YAZARLAR

Beylikdüzü’nden Türkiye’ye yayılan beslenme desteği

İnsanlık işte bu farklı yollara saparak ötekilerin yaşamlarını değiştirenler, yaşamın küçük patikalarına anlam katanlar, yaşamın anlamını başkalarına yardım ederek fark edenler ve çıkmaz sokaklardan yılmayarak mücadele azmini yitirmeyenler sayesinde gelişiyor.

Birinin yokluk içinde olduğunu gördüğümüzde genellikle ona yardım etmek, bir şeyler yaparak onun yükünü hafifletmek isteriz. Bu destek bazen geçici çözümlerden ibarettir, bazen anlık bir vicdan aklamasıyla yapılır, bazen de o kişinin gerçek ihtiyaçlarını fark etmemiz, kalbimizde o yokluğun yankı bulması sayesinde kalıcı bir çözüme dönüşür ve iyilik kartopu etkisiyle yayılır.

Empati becerisi, başkalarının gereksinimlerini görmemizi, herkesin insan onuruna yaraşır bir hayat sürmesi gerektiğini kabullenmemizi, kendi çocuğumuz için arzu ettiğimiz temel yaşam standartlarının tüm çocuklar için geçerli olabileceği bir dünya hayali kurmamızı, ihtiyaç sahibi kesimlerle duygudaşlık içine girmemizi ve bu sayede de insanlığımızı hatırlamamızı sağlayan en yüce erdemlerdendir.

“İnsan ne için yaşar?” sorusunun cevabı belki tam da burada gizli: başkalarıyla dayanışmak ve yaşam yükünü birlikte omuzlamak için…

Robert Frost, Gidilmeyen Yol şiirinde, kişinin seçtiği farklı yollara şu şekilde değinir:

“İşte bir feryatla haykırıyorum,

Çağlar ve çağlar ötesine.

Ormanda yol ikiye ayrıldı.

Ve ben daha az yürünenine saptım.

Ve bütün olanlar da bu yüzden oldu.”

İnsanlık işte bu farklı yollara saparak ötekilerin yaşamlarını değiştirenler, yaşamın küçük patikalarına anlam katanlar, yaşamın anlamını başkalarına yardım ederek fark edenler ve çıkmaz sokaklardan yılmayarak mücadele azmini yitirmeyenler sayesinde gelişiyor.

ABD'li jimnastikçi Simon Biles (Fotoğraf:AA)

Örneğin, tarihin en çok altın madalya kazanan jimnastikçisi, “azim” kelimesinin jimnastik minderinde karşılık bulmuş hali, “tüm zamanların en iyisi” kısaltmasının İngilizce karşılığı olan G.O.A.T ile ifade edilen ABD’li Simon Biles’ın derin bir çocuk yoksulluğundan geldiğini biliyor muydunuz?

Kendisi bir röportajında, kediseverlerin tepkisini çekmek pahasına, kedileri hiç sevmemesinin sebebini şu şekilde açıklıyor: “Annem bana ve kardeşlerime yemek vermez, bizi aç bırakırdı. Ama evin etrafında dolaşan sokak kedisini hep beslerdi.”

Açlık, çocuklarda hem hayata karşı büyük bir öfke doğuruyor, hem de sonraki yaşantılarında ağır travmalar olarak belleklere işleniyor. Simon Biles, daha sonra anneannesi tarafından evlat edinilen “şanslı” çocuklardan olduğu için bu açlık onun fiziksel yapabilirliğini çok fazla etkilemedi ve Olimpiyat minderlerinde harikalar yaratmaya devam etti.

Ama özellikle Tokyo Olimpiyatları sırasında yaşadığı “zihinsel blok” engelinin kökenlerine inildiğinde, omuzlarına yüklenen başarı ve madalya sorumluluğunun yanı sıra, belki de çocukluk çağında annesi tarafından terk edilmişlik ve aç bırakılmışlık da belirleyiciydi.

Geçtiğimiz hafta yayımlanan Kore’den Türkiye’ye Bir Okul Yemeği Rüyası başlıklı köşe yazıma son derece değerli geri dönüşler aldım. Öncelikle okurlarıma bu konudaki hassasiyetleri için teşekkür ediyorum.

Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık

Geri dönüşlerden biri de, ertesi gün bana telefon yoluyla ulaşan Beylikdüzü Belediye Başkanı Sn. Mehmet Murat Çalık’tan oldu. Kendisinin belediye sınırları dahilinde çocuklara yaşattığı bir “okul yemeği rüyası”nı uzun zamandır beğeniyle takip ediyordum.

Beylikdüzü’nde çocuk açlığıyla mücadele açısından yaptıkları ve yapacakları, Türkiye’de çok öykündüğüm o “Kore modeli”nin mümkün olduğunun en güzel kanıtlarından...

