YAZARLAR

Beşiktaş sıvasız, ama 3-0 

Beşiktaş belki Süper lig için kısa sürede hazır hale gelebilir ama bu örgüsüz ve sıvasız oyunla Şampiyonlar Ligi'nde perişan olur.

Sol koridorda, N’Sakala, N’Koudou’ya, seçenek ya da koşu alanı yaratmaya çalışınca, ikisinin boş bıraktığı alanı korumaya ya da kontrol etmeye hiçbir Beşiktaşlı oyuncu talip olmuyor. Aynı şey karbon kağıdına basılmış, taklit bir kopya gibi Rosier, Ghezzal için servis yapmak amacıyla kenara hamle yapınca ortaya çıkan alan, aynı şekilde hiçbir Beşiktaşlı oyuncu tarafından ne kontrol ediliyor ne de sahipleniliyor. Bu çok büyük sorun; çünkü takım hücum aksiyonu içindeyken, savunma açısından endişe verici biçimde dengesizleşiyor. 

Oysa, bu maç bağlamında bile, söz konusu açıkları kapatacak kapasitede olan yeterli sayıda oyuncu, sahaya sürülmüştü. De Souza, Atiba, ve Salih’ten her biri, söz konusu tehlikenin sigorta poliçesi olarak bu rolü oynayabilirdi. Demek ki bu maçın planlamasında, Sergen Yalçın, bu türden tehdit ve tehlikelerin başına iş açacağını düşünmemişti. Haksız sayılır mı? Hem evet hem de hayır. Evet, çünkü başka takımlar ve özellikle de şampiyonlar ligindeki rakipler, bu ve benzer dengesiz zaafları hiç affetmeyecekler. Ama Türkiye Süper ligi, Sergen Yalçın'ı haklı çıkarıyor. 

Bülent Uygun bütün maç boyunca bu büyük zaafı göremedi. Göremezdi de; çünkü zaafı görmek için fikir sahibi olmak lazım. Eğer bir oyun planınız varsa, rakibi görebilecek bir seviye kazanabilirsiniz. Bülent Uygun'un takımı, kiralık bir antrenman takımından daha kötü bir performans sergiledi. Beşiktaş için adeta kum torbası oldu. Zavallı Remi, bütün maç boyunca Beşiktaş defansının gerisine doğru koşular yaptı. Ama bu koşuları takım arkadaşları göremediği gibi, Bülent Uygun da göremedi. Hakikatten fikir sahibi olmayan teknik adamlarla çalışmak, akıllı futbolcular için tam bir cehennem oluyor. 

Beşiktaş’ta lige hazır tek oyuncu var şimdi, o da Vida. Daha doğrusu, ne yaptığını çok iyi bilen ve hiçbir hareketinde tek tereddüt olmayan oyuncu o. Geriye kalan bütün Beşiktaşlı oyuncular, doğal bir kuşku içindeydiler. Onlar açısından kuşku, bir sonraki hamlenin hesaplanmamış olmasıydı. Mesela Kenan Karaman, hangi pozisyonda hangi oyuncuya seçenek olacağını, maç boyunca kestiremedi. Üstelik topla buluşma anını bile, hiçbir pozisyonda seçemedi. 

Çünkü kenara taşınan toplara vuracak oyuncu olarak sahaya sürüldüğü belliydi. Ama kenardan toplar gelmeyince de Kenan dar alana sıkışıp kaldı ve az sayıda nasip olan pozisyonda da bocalayıp durdu. 

Beşiktaş boyu uzun bir oyun oynadı. Bu doğru değil. Bu oyunun boyu mutlaka çok kısa sürede kısaltılmalı. Üstelik bu ayarlama hem savunma hem de hücum bakımından gerçekleşmeli. Savunma daha fazla ileri çıkarken, hücumcular daha fazla geri gelmeli. Bu dar alan oyunu olmadan, kenarlara taşınan her top ya belirsizliğe vurulacak ya da dengeli duran rakip savunmalarının baskısında eriyecek. 

Beşiktaş belki Süper lig için kısa sürede hazır hale gelebilir ama bu örgüsüz ve sıvasız oyunla Şampiyonlar Ligi'nde perişan olur.


Ali Fikri Işık Kimdir?

Ali Fikri Işık, 1958 yılında Mardin’in Savur ilçesine bağlı Xeramemo köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Batman’da, liseyi ise Silvan’da okumuştur. 1978 yılında Batman'da “Sesleniş” Gazetesiyle yazın hayatına başlamış. 1985 yılında yazarlar kooperatifi olan Yazko’nun dergisi “Yazko Somut”ta, 1994 yılında “Zone News” gazetesinde, 1995 yılında haftalık dergi “Roj”da, 2010 yılında Taraf gazetesinde, 2016 yılında “BasNews ve Kurdistan24 Türkçe'de yazmıştır. Amedspor Kaos ve Direniş Amedspor kitaplarının yazarıdır.