Orangutanlar yemek için telleri kanca yapıyor

Ucunda ödül olan bir kabı almak için eldeki telin bükülmesi, sekiz yaş altı çocuklar için şaşırtıcı derecede zorlayıcıdır. Viyana Üniversitesi, St. Andrews Üniversitesi ve Viyana Veterinerlik Üniversitesi’nden bilişsel biyologlar ve karşılaştırmalı psikologlar Isabelle Laumer ve Alice Auersperg ile birlikte, ilk kez, insansı olmayan bir primat türü olan orangutanlarla telin bükülüp alet yapılmasını çalıştı. Sonuçlar şaşırtıcı…

Google Haberlere Abone ol

Çocuklar erken yaşlardan itibaren yetkin bir şekilde alet kullanıp yapabiliyor. Ancak yeni bir alet yapmak gerektiğinde zannedilenin aksine oldukça zorlanıyorlar. Örneğin dik bir tüpün dibinde yer alan bir kabı ellerindeki düz tel parçasının ucunu kanca şekline getirerek almaları kendilerinden istendiğinde zannedilenin aksine pek başarılı olamıyorlar. 3-5 yaş çocukları çok nadiren bu bükme işini becerebilirken 7 yaş çocuklarının yarısından azı başarı gösteriyor. Sadece 8 yaş çocuklarının çoğunluğu meseleyi çözebiliyor. İlginç olan şu ki deneye tabii tutulan tüm çocuklar teli bükme ve telden kanca yapma kendilerine gösterildiğinde aynısını tekrarlayabiliyor. Dolayısıyla bu yaş çocukları ne tür bir alet gerektiğini anlayıp işlevsel bir alet yapmayı başarabiliyor fakat yeni bir alet yaparken bilişsel bir engele takılıyor görünüyorlar.

Viyana Üniversitesi, St. Andrews Üniversitesi ve Viyana Veterinerlik Üniversitesi’nden bilişsel biyologlar ve karşılaştırmalı psikologlar Isabelle Laumer ve Alice Auersperg ile birlikte, bükme deneyini ilk kez orangutanlar üzerinde denediler.

Orangutanların seçilme nedeni DNA'larının yüzde 97'sinin insan ile aynı olması ve en zeki primatlar arasında yer alması. Orangutanlar insandakine benzer uzun süreli bir hafızaya sahip; vahşi doğada rutin olarak çeşitli karmaşık araçlar kullanabiliyor ve her gece yapraklar ve dallardan tafsilatlı uyku yuvaları inşa edebiliyorlar. Günümüzde orangutanlar sadece Sumatra’nın ve Borneo'nun yağmur ormanlarında yaşıyor. Dört büyük maymun türünde olduğu gibi, orangutanlar da kritik derecede tehlike altında (IUCN, Kırmızı Liste) olan türler arasındadır. Viyana Veterinerlik Üniversitesi Bilişsel Biyoloji Bölümü’nden Isabelle Laumer’a göre “Yoğun palmiye yağı üretimi, yasadışı yaban hayatı ticareti ve kaçak avlanma yüzünden yaşanan habitat kaybı başlıca tehditlerdendir. Palmiye yağı, dünyada en yaygın kullanılan bitkisel yağdır. Palmiye yağı talebi oldukça ve tüketiciler palmiye yağı içeren ürünleri satın almaya devam ettikçe, palmiye endüstrisi büyüyecektir. Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından yapılan 2007 tarihli bir ankete göre, şu anki ormansızlaşma eğiliminin devam etmesi halinde doğadaki orangutanların soyu 20 yıl içinde tükenecektir.”

SADECE İKİ ORANGUTAN SÜREKLİ BAŞARI GÖSTERDİ 

Bahsi geçen deneyin anlatıldığı makale Nature Dergisi’nde “Kanca bükmenin doğal yeniliği ve inatçı orangutanlar (Sumatra Orangutanı)” başlığı ile yayınlandı. Makaleye göre bu deneyde, Leipzig Hayvanat Bahçesi'ndeki Wolfgang Köhler Primat Araştırma Merkezi'nde bulunan dört yetişkin dişi (Pini, Raja, Dokana, Padana), bir yetişkin erkek (Bimbo) orangutan kullanıldı. Orangutanların tutulduğu kafese dikey ve yatay yerleştirilmiş tüpler yerleştirilmiş ve bu tüplerin içine yiyecek konmuş. Dikey tüplü deneyde orangutanlardan dördü ilk denemelerinde ve ikisi de kendiliğinden yenileyerek teli büküp kanca yapmış. (Bunda hazır kancalarla yapılan ön-deneyimin bir etkisi olmakla birlikte bu sürekli bir başarıya yol açmamış). Kancayı daha dik bir açıda bükmeleri gerektiğinde ise kanca tasarımını yine el, ağız ve diş yardımıyla elverişli hale getirmişler. Yatay tüpte de yiyeceğe ulaşmak için teli tekrar düzeltmişler. Buna göre alet yenileme kapasitesi sadece büyük beyinli kuşlarla sınırlı olmayıp orangutanlarda da görülmektedir. Ancak beş orangutandan sadece ikisinin kanca bükme problemini çözdüğünü belirtmek gerek. İlginçtir, kanca bükme görevinde en başarılı olan iki orangutan, diğer araçların kullanımında da iyi sonuçlar ortaya koymuş.

Karşılaştırmalı psikolojide kanca bükme eylemi, yeni alet yapma yeteneğini test etme aracına dönüşmüştür. Viyana Veterinerlik Üniversitesi üyesi Alice Auersperg’e göre “orangutanlar, teli büküp ondan kanca yapma hızları göz önünde tutulduğunda, rutin davranışları tekrarlamaktan ziyade önlerine çıkan soruna bir çözüm üretmiş görünüyorlar.”

St. Andrews Üniversitesi’nden Joseph Call’a göre ise “en yakın akrabalarımızdan birinde bu kapasiteye rastlamak hayret verici. İnsan evriminde kanca araçları nispeten geç ortaya çıkar. Balık kancaları ve zıpkın gibi kavisli nesneler en fazla 16 bin-60 bin yıl öncesine dayanır.” Yine Call’a göre Yeni Kaledonya kargaları düzenli olarak kancaları kullanıyor olsa da, şempanze ve orangutan gibi vahşi maymunlar da (…) hâlihazırdaki dalları alet gibi kullanıp ulaşamadıkları dalları toplamıştır. “Bunlar büyük maymunlar ve atalarımız tarafından kullanılan ve yapılan en eski ve en basit aletlerdendir.”

O halde küçük çocuklar neden kanca yaparken bu denli zorlanıyorlar? Bu konu hakkında yapılan takip çalışmaları, çocukların önlerine konan soruna kendi başlarına çözüm üretirken yaşadığı zorluğun ne değiştirilmemiş araçlarda sabitlikle ve dürtüsellikle ne de stratejiyi değiştirememe ile açıklanamayacağını ortaya koymuştur. Laumer’e göre “karmaşık problem çözme, medial prefrontal korteksin belli bölgeleriyle ilişkili olup çocuk gelişiminin ilerdeki aşamalarında olgunlaşmaktadır. Bu, çocukların sosyal öğrenmeye sıkı bir şekilde bağlı olmalarının yanı sıra ilerideki yaşlarda sergiledikleri başarıyı da açıklayabilir.

Kaynaklar:

https://www.sciencedaily.com/releases/2018/11/181108111756.htm

https://www.nature.com/articles/s41598-018-34607-0#Abs1 

(Çevirenler: Dilaver Demirağ-Nesrin Aytekin)