacının da eleştiriye açık olması gerektiği için, davacının isteminin tümden reddine karar verilmesi doğrudur.”

Prof. Dr. Baskın Oran, istinaf mahkemesinin kararını temyiz talebiyle Yargıtay'a taşıdı.
(HABER MERKEZİ)