Beylikdüzü Belediyesi, 2022 yılı şubat ayından beri ihtiyaç sahibi ailelerin çocuklarına bir öğün ücretsiz ve sağlıklı beslenme desteğini bir gün bile aksatmadan sürdürüyor. Yirmi sekiz bin ilkokul öğrencisinin yaşadığı, ancak içlerinden ihtiyaç sahibi olanların uzun bir süredir sosyal inceleme yoluyla tespit edildiği Beylikdüzü’nde belediye, her gün 1000-1500 arasında çocuk için beslenme paketini dağıtıma çıkarıyor.

Beylikdüzü Belediyesi beslenme çantaları

Bu desteğin ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırılması için 10 mahallede 35 dağıtım noktası var. Proje kapsamında şu ana kadar 470 bin adet beslenme çantası dağıtıldı.

Proje ilk başladığında ilk ve ortaokul çağındaki 675 çocuğa beslenme desteği verilirken, bu sayının giderek artması da ülkedeki yoğun açlık ve yokluğun en çarpıcı göstergesi.

İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) en son yayımladığı Yaşam Maliyeti araştırmasına göre İstanbul'daki dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyetinin geçen aya göre 3 bin 26 lira artışla 66 bin 550 liraya ulaştığı düşünüldüğünde, ortada ciddi bir geçim ve beslenme sorunu olduğu ve bunun her ay artarak devam ettiği aşikâr.

İstanbul’da birçok belediye de Beylikdüzü’nün projesinden ilham alarak benzer bir modeli kendi ilçelerine hızlı bir şekilde aktarmak için bir süredir yoğun çalışmalar yürütüyor.

Başkan Mehmet Murat Çalık, “Okullarda bir öğün ücretsiz yemek verilinceye kadar bu uygulamadan vazgeçmeyeceğiz,” diyor ve ekliyor:

“Ben eşitliğe değil adalete inanıyorum. Annelerin feryatlarını duyuyorum. Çocuklarının yoksulluktan okula gidemediklerini, evdeki musluktan su doldurup hastalandıklarını, ailelerinin yükünü paylaşmak için okulu terk edip çalıştıklarını işitiyorum. Beslenme saatinde su içerek açlığını bastıran çocukları biliyorum. Hayalinin ne olduğu sorulduğunda evlerindeki mutfakta daha fazla yiyecek isteyen çocuklar var. Hiçbir çocuğun kaderi açlık ve yoksulluk olmamalı.”

Çalık’ın “sosyal adalet projesi” diye adlandırdığı bu projeye başlamasını tetikleyen olay ise, Şehitler Günü’nde ziyaret ettiği bir şehit ailesinin yaşadığı binadaki görevlinin çocuğunun yokluk ve yoksunluğunu görmesiyle başlamış. Çocuğun para biriktirerek hayatında ilk kez bir adet mandalina satın aldığını, yokluktan okula gidemediğini öğrenen Çalık, o anları ilk günkü hüznüyle anımsıyor.

Bu olayın ardından Beylikdüzü’nde çocuk açlığıyla mücadele öncelikli hedefler arasına girmiş.

Çocuklara bir öğün yemek bir lütuf değil, haktır. Bunun bilincinde olan Beylikdüzü Belediyesi beslenme desteğinin üzerinde belediyeye dair en ufak bir kurumsal logo olmamasına ilk günden beri önem veriyor. Her çocuğa bir kereye mahsus olmak üzere bir beslenme çantası hediye ediliyor ve bu destekten yararlanan çocuğun damgalanmamasına hassasiyet gösteriliyor.

Belediyenin kurduğu 1000 metrekarelik alana yayılan Beylikdüzü Mutfak örnek bir tesis. Tesiste soğuk hava depolarından et ve sebze hazırlama ünitesine, fırına kadar temel tüm teçhizat bulunuyor. Mutfak’a bone ve galoş dahil olmak üzere hijyen ekipmanlarıyla giriliyor ve çocukların gıdalarına herhangi bir kontaminasyon olmaması için azami özen gösteriliyor.

Beslenme saati uygulaması dışında, sosyal incelemeden geçmiş ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırmak üzere bir saatte 30 bin kâse çorba ve üç öğün sıcak yemek desteği verme kapasitesi olan bir mutfaktan söz ediyoruz.

Aynı merkezde taziye yemekleri ve belediye kreşlerinin yemekleri de hazırlanıyor. 

Burada hazırlanan öğünler, içerdikleri protein ve karbonhidratla, çocukların günlük alması gereken kalori miktarının 700 kalorisini karşılayan içerikte. Ayrıca diyetisyenler ve gıda mühendisleri de tüm bu beslenme zincirinin sürdürülebilirliği ve denetimine düzenli destek veriyor.

Destek paketinde mevsim meyveleri, sandviç, kuruyemiş ve unlu mamuller yer alıyor.

