Berthe Georges-Gaulis: Gazeteci mi istihbaratçı mı?
Berthe Georges-Gaulis'nin Fransa'nın Fas Valisi Mareşal Hubert Lyautey'ye 1919-1928 arasında yazdığı mektuplar Koç Üniversitesi Yayınları tarafından kitaplaştırıldı.
Fransız gazeteci Berthe Elise Jôsephine Dussaud, 1870 yılında dünyaya gelir. Edebiyatçı bir annenin ve müteahhit bir babanın kızı olan Berthe’nin entelektüel bir kimlik kazanmasında ebeveynlerinin ziyadesiyle katkısı olur. Ailesi ve eğitimi sayesinde Fransız bürokrasisinde ve “cemiyet hayatı”nda iyi ilişkiler kuran Berthe, Fransız vatandaşlığına geçen İsviçreli gazeteci Georges Gaulis’le bir evlilik yapar. Eşinin işi dolayısıyla 1896 yılında İstanbul’a geçen Berthe, bu kentte çeşitli aralıklarla yaşamını sürer. Kentte gazetecilik yapmaya başlayan Berthe, 1912 yılında eşini kaybetmesine rağmen İstanbul’dan ayrılmaz ve yazılar yazmaya devam eder.
GAZETECİ Mİ İSTİHBARATÇI MI?
Berthe’yi bu yazıya konu eden durum, gazetecinin farklı tarihlerde Fas Valisi Mareşal Hubert Lyautey’e hitaben mektuplar yazması ve bu mektupların bir kitap olarak yayımlanması hasebiyledir. Zira bu mektuplardan anlaşıldığı kadarıyla Berthe, bir gazeteciden ziyade bir istihbaratçı olarak İstanbul’u ve Anadolu’yu karış karış dolaşmakta ve kurduğu ilişkiler vasıtasıyla edindiği bilgileri Fas Valisi’ne iletmektedir. Dönemin, Osmanlı Devleti’nin yıkılışını, Kurtuluş Savaşı yıllarını ve yeni rejimin tutunmaya çalıştığı zaman aralığını kapsadığı düşünüldüğünde Berthe’nin mektuplarının taşıdığı önem ayyuka çıkar.
Mektupların içeriğine geçmeden önce Berthe’nin gazeteci kimliği ve dönemin kaotik atmosferi üzerinde durmakta fayda var. Zira I. Dünya Savaşı sonuçlanmış, Mondros Ateşkes Antlaşması imzalanmış, Sevr Anlaşması’nın yolları hazırlanmıştır. Osmanlı Devleti’nin evvel eski paylaşıldığı fakat masada yapılan anlaşmanın sahaya yansımadığı düşünüldüğünde Fransız kamuoyunun bilgiye muhtaç olduğunu düşünmek gerekir. Bu noktadan hareketle Berthe, Anadolu’da yaptığı görüşmeleri, gözlemlerini, Kurtuluş Savaşı’na dair düşüncelerini, Paşalarla yaptığı mülakatlarını çeşitli Fransız gazetelerine gönderir. Berthe’nin bahse konu olan yazılarında, İngilizlerin Fransızlara baskın çıkmasından ve sahada daha güçlü bir konum almasından dolayı, Fransızların amacına ulaşamadığı için İngiliz aleyhtarlığı yaptığı ve bu bağlamdan hareketle kurtuluş mücadelesi veren Ankara Hükümeti lehine yazılar yazdığı düşünülür.
Aynı dönemlerde, siyaseten geleceği parlak görünen, Fas valiliğinden daha yukarılara çıkacağı düşünülen Mareşal Hubert Lyautey’le mektuplaşmaya başlayan Berthe, 27 Haziran 1921 tarihli mektubunda, “İslam dünyasıyla ilgili işlerde sizin buradaki vekiliniz olmamı ister misiniz? Sizin için bir ekip kurma görevini üstlenirdim, bağlantıyı sağlamlaştırırdım, gençleri harekete geçirirdim, onları bir araya getirirdim.” diye yazar. Berthe’nin bu gücü var mı bilinmez fakat mektuplarında Lyautey’e ciddi bir bilgi akışı yaptığı aşikar. İkili arasındaki ilişkinin çok daha önce başladığını düşündüren çeşitli anekdotlar da mevcuttur. Lyautey’in, 21 Aralık 1920 tarihli Başbakan Georges Leygues’ye yazdığı mektupta, “resmi olmayan, en iyi istihbarat ajanlarımdan biri, Levant ve Türkiye’de uzun süre yaşamış (bir kişi)” sözleriyle kastettiği kişinin de Berthe olduğu tahmin edilir. Berthe’nin yolculuklarında sık sık para sıkıntısından bahsetmesi, bu sıkıntının bilgi edinmesini zorlaştırdığından söz etmesi ikilinin arasındaki ilişkinin düşünüldüğü gibi olması ihtimalini güçlendirir.
Berthe’nin bir gazeteciden fazlası olduğunu düşündüren noktalardan biri, 1924 yılının kaotik günlerinde Halifeliğin Kaldırılması hadisesini, Halife henüz gönderilmeden bir hafta önce Mareşal’e yazmasıdır. İlişki ağının gücü, bu bilgiyi direkt olarak Fas Valisi’ne yazması Berthe’nin istihbaratçı kimliğinin doğrulandığı düşüncesini doğurur.
1928 yılına kadar süren mektuplaşmalar, bu tarihten sonra kesilir. İkili arasındaki ilişki devam etti mi bilinmez. Berthe’nin 1950 yılındaki ölümüne değin yaşamını nasıl sürdüğü, neler yaptığı ise kitabın yazarları tarafından öğrenilememiştir.
FİLM GİBİ BİR HİKÂYE: MEKTUPLAR BULUNUR
Aliye Pekin Çelik ve Zeynep Kocabıyıkoğlu Çeçen’in derlediği kitabın hazırlanış hikâyesi ise filmleri aratacak cinsten… Aliye Pekin Çelik, aile mirası belgeleri bir depoda saklıyordur. Ayıklama hasebiyle girdiği depoda bu mektupları görür. Üzerine eğilince, Cumhuriyet dönemi ilk mühendislerinden olan babasının, Türk-Fransız Dostluk ve Kültür Derneği ve Türk-Belçika Dostluk ve Kültür Derneği gibi dernekler kurmuştur, verdiği bir konferansta Fas Valisi Mareşal Lyautey’in yeğeniyle tanıştığını ve bu kişiden mektupları aldığını öğrenir. Babasının, bu konuda bir çalışma yaptığını ve bu mektupları kitap olarak yayımlamayı düşündüğünü söyleyen Çelik, “bu kitabın yayımlanacağı müjdesi 1956 yılında Zafer gazetesindeki bir haberde de verilmişti.” der.
Geç de olsa bu mektuplar, aradan 65 yıl geçtikten sonra Koç Üniversitesi Yayınları tarafından yayımlandı. Kitap şu günlerde raflarda…