İskender’in kayıp şehri bulundu mu?
Büyük İskender döneminde inşa edilen ve 2 bin yıldır kayıp olan bir kentin gün ışığına çıkarıldığı düşünülüyor. Şehre dair ilk bilgiler, 1960’lı yılların casus uyduları tarafından keşfedilmişti.
Peter Dockrill *
Büyük İskender döneminde kurulduğu düşünülen antik bir kent, 2 bin yıldan fazla bir zamandır tarihin kumları altında gömülü kaldıktan sonra yeniden ortaya çıkarıldı.
Irak Kürdistanı’nın Süleymaniye şehrinden geçen bir nehre bakan Qalatga Darband, eski bir kalenin yerleşim kalıntılarını barındırıyor ve arkeologlar uzun süredir toprak altında kalan bu alanda geniş çaplı arkeolojik araştırmalara başladı.
Henüz araştırmacılar kesin bir tarih zikretmemiş olsa da daha sonraları Mezopotamya olarak adlandırılan ve Makedon Kralı Büyük İskender’in Pers İmparatoru III. Darius’la gerçekleştirdiği savaşın bu yerleşim yerinin etrafında yaşandığı düşünülüyor.
İmparatorluk devirmek, insanı susatan bir iştir ve Qalatga Darband (Kürtçede “dağ geçidi şatosu” anlamına geliyor) bir zamanlar zafer yolunda şavaşan askerler ve tüccarlar açısından meşhur bir şarap üretim ve ticaret merkeziydi.
İLK BİLGİLER BÜYÜK İSKENDER’İ İŞARET EDİYOR
British Museum’da arkeolog olarak görev yapan John MacGinnis, The Times’a verdiği röportajda “Henüz araştırmanın ilk etabındayız; ancak Irak’tan İran’a giden yol üzerinde bulunan hareketli bir kent ortaya çıkaracağımızı düşünüyoruz,” diyor. “Sefere giden askerlere şarap tedarik eden insanları gözünüzde canlandırabilirsiniz.”
MacGinnis ve ekibi, “Tehlike Altındaki Irak Mirası Yönetimi” adlı eğitim programından sorumlu ve Iraklı araştırmacılara IŞİD'in yıkım tehdidi altındaki eşsiz arkeolojik hazinelerin nasıl tespit edileceğini ve kurtarılacağını öğretiyor.
Qalatga Darband keşifleri sürpriz bir şekilde (çok farklı dönemlerde yaşanan savaşlara rağmen) sağlam kalmış.
Soğuk Savaş sırasında yürürlükte olan “Corona” programının bir parçası olarak 1960’lı yıllarda ABD tarafından gerçekleştirilen casus uydu fotoğrafçılığı, ardında, 1990’larda araştırmacıların gökyüzünden yapılan gözlemlerle oluşturulan antik kalıntılar taslağını bulmalarına yardımcı olan gizli dosyaları miras bırakmış.
Bölgedeki savaş, arkeologların 21. yüz yıla dek detaylı incelemeler yürütmesini engellemişti; şimdiyse araştırmacılar, antik kent bünyesindeki ürünlerin büyümesine dair detaylı bilgileri gösteren peyzaj araştırmaları için dron kullanıyorlar.
MacGinnis The Times’a verdiği demeçte “Drone bize kusursuz bilgiler sağladı,” diyor.
“Mezopotamya arkeolojisinde ürün yetiştirme izlerine ilişkin bugüne dek detaylı bir araştırma yapılmamıştı. Yeraltında duvarların bulunduğu alanlarda buğday ve arpa çok sağlıklı büyüyemediğinden, ürünler arasında renk farklılıkları oluşuyor,” diye ekliyor.
BİRÇOK YAPI TESPİT EDİLDİ
Şimdiye dek yapılan araştırmalar, şarap veya yağ üretiminde kullanıldığı düşünülen bir güçlendirilmiş duvar ve taştan yapılma bir öğütücü de dahil olmak üzere, birçok büyük yapının temellerini gün yüzüne çıkardı.
Orijinal yerlerinde bulunan Persephone ve Adonis’i tasvir ettiği düşünülen figürlerle, çatı kiremitleri ve heykeller de keşfedilen buluntular arasında.
Şu âna kadar, bu eserlerin tam olarak ne zaman (araştırmalar hâlâ sürmekte) yapıldığı henüz netleştirilemedi; fakat ekip, elde edilen buluntuların M.Ö. I. veya II. yüz yıllardan kalma olduğunu düşünüyor.
Kentte bulunan bir madeni sikke, M.Ö. 57 ile M.Ö. 37 yılları arasında hüküm süren Part İmparatoru II. Orodes’in tasvirini taşıyor; bu sebeple kentin İskender zamanından sonra uzun süre kullanılmaya devam etmiş olması mümkün görünüyor ve İskender’in ordularının bölgedeki etkinlikleri nedeniyle kentin daha da büyümüş olabileceği ifade ediliyor.
Yürütülen kazıların 2020 yılına dek sürmesi planlanıyor; bu nedenle, başka bir çağa ait bu kayıp şehirle ilgili daha fazla bilgi edinmek ve ortaya çıkan kentin sırlarını detaylarıyla anlamak için yeterince zaman var gibi görünüyor.
* Yazının aslı Science Alert sitesinde yayınlanmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)