Karanlık maddesi olmayan galaksi bulundu
Evrende 'karanlık madde' olmayan bir galaksi keşfedildi. Galaksi Samanyolu'yla hemen hemen aynı boyutlarda ama içinde 200 kat daha az yıldız var.
DUVAR - Dünya'dan milyonlarca ışık yılı uzakta 'karanlık madde'den tamamen azade bir galaksi bulundu. Galakside karanlık madde izine rastlanmadı ama içinde yıldızlar, gezegenler ve toz parçalarının olduğu normal, organik bileşenler var. Bu eşine az rastlanan keşif karanlık maddenin evrende dağılımına dair yeni olasılıkları da gündeme getiriyor.
Kimse aslında 'kara madde'nin ne olduğunu bilmiyor. Çünkü adı üstünde ışığı yansıtmadığı için, hiçbir zaman doğrudan algılanamadı. Ancak bilim insanları, galaksi ve yıldızların hareketine dayanarak var olduklarını biliyorlar.
Görülemeyen bazı maddeler, uzayda yıldız ve galaksiler demeti içindeki boşlukları doldurarak bu derin uzay varlıklarını etkiliyor. Anlaşılıyor ki evrende bunlardan daha çok var. Karanlık maddenin evrendeki kütle ve enerjinin yüzde 27'sinde yer kapladığı düşünülüyor. Bizim görebildiğimiz maddeler; sizi, bizi oluşturan atomlar, bunun sadece yüzde 5'ine tekabül ediyor.
YA ÇOK AZ SEVİYEDE KARANLIK MADDE VAR YA DA HİÇ YOK
Karanlık maddeden yoksun bir galaksi bulunduğu iddiası ilk defa ortaya atılmıyor ama bugüne kadar tespit edilen her galakside bir şekilde karanlık madde emareleri görüldü. Hatta karanlık maddelerin galaksinin içindeki en bol, 'bereketli' nesne olduğu düşünülüyordu. Nature dergisinde detayları yayınlanmış olan galaksinin büyüklük ve hacmi dikkate alındığında ise araştırmacıların olacağını düşündüğünden 400 kat daha az miktarda karanlık maddeye rastlandı. Galaksi sadece içinde barındırdığı yıldız kümelerinin kütlelerinden oluşuyor. Bunun için de çok az miktarda karanlık madde ya var ya yok. Bu durumda bulunmuş olan yeni galaksinin herhangi bir kara maddeyle 'bezeli' olmadığı ortaya çıkıyor. Nature dergisinde çıkan makalenin başyazarı Pieter van Dokkum "demek ki karanlık madde desteği olmadan da galaksiler oluşabiliyor" diyor.
Bilim insanlarının karanlık maddenin ne olduğu hakkında bazı fikirleri var ama hiçbiri kesin değil. Bizim göremediğimiz herhangi bir olağan madde (nötron yıldızları, ölü güneşlerin zayıf kalıntıları, dört başı mamur bir yıldız olamamış büyük gezegen benzeri cisimler, kahverengi cüceler) aslında kara madde zannediliyor olabilir. Sorun şu ki, bu saydıklarımız çok da öyle bol miktarda bulunmuyor ve olduğundan şüphelendiğimiz nesneler hakkında tam teşekküllü bir açıklama sunamıyor. Bunun yerine kara maddelerin henüz keşfedemediğimiz küçük parçacıklardan oluştuğunu varsayıyoruz.
Bizler karanlık maddeleri göremiyoruz ama astronomlar onları bulmak için farklı taktikler kullanıyorlar. Kullanılan yöntemlerden biri uzayda dolaşan ışığın nasıl bozulduğunu gözlemlemek. Zira karanlık maddelerin kendi yerçekimi kuvveti bulunuyor ve bu ışığın olduğundan farklı görünmesine yol açıyor. Diğer bir yöntem ise nesnelerin galaksi içindeki hareket hızını ölçmek. Gözlenen nesnenin hızında bir artış varsa bu galaksinin içinde bizim gördüğümüzden daha büyük bir kütle var demektir.
Van Dokkum'un ekibi bulduğu galaksinin farkına oldukça tuhaf bir yöntemle varmıştı. Diğer astronomların gözünden kaçmış olan fazla uzak oldukları için görülmesi zor büyük, zayıf galaksileri gözlemlemek için Dragonfly Telefoto Işını'nı kullandılar. Ekibin bu galaksiyi tesadüfen bulmalarının sebebi de buydu.
NGC 1052–DF2, olarak adlandırılan galaksinin büyüklüğü ve hacmi Samanyolu'yla hemen hemen aynı ama ondan 200 kat daha az yıldıza sahip. Mevcut yıldızlar da birbirinden uzak 'demetler' halinde yığılmış. Araştırmacılar, buldukları bu on yıldız kümesinin hareketini gözlemlerken ne kadar yavaş olduklarını tespit ettiler. Böylece galaksinin kütlesinin yıldızların kütlesine eşit olduğu anlaşıldı. İngiltere'deki Royal Holloway Üniversitesi'nden Jocelyn Monroe, "Bu çok ilginç ve tuhaf. Hiç bu kadar neredeyse normal ve aydınlık bir maddeyle karşılaşmamıştık" diyor.
Van Dokkum'un ekibi bu galaksinin nasıl oluşabildiğine cevaben ise belki de içinde fazla karanlık madde bulunmayan bir gaz bulutundan kopup serpildiğini düşünüyorlar. Araştırma ekibi Hubble Teleskobu'nu kullanarak araştırmalarına devam etmeyi bekliyor.
The Verge sitesinden alınmıştır. (Çeviren Balkan Talu)