Bekir Ağırdır: Selahattin Demirtaş ve Ekrem İmamoğlu önümüzdeki 10 yılın en önemli figürleri
Bekir Ağırdır, İmamoğlu'na verilen hapis ve siyasi yasak cezalarına gelen tepkiyi değerlendirerek, "Demirtaş, Kaftacıoğlu, Soyer Ekrem İmamoğlu önümüzdeki 10 yıl en önemli figürleri" dedi.
DUVAR - Araştırmacı, yazar Bekir Ağırdır, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na "YSK" üyelerine "ahmak" dediği gerekçesiyle verilen hapis ve siyasi yasak cezalarına gelen tepkiyi değerlendirdi. "Çok mağdurluk meselesi değil aslında, işin öznesinden bakınca öyle görünüyor ama asıl hikâye, Türkiye insanının adaletsizliğe bir tepkisi var" diyen Ağırdır, "gerçekleştirdikleri bir ankette vatandaşın hayal ettiği Türkiye'yi tanımlarken tercih ettiği ilk kavramın adalet olduğunu" anlattı. Ağırdır, "Türkiye insanının adalet talebi o kadar güçlü ki dolayısıyla o adaletsizliğin cisimleştirdiği kişi kim ise ona sempati besliyor ama hikâye mağdur olduğu için yanında olalım değil. Kendi hayatından adalet talebi" diye konuştu.
İktidarın oyun planının siyasi alanı daraltmak olduğunu ve sansür yasasını örnek göstererek bunun uzun süredir de göz önünde olduğunu söyleyen Ağırdır, İmamoğlu davasıyla ilgili kamuoyundaki İstinaf ve Yargıtay tartışmaları hakkında da, "İçişleri Bakanlığı bugün bu kararı mesnet alıp, yarın görevden alma operasyonu da yapabilir. Kayyum da atayabilir. Bunu da göze aldıklarını sanıyorum" görüşünü ifade etti.
Halk TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu "Yeni bir sabah" programına konuk olan Bekir Ağırdır'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
"Bizim bir ezberimiz var ‘Türkiye insanı mağduru seviyor’ diye. Çok mağdurluk meselesi değil aslında, işin öznesinden bakınca öyle görünüyor ama asıl hikâye, Türkiye insanının adaletsizliğe bir tepkisi var. Türkiye insanının 20 sene önce de 10 yıl öne de şu anda da en büyük talebi adaletti. Somut bir araştırma sonucu söyleyeyim size, hayal ettiğiniz Türkiye’yi tanımlayacak 10 tanım seçin demişiz, 100 maddelik bir liste var, AKP’ye CHP’ye oy veren, üniversite mezunu ilkokul mezunu, Türk veya Kürt, kadın veya erkek, genç veya yaşlı, herkesin birinci sıraya koyduğu şey adalet. Türkiye insanının adalet talebi o kadar güçlü ki dolayısıyla o adaletsizliğin cisimleştirdiği kişi kim ise ona sempati besliyor ama hikâye mağdur olduğu için yanında olalım değil. Kendi hayatından adalet talebi.
Şunu da söylemekte yarar var, adalet denilince sadece yargıdaki adalet kastetmiyor insanımız. Diyelim kadınlar bu hayatta ben de varım kararımı verebilirim diyor eşitlik istiyor; gençler bu hayatta ben de varım diyor; Kürtler bu ülkede biz de varız diyor. Yani herkes kendi varlığının tanınması, kendine dair kararlara dahil olmak… onun için adalet kavramı çok geniş. Yoksulluğa gidiyorsunuz gelir adaletinden bahsediyor ama herkes adalet diyor.