Hayat uzaydaki buzullarda başlamış olabilir

Uzaydaki radyasyon dalgaları temas ettikleri uzay buzullarını sıvı bir forma dönüştürebiliyor; bu durum, organik moleküllerin oluşması için uygun bir ortam sağlıyor. Yeni araştırma, hayatın köklerinin uzaydaki buzullarda ve asteroidlerde oluştuğu fikrini destekler nitelikte.

Google Haberlere Abone ol

Lisa Grossman *

Uzaydaki buz parçacıkları balonlar oluşturarak kırılabiliyor. Birbirlerinin şeklini taklit eden uzay buzları, yıldız ışığına maruz kalınca şampanya gibi kabarcıklanıyorlar. Bu olay, yaşama uygun bir alan içinde gerçekleştiğinde, yeni oluşan gezegen sistemlerinin yakınlarında oluşan sıvı benzeri madde, organik moleküllerin ortaya çıkmasına yardımcı olabilir nitelikte. Yapılan deneyler, yaşamın olası kökleri hakkında bizlere yeni bir bakış sunuyor.

Japonya’daki Hokkaido Üniversitesi’nden Shogo Tachibana ve arkadaşları, -263°C ila -258°C arasındaki bir sıcaklıkta, yıldızların oluştuğuna benzer bir ortamda kuyruklu yıldızlar ve yıldızlararası bulutlarda bulunan su, metanol ve amonyakları bir araya getirdi. Bu işlemin ardından, ekip genç bir yıldızın ışığını canlandırmak için  bu yeni oluşan buzu ultraviyole radyasyona maruz bıraktı.

AŞIRI SOĞUKTA BEKLENMEYEN REAKSİYONLAR

Buz -213°C’ye kadar ısıtılınca kırılgan bir katı gibi parçalara ayrıldı. Öte yandan, ısı sadece beş derece daha artırıldığında, buzun içerisinde baloncuklar oluşmaya başladı ve buz -123°C’ye kadar ısıtıldığında kabarcıklar oluşmaya devam ederek patlamaya başladı. Bu noktada, buz katı bir forma dönüştü ve kristalize hale geldi.

Tachibana, “Buzun gerçekten düşük sıcaklıklarda buzun dönüştüğü kabarcık halini ilk gördüğümüzde çok şaşırdık,” diyor. Ekip, 29 Eylül’de elde edilen bulguyu bilimsel bir dergide yayınladı.

Daha sonra gerçekleştirilen deneyler, daha az metanol ve amonyak ile buzda daha az kabarcık oluştuğunu ortaya koydu. Yıldız ışınlarına maruz kalmayan buzdaysa hiç kabarcık oluşturmadı.

Işın verildiği sırada hidrojen gazına ilişkin izler de incelendi. Tachibana, kabarcıkların hidrojenden oluştuğunu ve ultraviyole ışığın bu gazın metan ve amonyak moleküllerinden ayrışmasına neden olduğunu ifade ediyor. “Bu oluşum şampanya kabarcıklarına benziyor,” diyor; öte yandan, farklı bir durum söz konusu. Şampanya kabarcığı karbondioksitten oluşurken, buz kabarcığında hidrojen çözünüyor.

Işınlara maruz kalan buz başka sıvı benzeri özellikler de gösteriyor: Tachibana, buzun -185°C ile -161°C arasında, erime sıcaklığının çok altında olmasına rağmen soğutulmuş bal benzeri bir kıvamda akışkan hale geldiğini belirtiyor.

AKIŞKAN FORM HAYATIN TEMEL NOKTASI OLABİLİR

Bu akışkan form, hayatın ortaya çıkışını araştıran kimyagerlerin çalışmalarında oldukça yardımcı bir tespit olabilir. 2016 yılında Fransa’daki Nice Sophia Antipolis Üniversitesi’nden Cornelia Meinert ve meslektaşları, ışınlara maruz bırakılan buzun, DNA’nın öncülü olabilecek RNA’nın temeli olan riboz da dâhil olmak üzere, yaşam için gerekli olan moleküller için bir materyal kümesi oluşturduğunu tespit etmişti. Öte yandan daha küçük moleküllerin birbirleriyle nasıl birleştikleri ve katı buz içerisinde riboz yapıları oluşturdukları anlaşılamamıştı.

Meinert yaptıkları araştırmaya ilişkin olarak, eleştirmenlerin, karmaşık moleküllere farklı maddelerin bulaşmış olabileceğini belirttiklerini aktarıyor. “Ortaya çıkan yeni sonuçlar, çok düşük sıcaklıklarda, küçük öncü moleküllerin birbirleriyle gerçekten reaksiyona girdiğini ispatlamamıza yardımcı olacak,” diyor. “Bu araştırma, tüm bu organik moleküllerin buzda da oluşabileceği fikrini destekliyor ve bu nedenle kuyrukluyıldızlarda da bulunabileceklerini söyleyebiliriz.”

Yazının aslı Science News sitesinde yayınlanmıştır.  (Çeviren: Tarkan Tufan)