Havuza çiş yapmak hiç de iyi bir fikir değil!
İdrarınızın kimyası ile havuzun kimyası pek de uyumlu değil! Her ne kadar neredeyse hiçbir havuzda bu kimyasallar bir "kimyasal silahın" saçacağı dozlara ulaşamayacak olsa da, yine de bu kimyasalları solumak bir insanı kolaylıkla hasta edebiliyor
DUVAR - Yaz sezonunun vazgeçilmezleri arasında yüzme havuzları vardır. İnsanlar yığınlar halinde havuzlara doluşup serinlemeye çalışırlar. Ancak hepsi, aslında hiçbirinin kolay kolay itiraf etmeyeceği bir şeyi de yaparlar: havuzlara işemek (çiş yapmak). Bu gerçekten kişiye çok fazla zaman kazandırabilir ve üşengeç insanların kolayca başvurabileceği bir çözümdür de; ancak araştırmalar bu davranışın hiç de akıllıca olmadığını gösteriyor. Çünkü idrarınızın kimyası ile havuzun kimyası pek de uyumlu değil!
ACS Environmental Science & Technology dergisinde yayımlanan bir araştırma makalesine göre idrarımızın bir parçası olan ürik asit ile havuzların meşhur "klor" elementi hiç de uyumlu değildir. Purdue Üniversitesi'nde İnşaat Mühendisliği Bölümü profesörlerinden Ernest Blatchey, havuz kimyası üzerine neredeyse 10 senedir araştırmalar yürütmektedir. Çin Tarım Üniversitesi'nden Jing Li ile ortaklık yapan Dr. Blatchey, ürik asit ile klor arasındaki tepkimenin 2 önemli yan ürünü üzerinde araştırma kararı aldı: siyanojen klorid ve trikloramin.
'KİMYASAL SİLAH OLARAK KULLANILMIŞTIR'
Bu kimyasallar birçok nedenle ve kimyasal yolakla oluşabilmektedirler; ancak bu araştırma, bu önemli kimyasalların oluşumundaki esas suçluyu tespit ediyor: ürik asit. Peki ürik asit nereden geliyor? İnsan idrarından. Dr. Blatchey, araştırmasıyla ilgili şunları söylüyor; "Bu araştırma, yüzme havuzlarına işeme ile sağlığa zararlı bu kimyasalların üretimi arasındaki ilişkiyi ortaya koyan ilk bilimsel araştırmadır. Siyanojen klorid çok toksik bir kimyasaldır ve hatta kimyasal sihah olarak savaşlarda kullanılmıştır! Trikloramine maruz kalmak ise solunum yollarını rahatsız eder ve deri ile gözlerin yanmasına neden olur."
Her ne kadar neredeyse hiçbir havuzda bu kimyasallar bir "kimyasal silahın" saçacağı dozlara ulaşamayacak olsa da, yine de bu kimyasalları solumak bir insanı kolaylıkla hasta edebiliyor. Bunu Dr. Blatchey şöyle anlatıyor; "Tıbbi veriler arasında havuza girme sonrasında hem siyanojen klorid, hem de trikloramine maruz kalmanın sonucunda oluşabilecek zehirlenmenin semptomlarıyla uyumlu vakalara rastladık."
Bu kimyasalları analiz etmek için gelişmiş cihazlar kullanılıyor. Araştırmalar, bu kimyasalları oluşturan tepkimelerin çok hızlı gerçekleştiğini de ortaya koyuyor. Dr. Li bunu şöyle izah ediyor; "Ürik asit çok aktif bir bileşiktir. Klorin ile temas ettiği anda kimyasal tepkime başlayacaktır."
'BENİ DURDURAMAZ'
Üstelik bu tepkimeye çok sık rastlanıyor. Ortalama bir yüzücü, havuza işediğinde, suya 30-80 mililitre arasında ürik asit katmaktadır. Klorin de havuzların vazgeçilmez bir kimyasalı olduğundan, bu ikisinin tepkimesi, havuza çiş yapma geleneği devam ettikçe muhtemelen daha uzun bir süre devam edecektir. Peki ne yapmalı? Havuza girmeyecek miyiz? Dr. Blatchey buna da cevap veriyor: "Bu durum beni havuza girmekten alıkoyamaz. Ancak artık bu konuda daha bilinçliyim. Kabul etmek zorundayım: ben de yüzüyorum ve ben de havuza işemiştim. Ama artık yapmıyorum. Dolayısıyla siz de yapmadan önce bir kez daha düşünün." (Kaynak: Evrim Ağacı/ Çağrı Mert Bakırcı)