Bekir Ağırdır: Muhalefetin çılgın projesi...
Oksijen yazarı Bekir Ağırdır, 14 Mayıs seçimlerine ilişkin muhalefeti ele aldı. Ağırdır, "Muhalefetin çılgın projesi demokrasi vaadi olmalı" dedi.
DUVAR - Oksijen yazarı ve araştırmacı Bekir Ağırdır, 14 Mayıs seçimleriyle ilgili dikkat çeken bir yazı yazdı. Ağırdır, bu seçimin önemine dikkat çekerek, "Çılgın proje hepimizin tektipleşmeden, tüm farklılıklarımızla mecburi değil gönüllü vatandaşı olacağımız bir düzenin ve yaşam biçiminin taahhüt edilmesi olacak. Çılgın proje her yurttaşın kendine dair kararlara dahil ve müdahil olabildiği katılımcı demokrasi vaadidir. Çılgın proje yalnızca aile geliri, sigortası olmamalı" dedi.
Ağırdır'ın Oksijen'de yer alan yazısı şöyle:
"Bu seçimler yalnızca Türkiye için değil dünyanın yaşadığı ekonomik, siyasal ve kültürel yeniden bölüşüm kavgasını etkileyecek öneme sahip. Aynı zamanda bu seçim Türkiye’nin Avrupa’nın taşrası mı yoksa etkin bir üyesi mi olacağını da belirleyecek. Fakat ülkenin sokaklarında hala kritik kavşağın seçimini yapacağımız havası yok sanki. İktidar sahip olduğu devasa medya gücü, tüm kamusal kaynak ve kapasiteyle seçimlere hazırlanıyor.
Medyascope’ta Kemal Can’ın tanımıyla Erdoğan’ın şapkadan çıkaracağı tavşan yok belki ama doğrudan siyasete müdahale araç ve politikaları var. Eğer doğru ise Anayasa Mahkemesi üyelerini arayarak HDP kararına müdahale dedikodularını medyadan öğrendik. Bakanları milletvekili aday listelerine koydu ve kamuoyu kimin nereden aday olduğu, kimlerin olmadığı ile meşgul oldu. Asıl mesele ise istifa etmeden aday olmuş kamu görevlisi bakanlar aracılığıyla her bir bakanlığın bütçesi, kaynakları, kapasitesi ve otoritesi seçim sürecinde o illere tahsis edilmiş oldu. Cumhurbaşkanı sıfatıyla her akşam iftar sonrası tüm kanal ekranlarından evlerimize konuk oluyor ve olacak. Diyanet kadroları camilerde ne anlatıyor, bilmiyoruz. HDP’nin kapatma davası muhtemelen 18 Nisan’da aday listeleri kesinleştikten sonra karara bağlanacak ve eğer kapatma kararı çıkarsa Yeşil Sol Gelecek Partisi siyasi yasaklı hale gelen adayların yerlerine yeni isim koyma hakkına sahip olamayacak. Muhalif etiket tasarlayan genci, Cumartesi Anneleri'ni savcılığa götürüp ifade almak gibi hareketlerin seçim sürecinde muhalif söylemin, haberin, bilginin denetim çabaları olarak farklı mecralarda sürmesi beklenebilir.
Tüm bunlar iktidarın siyasi alanı daraltarak seçimlere gitme stratejisinin adımları. İktidarın muhalif aktörlere dair politikaları bilinmeyen, beklenmeyen de değildi. Beklenen iktidarın seçmenle ilişkisinin, seçmene dair neler yapacağı, bir bakıma manifestosu ve vaatleriydi. Bu hafta onları da öğrenmiş olduk. Henüz kampanyanın temaşa kısmı yok ve o konuda daha düşük profilli bir kampanya yürütmenin yeterli olacağı düşünülüyor belli ki.