Beylikdüzü Belediyesi Beslenme Paketi

Beylikdüzü’ndeki bu marka proje, belediyenin ve yerelin kısıtlı kaynaklarıyla aksamadan devam ediyor. Birçok ürün için de yerel sponsorların, iş insanlarının ayni yardım şeklinde desteği alınıyor. Bu destek kimi zaman elli kilo kuruyemiş oluyor ve bu kuruyemişler Belediye’nin hijyen standartları çok yüksek olan tesislerinde depolanıp paketleniyor, kimi zaman da iki ton elma şeklinde olup çocuklara beslenme paketi dahilinde dağıtılıyor.

Çocukların bazı besin maddelerine yönelik alerjisi konusunda ise, ailelerin beyanları esas alınıyor ve şu ana kadar olumsuz bir durum yaşanmamış. Zira tüm süreç, ihtiyaç sahibi aileler ve belediyenin işbirliği çerçevesinde yürütülüyor.

“Peki ne zamana kadar bu projenizi sürdüreceksiniz?” diye sorduğumda Başkan Çalık’ın yanıtı net: “Devlet okullarında istisnasız tüm çocuklara ücretsiz okul yemeği verilinceye dek.”

Gandhi ne güzel söylemişti: “Eylemler, öncelikleri gösterir.”

Beylikdüzü Belediyesi, bu projenin yeni bir ayağı olarak, ihtiyaç sahibi ailelerin çocuklarına temiz içme suyuna erişim hakkı vermek için bir dizi çalışma içerisinde. Bu konuyu da sorduğum Başkan Çalık, “Çocukların temiz suya erişimini de mutlaka sağlayacağız. Merkezi noktalara büyük arıtma suyu bankamatikleri getirme ve bazı hanelere arıtma sistemi bağlatma gibi projeler üzerinde duruyoruz,” diyor.

Simon Biles, tüm zamanların en iyisi (G.O.A.T.) klasmanındaki jimnastikçiler arasında başı çekerken, Beylikdüzü’nün bu marka projesi de Türkiye’de çocuk açlığını gidermede tüm zamanların en iyisi unvanını hak ediyor.

En başarılı Amerikalı jimnastikçilerden birinden söz etmişken, rotamızı, benzer rüyalar gören ve bu rüyaları gerçeğe aktaran kahramanların olduğu ABD’ye çevirelim.

Geçtiğimiz günlerde ABD’de Demokrat Parti’nin başkan adayı Kamala Harris, Kasım 2024 seçimleri için başkan yardımcısı adayının Minnesota Valisi Tim Walz olduğunu açıkladı.

Walz, etkili bir hatip, sevecen bir politikacı, futbol koçu ve emekli bir öğretmen olmasının yanı sıra, geçen seneden itibaren eyaletteki bütün okullarda öğrenciler için ücretsiz kahvaltı ve öğle yemeği verilmesini sağlayan çok kıymetli bir Vali. Walz, bunu ilk iki yıl için 400 milyon dolarlık bir bütçeyle uygulamaya geçirdi.

Walz, tüm çocukların hane gelirleri ne olursa olsun ücretsiz kahvaltı ve öğle yemeği almasını sağlayan yasayı Mart 2023’te imzaladığında çevresinde onu kucaklayan, öpen, sarılan çocuklar arasındaki mutluluğu görülmeye değer. Minnesota, ücretsiz okul yemeği veren ABD’deki dördüncü eyalet.

 

Ormanda yol ikiye ayrıldığında daha az yürünen, daha çetin yollara sapıp çocukların hayatlarını güzelleştiren, yoksunluklar içerisinde boğuşan çocukların içlerinde anlatılmamış hikâyeler kalmasın diye çırpınan, kendi kıt kaynaklarını çocukların iyi olma hali için seferber eden, karanlığa öfkelenmek yerine aydınlığı kendi çabalarıyla her gün yeniden ve yeniden doğuran tüm güzel kalplere minnettarız.

Beylikdüzü belediyesinin de Minnesota eyaletinin de yıllardır sürdürdükleri bu üstün çabalarının diğer tüm belediyelere kartopu etkisiyle yayılması dileğiyle…


Menekşe Tokyay Kimdir?

Uluslararası ilişkiler alanında Galatasaray Üniversitesi'nde lisans, Avrupa Birliği bölgesel politikaları alanında Belçika Katolik Louvain Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimini tamamlayan ve Avrupa Birliği siyaseti alanında Marmara Üniversitesi Avrupa Birliği Enstitüsü'nden doktora derecesi olan Tokyay, 2010 yılından beri ulusal ve uluslararası haber ajansları için röportaj ve analizler yaptı. Uzmanlık alanları arasında AB siyaseti, Orta Doğu, çocuk hakları ve sosyal politikalar yer almaktadır. Kendisi Fransızca ve İngilizceden birçok kitabı Türkçeye kazandırdı. Aynı zamanda aylık klasik müzik dergisi Andante’de köşe yazarı olan Tokyay, bir yandan da sanat alanında önde gelen isimlerle ve müzik alanında üstün yetenekli çocuk ve gençlerle ses getiren söyleşi dizileri gerçekleştirdi.