Batman'da sendikalı PTT çalışanlarına sürgün
PTT’de çalışan Seyran Şık Karabulut, Iğdır’a, kanser hastası Cengiz Uluç onkoloji uzmanının bulunmadığı Kozluk'a tayin edildi. Karabulut ve Uluç, sendikalı oldukları için sürgün edildiklerini söyledi.
Semra Yansit
DİYARBAKIR - KESK’e bağlı Basın Yayın İletişim ve Posta Emekçileri Sendikası (Haber-Sen) üyeleri Diyarbakır’da geçtiğimiz günlerde yaptıkları basın açıklamasıyla PTT’deki mobbing, sürgünler ve liyakatsiz atamaları protesto etti. Batman Haber-Sen üyeleri de bu uygulamaları kınayan açıklamalarda bulundu. Batman PTT’de çalışan ve Iğdır’a sürgün edilen Seyran Şık Karabulut ile Kozluk’a sürgün edilen kanser hastası Cengiz Uluç’a kurumda yaşananları sorduk.
‘PTT’YE 7 YILDIR İŞÇİ ALIMI YOK’
13 yıldır PTT’de çalışan Seyran Şık Karabulut, halen Batman PTT dağıtım biriminde baş dağıtımcı olarak işine devam ediyor. Karabulut, Haber-Sen üyesi ve bu sendikada iki dönem Genel Merkez Kadın Sekreterliği yaptı. Şimdi ise Genel Merkez Denetleme üyesi olarak görev alıyor.
2013 sonrası PTT’nin statüsünün anonim şirket olarak değiştiğini söyleyen Karabulut, sorunların da bu değişiklikten başladığını belirtti. PTT çalışanlarının yaşadıkları hakkında bilgi veren Karabulut, “PTT, anonim şirketi olduktan sonra liyakatsiz idareciler iş başına geçti ve içeride mobbing arttı. PTT’ye 7 yıldır işçi alımı yapılmadı ve iş yükü de yüzde 50 arttı. Az personelle çok iş yaptırmayı hedeflediler. Bizler Haber-Sen olarak asla bu haksızlığa göz yummadık ve bu durumu kabul etmedik. Hakaretlerle iş yaptırılmaya çalışılıyor. Artık kendi yönetmeliklerini bile tanımadan iş yaptırmaya çalışıyorlar” dedi.
‘TÜRK HABER-SEN’E ÜYELİK DAYATILMASI YAPILDI’
Karabulut, özellikle sendika üyesi arkadaşlarına mobbing uygulandığını belirterek, yaşadıklarını şöyle anlattı: “İbrahim Günay diye bir baş dağıtıcı var. Bu baş dağıtıcı arkadaşlarımızın üstüne yürüyerek, cinsiyetçi küfürler ederek ve hakaret ederek iş yaptırmaya çalışıyordu. 15 arkadaşımız mobbing gördüklerine dair dilekçe verdiler. Bu dilekçemize karşılık İbrahim Günay performanslarımızı öne sürüp birbirimize yardım ettiğimizi söyleyerek müfettiş talebinde bulundu. Müfettişten önce kontrolör geldi ve yanlı bir soruşturma yürüttü. Kamu-Sen’e bağlı Türk Haber-Sen’e üye olmamız talep edildi. KESK Haber-Sen hedef alınarak bir soruşturma yürütüldü. Dilekçenin içeriğinden çok, 'bu dilekçeleri size kim hazırlattı' ya da 'kimler verdi' gibi sorulara maruz kaldık.”
‘SENDİKAL KİMLİĞİMİZE BİR SALDIRI SÖZ KONUSUDUR’
Soruşturma sürecine bile dahil olmadığına dikkat çeken Karabulut, sürgün edilme süreçlerini şöyle anlattı:
"İl temsilcimizi ve şube yöneticimizi il içi sürgüne gönderdiler. Ben soruşturmanın dışında olmama rağmen sadece sözlü beyanlarla ve hiçbir şekilde ifadem alınmadan genel müdürlük tarafında Iğdır’a sürgün edildim. Eşimle beraber aynı kurumda çalışıyoruz ve 2 çocuğumuz var. Bu kabul edilir bir durum değildir ve bu bizim sendikal kimliğimize bir saldırıdır. Kurum içerisinde muhalif kesimin sesinin duyulmasını istemeyen bir zihniyet var. Biz defalarca bu sürgün davalarını yargıda kazanmışız ve sürgünlerimiz geri gelmiştir. Bu sürgünler kuruma zarar veren bir durumdur. Çünkü davayı kazandığınızda maddi manevi tazminatlarımızı alıyoruz ve tüm mağduriyetlerimiz gideriliyor. Tüm bunlar bilinmesine rağmen bile bile bir yıldırma politikası uyguluyorlar ve bizi sindirmek istiyorlar. Bizler mobbinglerle ve sürgünlerle yılacak bir örgüt değiliz."
KANSER HASTASI, ONKOLOJİ DOKTORU OLMAYAN İLÇEYE SÜRGÜN EDİLDİ
25 yıllık PTT çalışanı Cengiz Uluç da Batman’ın Kozluk ilçesinde görevlendirildi. Haksız yere sürgün edildiklerini dile getiren Uluç, kanser hastası ve sürgün edildiği ilçede onkoloji uzmanı bulunmuyor. Uluç, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Batman’da dağıtıcı olarak görev alıyorum ve aynı zamanda Diyarbakır Haber-Sen yönetiminde görev almaktayım. Baş dağıtıcımız İbrahim Günay bizi şikayet ettikten sonra Kozluk ilçesine sürgün edildim. Beynimde kötü huylu tümör var ve beni Batman'ın Kozluk ilçesine sürgün ediyorlar. Haksız yere sürgün edilmenin yanı sıra sağlık problemleri de yaşayan biriyim. Düzenli aralıklarla tedavi ediliyorum. Ancak sürgün edildiğim Kozluk’ta, devlet hastanesinde ne bir beyin cerrahı ne de bir onkoloji uzmanı var. Herhangi bir nöbet anında müdahale edebilecek kimse yok. Avukatımız Meltem Salman aracılığıyla dava açacağız.”