Uzmanlar uyarıyor: Dikkat göktaşı çarpabilir!
Uzmanlar, iki farklı asteroidin yakında Dünya’ya çarparak gerçek bir felakete neden olabileceği uyarısını yapıyor. Asteroidlerden biri Hiroşima'ya atılan bombanın 500 katı büyüklüğünde bir hasar yaratabilir.
DUVAR - Kuzey İrlandalı uzmanlar, büyük bir asteroidin Dünya’ya çarparak benzeri görülmemiş boyutta bir yıkım meydana getirerek doğal bir felakete neden olmasının sadece zaman meselesi olduğunu açıkladılar.
Belfast Kraliçe Üniversitesi (QUB) Astrofizik Araştırma Merkezi uzmanlarından Alan Fitzsimmons, yaklaşmakta olan asteroid çarpışmasının neden olacağı tahribatın kaçınılmaz olduğunu söyledi. Fitzsimmons, meydana gelecek yıkımı geçmişte bir meteorun Sibirya ormanlarının üzerinde patlayarak, ormanda büyük bir yıkıma neden olduğu 1908 Tunguska olayıyla mukayese ediyor.
Bulgular, meteoroid patlamasının etkisinin 3 ila 5 megaton TNT’ye (Hiroşima’ya atılan atom bombasının 333 ila 500 misli) denk olacağını gösteriyor.
Tunguska olayında insan kayıpları bildirilmemesine rağmen patlamanın oradaki 1994 kilometre karelik bir alanı düzleştirdiği biliniyor. Şayet olay yoğun nüfuslu bir bölgede meydana gelmiş olsaydı, milyonlarca insanı öldürebilirdi.
Neyse ki Dünya, son zamanlarda büyük bir asteroid çarpışmasından şimdilik uzakta görünüyor. Ocak ayında, Tunguska çarpışmasındaki kadar büyük bir asteroidin, Dünya yüzeyine 285.000 km yakından geçtiği ve bu durumun da astronomik standartlara göre çok uzak olmayan bir mesafe olduğu bildirilmişti.
'1800 TANE POTANSİYEL TEHLİKELİ UZAY CİSMİ VAR'
Yaklaşık 800 metre uzunluğundaki bir asteroidin ise Ağustos 2027’de Dünya’ya yakın geçiş yapması bekleniyor ve yolculuğu esnasında gezegene çarpma ihtimali söz konusu.
Fitzsimmons, “Bilim insanlarının ve mühendislerin Dünya yakınındaki asteroidleri tespit etmede ve bu tehditleri anlamada büyük adımlar attığını bilmek önemli. Şu ana kadar 1800'den fazla potansiyel olarak tehlikeli uzay cismi keşfedildi; ancak tespit edilmesi gereken çok daha fazla cisim var.” diyor.
Fitzsimmons “Gökbilimciler her gün Dünya yakınından geçen asteroidler tespit ediyor ve çoğu zararsız; ancak yine de bir sonraki Tunguska’nın bize kötü bir sürpriz yapması hâlâ mümkündür ve daha büyük asteroidler de bulmamıza karşın, buna hazır değilsek onlar hakkında önlemler almadıysak bu bizim için hiç hayırlı olmaz” diye ekliyor.
Fitzsimmons, Avrupa Araştırma Konseyi’nin NEOshield-2 projesine katkıda bulunuyor. Proje, yakın gelecekte Dünya için potansiyel olarak tehlikeli asteroidleri gözlemlemek ve bu tür bir çarpışmayı önlemek için uygun maliyetli yöntemler ve yollar tasarlamak amacını güdüyor.
Dünyadaki bilim insanlarını paniğe sevk eden asteroidlerden biri de aslında 2004 yılında keşfedilmişti. Araştırmacılar Roy A. Tucker, David Tholen ve Fabrizio Bernardi, uzay kayasını bulmak için Kitt Peak Gözlemevi’ni kullandılar ve gün gelip varlığını doğruladıklarında ona geçici bir numara verdiler: 2004-MN4. Daha sonra 99942 no’lu kalıcı bir asteroid numarası verildi. Ardından, Stargate adlı bilimkurgu dizisinde kötülük timsali olarak aktarılan ve eski Yunan efsanelerinde Mısır tanrısı Ra’yı tehdit eden bir yılan olan Apophis adının verilmesini önerdiler.
