YAZARLAR

Beklenti yönetimiymiş (!)

Önümüzdeki yıl Merkez Bankası’nın enflasyonu tek hanelere indirebileceğine inanan var mı? Tek haneyi de geçtim, enflasyonun hükümetin iddia ettiği gibi yüzde 20’li seviyelere düşeceğine inanan var mı? Bakan Nebati’ye sorsanız ekonomi gözlerdeki ışık! Hocası eski Bakan Albayrak’a sorsanız ekonominin yüzde 50’si beklenti yönetimi! Gel gör ki bu sözlerin bir gram itibarı kalmış değil…

Dünyada en yüksek enflasyona sahip ülkelerden biriyiz. Resmi enflasyon yüzde 80’in üzerine çıkmış durumda. Bütün dünyada merkez bankaları artan enflasyona karşı ellerindeki tek aracı kullanıp faiz artırımlarını yaparken, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tam tersini yapıyor.

Faiz indiriyor.

Diğer merkez bankaları ne amaçla faiz artırıyor? 

ABD Merkez Bankası’nı (FED) baz alarak anlamaya çalışalım.

FED, salgın sonrası tedarik zincirlerinin bozulduğunu, enerji başta olmak üzere emtia fiyatlarının arttığını ve dolayısıyla ciddi bir maliyet enflasyonu ortaya çıktığını söylüyor. Bu maliyetleri değiştiremem diyor.

Ama enflasyonun bu şekilde yükselmesine izin veremem ve elimde para politikası aracı var diyor.

Bu aracı kullanarak, faizleri arttırarak ekonomide salgın sonrası artan faaliyeti yavaşlatmayı amaçladığını söylüyor.

Bir de ekleme daha yapıyor.

Enflasyon yüksek seyretmeye devam ettiğinde insanların beklentileri de değişiyor ve enflasyonun artış sürecinin devam etmesine neden olacak beklentiler oluşuyor. FED olarak ben herkese enflasyonla elimde olan tüm araçlarla mücadele edeceğim mesajını vererek bu beklentinin oluşmasını engellemeye çalışıyorum diyor. Hedefim olan yüzde 2 enflasyona ABD vatandaşları, şirketleri inanmazsa başaramam diyor.

Yani aslında tam da bizim düştüğümüz durumun oluşmasını engellemeye çalışıyor.

Nedir o düştüğümüz durum?

Talebi, arzı, maliyetleri ve ekonominin diğer unsurlarını bir kenara koyun.

Bizim düştüğümüz durum tam da FED’in düşmemek için çırpındığı durum.

Sorayım size şimdi.

Önümüzdeki yıl Merkez Bankası’nın enflasyonu tek hanelere indirebileceğine inanan var mı?

Tek haneyi de geçtim, enflasyonun hükümetin iddia ettiği gibi yüzde 20’li seviyelere düşeceğine inanan var mı?

Bakan Nebati’ye sorsanız ekonomi gözlerdeki ışık!

Hocası eski Bakan Albayrak’a sorsanız ekonominin yüzde 50’si beklenti yönetimi!

Gel gör ki bu sözlerin bir gram itibarı kalmış değil…

Neden kalmadı?

Bu sorunun yanıtı da işte son bir yıldır Merkez Bankası’nın aldığı faiz kararlarında, hükümetin uyguladığı yama politikasında saklı.

Ekonomi yönetiminin inandırıcı hiçbir hedefinin kalmamasında saklı!

Geçtiğimiz yıl Eylül ayında başlayan faiz indirimleri, ardından patlayan kur, bütün yapısı bozulan piyasalarda saklı…

En basitinden döviz piyasasını düşünün. Geçtiğimiz yıl eylül ayından aralık ayına 8 TL’den 18 TL’ye çıkan bir Dolar/TL gördük. Faiz indirimi kararlarıyla rekorlar kıran kuru ancak kur korumalı mevduat gibi bir araçla durdurmayı başardılar.

Gerçi şimdi şunu söylüyorlar.

KKM olmasaydı, kur nerelere giderdi bir düşünün diyorlar. 30, 40, 50 olurmuş…

KKM için Hazine’den şu ana kadar harcanan 75 milyar TL’yi söylüyorsunuz, faiz artırsaydık faiz lobisine gidecekti, daha mı iyiydi diyorlar!

Oysa geçtiğimiz yıl Eylül’de risk primi 360’larda olan Türkiye’nin son bir yıldır risk priminin bunun iki katına çıktığını söylemiyorlar. Bu faiz indirimi ile birlikte artan risk priminin Türkiye’nin faiz yükünü zaten arttırdığını görmezden geliyorlar.

Yani farkında olmadan hem döviz kurlarının zıpladığını, hem daha yüksek faiz ödediğimizi hem de üzerine bir KKM yükü getirdiklerini gizliyorlar.

Bütün dengeleri alt üst ettiklerini gizliyorlar.

Borsası, emlak piyasası, tahvil piyasası, döviz piyasası, gıda piyasası kısaca ekonomideki tüm faaliyet alanları şu anda dengesini yitirmiş durumda.

Ne uğruna?

Seçim!

Başka bir dertleri yok ki…

Eylül’de bu yola girmeselerdi ne olurdu?

O da bir sonraki yazıda olsun!


Oğuz Demir Kimdir?

İstanbul Üniversitesi’nde ekonomi doktorası yapmıştır. Halihazırda İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde İngilizce İktisat Bölümünde öğretim üyesidir. Aynı üniversitede Avrupa Birliği tarafından seçilen Döngüsel Ekonomi ve AB Sanayi Politikaları Başkanlığını da yürütmektedir. Daha önce ABD’de University of Texas at Austin ve Rusya’da Higher School of Economics’te görev yapmıştır. İstanbul Üniversitesi ve Galatasaray Üniversitesi’nde de ders vermektedir. Kalkınma, uluslararası iktisat ve yenilik ekonomisi alanlarında ulusal ve uluslararası dergilerde ve kitaplarda yayınlanmış çalışmaları bulunmaktadır. KRT TV’de Sana Faydası Ne isimli bir televizyon programını da hazırlayıp sunmaktadır.