Beşiktaş metro kazıları: Dünya göç haritasını değiştirebilecek bulgular
Beşiktaş İstasyonu alanında devam eden kazılara ilişkin konuşan Arkeolog Mehmet Ali Polat, buradaki mezarlar sayesinde ulaştıkları verilerin dünya göç haritasını değiştirebileceğini söyledi.
DUVAR - Kabataş-Beşiktaş-Mecidiyeköy-Mahmutbey metro hattının Beşiktaş İstasyonu olacak alanda İstanbul Arkeoloji Müzeleri tarafından yürütülen kazılarda, M.Ö 3500-3000 yılları arasında tarihlenen kurgan tipi mezarlar bulundu. 2016'dan bu yana devam eden arkeolojik kazılarda 1910 yılında yapılmış tramvay hattı ve depolarına ait kalıntıların yanı sıra geç Osmanlı dönemi ve ardından orta ve geç Bizans dönemi kalıntılarına da rastlandı. Bu katmandan hemen sonra ise, Boğaz hattı için çok önemli olan Helenistik ve Roma dönemine ait küçük buluntular ortaya çıkarıldı.
Kazılarda günümüz deniz seviyesinden 1 buçuk metre derinlikte, dairesel plan veren taş dizileri de görüldü. Çalışmalar ilerledikçe bu yapıların, kurgan tipi mezarlar olduğu ortaya çıktı. Türkiye'de bulunmuş en eski kurgan tipi mezarların, İlk Tunç çağına ait olanların hepsi 'kremasyon' yani yakılarak gömüldüğü için, kemikler çatlamış ve ufalanmış durumda. O nedenle alandaki arkeologlar çalışmalarını, dişçi aletleriyle ve titizlikle sürdürüyor. Çok ince bir çalışma yapılarak tüm mezarlar açılıyor ve belgeleniyor.
İlk Tunç çağına ait bu kurganların içinde, farklı tipte gömü çeşitlerinin olduğunu gördüklerini dile getiren Arkeolog Mehmet Ali Polat, "Bu mezarların içinde, iskeletlerle beraber, mezar hediyeleri olduğunu gördük. Çoğunluğu bunların pişmiş toprak kaplar. Çok az miktarda ise arsenikli bakır dediğimiz aletler tespit ettik. Bunlarla beraber küçük oyuncak arabaların tekerlekleri olabilecek pişmiş topraktan objeler tespit edildi" diye konuştu.
Buradaki mezarların, Türkiye'de bulunmuş en eski kurgan tipi mezarlar olması nedeniyle öneminin büyük olduğunu ifade eden Polat, şöyle devam etti: "Bunlar ilk Tunç çağlarına ait. Burada bir mezarın içerisinde, iki adet pişmiş toprak figürin tespit ettik. Biri büyük, biri küçük olmak üzere ayak ucuna, birbirlerine değecek şekilde mezara yerleştirilmişlerdi. Bunların önemi ise, bu figürinlerin benzerini bugüne kadar bulamamış olmamız. Figürinlerin üzerinde bazı semboller yer almaktaydı. Biraz araştırdığımız zaman bunların runik alfabe sembolleri olduğunu gördük. Romanya tarafında Vinca kültüründe görülen semboller."
Mezarlar sayesinde ulaştıkları verilerin, dünya göç haritasını değiştirebileceğini ve bu nedenle çok önemli olduğunu vurgulayan Polat, "Dünya göç haritasına baktığımız zaman, Karadeniz'in Kuzey'inden, Balkanlardan Anadolu'ya doğru bir göç olduğu görülmekte Tunç çağında. Ama buradaki son veriler, buradaki mezarlar, içerisindeki küçük buluntular ve runik alfabe sembolleri değerlendirildiği zaman, Anadolu'dan Baklalara, oradan Avrupa'nın Kuzeydoğusu ve Karadeniz'e doğru göç haritasını değiştirebilir.
Bundan dolayı, Beşiktaş kurganları çok önemli. Burada yerinde yakılıp gömülen mezarlar da literatür için ilk örnekler. Buradaki bir örnekte şunu gördük, ceset yakılmadan önce hocker pozisyonunda, yani cenin pozisyonunda ağaçların üzerine yatırılıyor, üzerine ağaç seriliyor ve bu şekilde yakılıyor. Daha önce nasıl yakıldığına dair elimizde bir veri yoktu. O nedenle bu da literatür için çok önemli" diye konuştu.