YAZARLAR

Beşiktaş'ın oyun planı yok

Beşiktaş’ın bir oyunu yok. Oyun diye planlanan şey, topu kenara taşı ve ortaya kes ya da orta sahada bas top kazan ve Aboubakar’a yolla. Bu plan işlemez.

Maçın ilk yarısında Sergen Yalçın, Atiba, Josef De Soza ve Dorukhan'ı, aynı hat üstünde sıkışık bir dolmuşta tutar gibi orta sahada tuttu. Tıpkı o dolmuşlarda manevra alanı bulamayan yolcular gibi, Beşiktaşlı oyuncular da kat edecek açık mesafe bulamadılar. Bulamazlardı da; çünkü Sergen Yalçın hiçbirinin eline bir yol haritası tutuşturmamıştı. Yolun işaretleri yoktu. Levhalar silik ve belirsizdi. Dolayısıyla varılacak adres hiç bulunmadı. Larin, Aboubakar ve Ghezzal da rotası kaybolmuş yelkenlideki telaşlı tayfalardan farksızdı. 

Beşiktaş, dolayısıyla Sergen Yalçın maçın ilk yarısını adeta sıkışık bir karanlıkta geçirdi. Birinci bölgede hiç pas yapılmadı. Her pas uzun vurularak, sıkışık ikinci bölgeye amaçsız yollandı. Öyle ki, özellikle sırf uzaklaştırmak için yapılan vuruşlar, Alanyaspor’a ikram oldu ve Alanyaspor kontra yapma imkânı bulup, Beşiktaş’ı sürekli geriye doğru koşturdu. Bu durum öyle bir hal aldı ki, bir ara sağ savunmacı Rosier, yorgunluktan az daha rakibi tekmeliyordu. 

Sol kanatta Rıdvan, iki top yapacak oyuncu bulamayınca, mecburen sürekli geriye doğru oynadı ve performansının büyük bir bölümünü rakip kovalayarak geçirmek zorunda kaldı. İlk yarıda gelen penaltı, Beşiktaş'ı daha da gerdi ve oyun bütünüyle zıvanadan çıktı. 

Sergen Yalçın ikinci yarıda daha refah daha huzurlu bir strateji seçmiş olacaktı. Bütün takım, neredeyse taç çizgisinin kenarında konumlanarak, sahaya korkunç bir genişlik kazandırdılar. İlk yarıdaki sıkışıklık gitmiş, yerine çayır çimen gelmişti. Ama sonuç değişmiyordu; çünkü, yine hiçbir oyuncunun elinde yol haritasını gösteren pusula yoktu. Aslında bu geniş alanda özellikle Ghezzal çok komik durumlara düştü. Kendi çadırında sağa sola dönerken bile saatlerce vakit kaybeden, sürekli oyalanan bir hantallıkla, oyunu inanılmaz yavaşlattı. 

Bütün bunların nedeni Sergen Yalçın’ın bir oyun inşa etmemiş olmasıdır. Beşiktaş’ın bir oyunu yok. Oyun diye planlanan şey, topu kenara taşı ve ortaya kes ya da orta sahada bas top kazan ve Aboubakar’a yolla. Bu plan işlemez. Bu plan belini şansa bağlar. 

Alanyaspor oyununda düşüş var. Takım oyununun gerisinde hazırlık paslarıyla hücumu olgunlaştırmıyor. Sanki Çağdaş Atan da, maç kazanmanın kestirme yollarına meyil etmiş. Cavelas ve Bakasetas, eski arzularından uzaklaşmış gibi. Takım kanat oyunlarında çoklu tercihler yerine, Juanfran’ın muz ortalarına teslim olmuş gibi. Bu maçta Siopis ve Davidson müthiş oynadılar ama aynı şeyi, Babacar için söylemek çok zor. Babacar takımın kolektif yapısına derhal monte edilmeli. 

Atılan ikinci gol şahaneydi. Bence Alanyaspor bu kadar pas yaparak ve bunun sonucunda müthiş alanlar üreterek, her maçta bu golleri atabilir. Alanyaspor bunları yaptığı için, ben onları yazmaya değer buluyordum. Bu değerleri harcamayın. 


Ali Fikri Işık Kimdir?

Ali Fikri Işık, 1958 yılında Mardin’in Savur ilçesine bağlı Xeramemo köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Batman’da, liseyi ise Silvan’da okumuştur. 1978 yılında Batman'da “Sesleniş” Gazetesiyle yazın hayatına başlamış. 1985 yılında yazarlar kooperatifi olan Yazko’nun dergisi “Yazko Somut”ta, 1994 yılında “Zone News” gazetesinde, 1995 yılında haftalık dergi “Roj”da, 2010 yılında Taraf gazetesinde, 2016 yılında “BasNews ve Kurdistan24 Türkçe'de yazmıştır. Amedspor Kaos ve Direniş Amedspor kitaplarının yazarıdır.