YAZARLAR

Beşiktaş hakiki bir kartal oldu

Duruş, kontrol ve dönüş hataları yapılsaydı, oyunun hızı asla bu muhteşem tempoya ulaşamazdı. Beşiktaş bu yanıyla hakiki bir kartala dönüştü.

Futbol oyununun birincil prensibi, topu hızla ve isabetle dolaştırabilmek maharetidir. Bu sezon Türkiye Süper Ligi'nde, ilk yarıda Beşiktaş’ın ulaştığı isabetli top dolaştırma hızına Beşiktaş’ın kendisi dahil hiçbir takım ulaşamadı. İsabet ve hız, diğer bir ifadeyle hızla buluşan isabet Hatayspor’u adeta felç etti. İkinci bölgede De Souza ve Atiba’nın yaptığı sert ve şok presler, Hatayspor’un hücumdan savunmaya dönüş planını bir silindir gibi ezmekle kalmadı, aynı zamanda Beşiktaş hücumcularını şimşek hızıyla üçüncü bölgede topla buluşturdu. Üçüncü bölgede aynı hız ve isabetle yapılan verkaçlar ya da ikiye birler, gol vuruşu için inanılmaz uygun pozisyonlar yarattı ve bu pozisyonların dördü golle sonuçlandı. 

İkinci bölge preslerinde Beşiktaş alanı muhteşem biçimde daralttı ve pres sonrası kapılan toplar için, iki kanatta bir Japon yelpazesi gibi, genişleyebildiği en derin genişliğe ulaştı. Bu genişlik öyle bir seviye kazandı ki, bunu savunmak artık imkânsız hale geldi. Çoklu dar alan presi, üçüncü bölgede iki kanatta genişleme ve bu doğru parselleme taktiğine, neredeyse kusursuz pas isabeti eklenince Beşiktaş, Türkiye standartlarının üstünde bir oyuna imza attı. 

Sezon başından bu yana Sergen Yalçın, oyunun tempo ve ritmine büyük özen gösteriyordu. Belki de Klopp’dan ilhamla, topu ileri atmak ve topun atılan bölgesine çoklu oyuncu ile pres yapıp kapılan toplarla gol aramak fikrine, ciddi yatırımlar yaptı. Yine bu taktiğin bir ikinci versiyonu olan, ikinci topları değerlendirme ve sırf bu iş için Atiba’yı görevlendirmek, Yalçın’ın zihinsel olarak değer verdiği bir düşünce gibi durdu. 

Nitekim doğaçlama bile olsa bu oyun planı ve taktiğinde ısrar etmek, finale doğru yürürken meyvelerini vermeye başladı. Bu köşenin okuyucuları hatırlayacaklardır; sezon başında Sergen Yalçın’ın doğaçlama oyun anlayışından çok şikayetçi ve bu doğrultuda çok itiraz yazıları yazdığımı bilirler. Bugün de Beşiktaş hücumunun doğaçlama karakter taşıdığı inancımı muhafaza ediyorum. Özellikle akışkan bir oyun için ihtiyaç duyulan alan kat etme yapılarının hala inşa edilmediğini görüyorum. Beşiktaş, garantili pozisyon üretme oyunları yerine, hala çok hızlı biçimde, ceza sahası içine toplar kesmeye çalışıyor. Bu durum kimi maçlarda başarı oranını yükseltirken, kimi maçlarda da ciddi sıkıntılara neden olabiliyor. 

Ama ne yazık ki bu oyun, yapılara değil de bazı oyuncuların performansına bağlı. Söz gelimi De Souza, Atiba ve Ghezzal’ın yokluğu bu oyunu nasıl etkiler kestirmek mümkün değil. Hatayspor maçında da iki sarsak oyuncu N’Koudou ve Larin, neredeyse hiç duruş, kontrol ve dönüş hatası yapmadı. Duruş, kontrol ve dönüş hataları yapılsaydı, oyunun hızı asla bu muhteşem tempoya ulaşamazdı. 

Beşiktaş bu yanıyla hakiki bir kartala dönüştü. 


Ali Fikri Işık Kimdir?

Ali Fikri Işık, 1958 yılında Mardin’in Savur ilçesine bağlı Xeramemo köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Batman’da, liseyi ise Silvan’da okumuştur. 1978 yılında Batman'da “Sesleniş” Gazetesiyle yazın hayatına başlamış. 1985 yılında yazarlar kooperatifi olan Yazko’nun dergisi “Yazko Somut”ta, 1994 yılında “Zone News” gazetesinde, 1995 yılında haftalık dergi “Roj”da, 2010 yılında Taraf gazetesinde, 2016 yılında “BasNews ve Kurdistan24 Türkçe'de yazmıştır. Amedspor Kaos ve Direniş Amedspor kitaplarının yazarıdır.