Güneş sisteminde gizemli nesne: Geldi, bozuldu!

İlk başta, bilim insanları güneş sistemi dışından gelen nesnenin bir kuyruklu yıldız olduğunu düşündüler. Daha sonra, onu bir asteroid olarak sınıflandırdılar ve ardından, muhtemelen kuyruklu yıldız benzeri, kayalık kabuğa sahip buzlu bir cisim olarak nitelendirdiler.

Google Haberlere Abone ol

Tereza Pultarova *

Oumuamua adı verilen yıldızlar arası cisim, geçen yıl ekim ayında güneş sistemimize giriş yapmasıyla birlikte, gökbilimcilerde büyük bir şaşkınlık dalgasına yol açmıştı.

İlk başta, bilim insanları nesnenin (yeryüzünde kurulu teleskopların tespit ettiği ve güneş sistemi dışından gelen ilk ziyaretçinin) bir kuyruklu yıldız olduğunu düşündüler. Daha sonra, onu bir asteroid olarak sınıflandırdılar ve ardından, muhtemelen kuyruklu yıldız benzeri, kayalık bir kabuğa sahip buzlu bir cisim olarak nitelendirdiler.

Şimdiyse, bilim insanları, karmaşık yapısına ek olarak, yaklaşık 396 metre uzunluğundaki uzun nesnenin gayet dramatik bir tarihi olduğunu tespit ettiler.

Kuzey İrlanda’nın Belfast kentinde bulunan Kraliçe Üniversitesi’nde çalışan gökbilimciler, cismin parlaklığındaki değişimleri gözlemlediklerinde, güneş sistemindeki bilinen gezegenimsiler ve asteroidlerin çoğunluğunun yaptığı üzere düzenli biçimde dönmediğini fark ettiler. Cisim, daha ziyade kaotik biçimde devriliyor gibi görünüyor.

BİR FELAKETTEN SAĞ ÇIKMIŞ GİBİ

Oumuamua hakkındaki en son araştırmayı gerçekleştiren araştırmacılardan biri olan Wes Fraser, 9 Şubat’ta Nature Astronomy dergisinde yayınladığı yazısında “Oumuamua’nın düzensiz hareketlerinin sebebi başka bir asteroid ile yaşadığı çarpışmanın bir sonucu olabilir,” diyor. Gerçekten de böylesi bir çarpışma, ‘Oumuamua’yı kendi güneş sisteminden atan ve güneşe doğru bir yörüngeye yerleştiren etken olabilirdi.

Fraser, yaptığı açıklamada, “Kaotik biçimde yuvarlanmasının nedeni henüz bilinmese de, yıldızlar arası uzaya fırlamasından önce, sisteminde bulunan başka bir gezegenden aldığı bir darbe nedeniyle yuvarlandığını düşünüyoruz,” diyor.

Fraser, “Bu cisim hakkındaki modellememiz, iç baskının tekrar normal bir düzeye dönebilmesi için, devrilme benzeri hareketinin yüz milyarlarca yıl süreceğini gösteriyor,” diyor.

Araştırmacılar buna ek olarak, bu tuhaf cismin, güneş sisteminde bilinen ve benzer boyutlara sahip olan cisimlerden daha karmaşık bir bileşim içerdiğini keşfettiler. Bilim insanları Oumuamua’nın yüzeyinden yansıyan ışık değerlerini incelediklerinde, renginde ilk bakışta açıklanamayan farklılıklar saptadılar.

KIRMIZI BİR LEKEYE SAHİP

Fraser ve araştırma ekibi, Oumuamua’nın yüzeyinin çoğunlukla kirli kar rengindeyken, cismin daha uzun ve ince kısmında büyük bir kırmızı lekeye sahip olduğunu tespit ettiler.

Fraser, “Yüzeyin çoğu ışığı değiştirmeden yansıtıyor; fakat uzun olan kısımlardan birinde büyük ve kırmızı bir bölgesi mevcut,” diyor. “Bu, küçük bir cisimde alışılmadık oranda geniş bir içerik çeşitliliğinin göstergesi.”

Bilim insanları, tespit edilen son bulguların yıldızlar arası cismin gizemini daha da arttırdığını belirtti.

Fraser, yaptığı açıklamada “Güneş sistemimizde gördüğümüz çoğu asteroid ve kuyruklu yıldızla kıyaslandığında gerçekten sıra dışı bir cisim,” diyor.

Belfast’taki Kraliçe Üniversitesi ekibi, geçen yıl cismin güneş sistemimize girişi fark edildikten sonra, Oumuamua hakkında üç bildiri yayınlamıştı. İlk defa görüldüğünde Oumuamua Dünya’dan yaklaşık 33 milyon kilometre uzaktaydı ve halihazırda uzaklaşmaya devam ediyordu.

Bilim insanları, izlediği yörüngeden dolayı, cismin güneş sistemi kökenli olmadığını fark ettiler. Bunu anladıklarında araştırmacılar, Şili’deki Avrupa Güney Gözlemevi’nin (ESO) Çok Büyük Teleskop’u (VLT) dahil olmak üzere, çeşitli bölgelerdeki teleskopları kullanarak gizemli ziyaretçiden edinebilecekleri son görüntüleri yakalamaya çalıştılar.

BİLDİĞİMİZ CİSİMLERDEN OLDUKÇA FARKLI

Araştırmacıları şaşkına çeviren ilk şey, bir kuyruklu yıldızın alışılmış davranışlarını göstermemesi oldu. İlk yıldızlar arası ziyaretçinin bir kuyruklu yıldız olduğunu düşündüler; çünkü güneş sisteminde kayalık cisimlerden (asteroidler) daha ziyade buzul içeriğe sahip cisimler bulunuyordu ve diğer gezegen sistemlerinde de durumun benzer olması bekleniyordu. Öte yandan, Aralık 2017’de Kraliçe Üniversitesi araştırmacıları tarafından yayınlanan bir raporda, “Oumuamua, kalın ve kayalık bir kabukla kaplı bir buz parçası olabilir,” deniyordu.

Bilim insanları büyük ihtimalle Oumuamua hakkındaki soruların tamamına hiçbir zaman cevap bulamayacaklar; çünkü nesne uzun süredir yol almaya devam ediyor ve geri dönmeyecek. Ancak Şili’deki Geniş Sinoptik Araştırma Teleskobu gibi yeni, güçlü teleskopların çevrimiçi hale gelmesiyle, önümüzdeki yıllarda daha fazla yıldızlar arası cismin gözlemlenebileceğine inanıyorlar.

(Çeviren: Tarkan Tufan)

Kaynak:

https://www.livescience.com/61742-oumuamua-violent-past.html