Oldukça detaylı hesaplamalar, Apophis’in tam olarak tespit edilmesinden sonra gerçekleşti; çünkü yörünge dinamiklerine dayanarak, bu küçük uzay kayasının gelecekteki yörüngelerinden birinde Dünya’yı hedef alması olası görünmekteydi. Gezegene isabet edip etmeyeceğini kimse bilmiyordu; ancak Apophis’in, Dünya’nın yakınındaki bir “yerçekimi anahtar deliğinden” (yörüngenin değişmesine neden olacak bir manyetik alan) geçeceği ve bu olayın da yörüngesini, 2036 yılında asteroidin Dünya ile çarpışmasına yol açacak kadar eğeceği görülüyordu. Bu, gerçekten de korkunç bir ihtimaldi ve insanlar Apophis’in yörüngesini çok yakından gözlemlemeye ve not etmeye başlamıştı.
NASA’nın Sentry adlı otomatik gökyüzü araştırması bu konuda daha fazla gözlem yaptı ve Avrupa’daki diğer gökbilimciler de onu izlemek için NEODYS adlı bir program kullandılar. Mesele duyulduğunda, daha fazla gözlemci mümkün olduğunca çok yörünge verisine katkıda bulunmak için araştırmaya dahil oldu.
Yapılan tüm gözlemler, 13 Nisan 2029 günü Dünya’ya çok yakın bir geçişe işaret ediyor; hatta, bir çarpışma dahi gerçekleşebilir. Apophis, yolculuğu esnasında kullandığımız birçok jeosenkron uydudan 31.200 kilometre daha yakın biçimde, gezegene teğet geçecek.
Şu an için, Apophis’in o gün Dünya’ya çarpmayacağı düşünülüyor. Öte yandan, uçuşu Apophis’in yörüngesini biraz değiştirecek; ancak, 2036’da asteroidi bir darbe ile yörüngesine geri göndermek yeterli olmayacaktır. Öncelikle, Apophis’in geçmesi gereken “anahtar deliğinin” boyutu yalnızca bir kilometre kadar olacak ve gökbilimciler o anahtar deliğini tamamen kaçıracağını da hesaba katıyorlar. Bu olasılık, Apophis’in (şu an) en az 23 milyon kilometre uzaktaki Dünya’yla yollarının kesişeceği anlamına gelebilir.
ŞU AN İÇİN GÜVENLİ
Apophis’in yörüngesinin Dünya çapında bir gökyüzü tarama topluluğu tarafından saptanması ve takio edilmesi, NASA’nın ve diğer ajansların, yörünge yolumuza sapmış olabilecek Dünya yakınındaki asteroidler hakkında yerine getirdiği gözlemsel sistemler açısından iyi bir sınamaydı. Elbette daha fazlası da yapılabilir ve Secure World Vakfı ve B612 Vakfı gibi gruplar, bu cisimleri çok yaklaşmadan önce fark edebileceğimiz daha başka yollar araştırıyorlar. Gelecekte, gezegenimize (ve bize) büyük zarar verecek olan çarpışma olasılıklarını önlemek için saptırma sistemleri geliştirme umuyorlar.
Peki, Apophis nedir? 350 metre çapında büyük bir uzay kayası ve gezegenimizin yörüngesinden düzenli olarak geçen Dünya yakınındaki asteroid nüfusunun bir parçasıdır. Düzensiz bir şekli vardır ve oldukça karanlık görünmektedir; ancak Dünya’ya yakın geçerken çıplak gözle veya teleskop ile görülebilecek kadar parlak olduğu düşünülüyor. bundan 65 yıl önce başka bir düzensiz uzay kayasının dünyaya çarpması dinozorların yok olmasına sebep olduğu için bilim insanları takip edilen asteroidlerin dünyaya çarpma olasılığını oldukça ciddiye alıyor
Yayınlanan raporlar, 2000 civarında asteroidin şu anda yetkili makamlar tarafından izlendiğini belirtiyor.
Kaynaklar:
(Çeviren: Tarkan Tufan)