Anemik yıldız evrendeki ilk yıldızların izini taşıyor
Samanyolu'ndaki en az demire sahip yıldız keşfedildi. Yeni yıldız ikinci nesil yıldızlarından biri haline geldi.
Nick Carne
Gökbilimciler, Samanyolu Galaksisi’nde demir açısından en yoksul olan yıldızı tespit ettiler. Keşfedilen yıldız, evrenin oluştuğu dönemde ortaya çıkan ilk yıldızlarından kalan maddelerle oluşmuş gibi görünüyor.
Araştırmacılar, yeni keşfedilen ve rekor düzeyde düşük demir seviyesine sahip yaşlı bir yıldızın, uzun zamandır varsayılan ama ortadan kaybolduğu düşünülen daha yaşlı yıldızlara ait bir türün kanıtlarını barındırdığını ifade ediyorlar.
Avustralya’dan Thomas Nordlander’ın liderliğindeki bir araştırma grubunun Royal Astronomical Society’in aylık yayınlar dergisinde yayınladığı makale, Samanyolu’nun halesinde, Dünya’dan yaklaşık 35 bin ışıkyılı mesafede bulunan ve ağır metaller açısından aşırı derecede yoksul olan bir ‘kırmızı dev’ yıldızdan bahsediyor.
BEŞ ÜLKENİN ORTAK ARAŞTIRMASINDA KEŞFEDİLDİ
ARC’nin 3 boyutlu Tüm Gökyüzü Astrofiziği Uzmanlık Merkezi’nde (ASTRO 3D) çalışmalarını yürüten Nordlander, Avustralya, ABD, Almanya, İsveç ve İtalya’dan meslektaşlarıyla birlikte çalışıyor.
Keşfettikleri yeni yıldızı, Avustralya Ulusal Üniversitesi’ne ait SkyMapper (Gökyüzü Haritalama) Teleskobu’nu kullanarak buldular. Yapılan **spektroskopik inceleme, yıldızın 50 milyarda 1 gibi gayet düşük bir demir içeriğine sahip olduğunu ortaya koydu.
Nordlander, “Bu oran, olimpik yüzme havuzundaki bir damla suya benziyor” diyor. “Büyük Patlama’dan yalnızca birkaç yüz milyon yıl sonra oluşmuş bu inanılmaz derecede anemik yıldız, Güneş’in sahip olduğundan 1,5 milyon kat daha düşük demir seviyelerine sahip.”
Bu özelliği, ‘SMSS J160540.18–144323.1’ biçiminde adlandırılan yıldızın rekor kitaplarına alınması için yeterli bir oran ama aynı zamanda en ilgi çekici olan tarafı, düşük demir seviyesinin ortaya çıkış nedeni.
Evrende oluşan ilk yıldızların, yalnızca hidrojen ve helyumdan oluştuğu, lityum izleri de taşıdığı düşünülüyor. Bu elementler Büyük Patlama’nın hemen sonrasında ortaya çıkarken, diğer tüm ağır elementler süpernovaların dehşet verici ısısından ve basıncından dolayı ortaya çıkmıştır.
İLKEL EVRENİN İZLERİNİ TAŞIYOR
Bu sebeple, ağır elementler bakımından zengin olan Güneş gibi yıldızlar, süpernova haline gelerek patlayan birçok yıldız gövdesinden kalan malzemeleri barındırır.
Şimdiye de ilk yıldızlara ait hiçbir örnek bulunamadığından ve hiçbir zaman da bulunamayacağından dolayı, özellikleri varsayımsal kalmaya devam ediyor. Oluşturulan hipotez, Güneş’ten belki de yüzlerce kat daha büyük olan ve ‘hipernova’ denilen inanılmaz enerjiye sahip süpernova patlamalarıyla ilgili bir varsayıma dayanıyor.
Anemik yıldız SMSS J160540.18–144323.1’in varlığının doğrulanması, bizzat ilk yıldızlardan biri olmasa bile elimizdeki bilgilere yeni ayrıntılar ekleyecek.
Nordlander ve çalışma arkadaşları, bu yıldızın, evrendeki ilk yıldızlardan birinin patlamasının ardından oluştuğunu ileri sürüyorlar. Patlayan yıldız, Güneş’ten yalnızca 10 kat daha büyük yapısıyla etkileyiciydi; süpernova, yarattığı ağır elementlerin çoğunun ardında bıraktığı nötron yıldızına geri dönebileceği biçimde (astronomik ölçekte), gayet zayıf bir şekilde patlamıştı.
Yalnızca az miktardaki yeni dövülmüş demir kalıntıların yerçekimsel etkisinden kurtulabildi ve çok daha büyük miktarlardaki hafif elementlerle birlikte yeni bir yıldız oluşturmak üzere yoluna devam etti; netice olarak, yeni keşfettiğimiz ikinci nesil yıldızlarından biri haline geldi.
*Anemik, yaygın bilinen adıyla ‘kansızlık’, toplam kırmızı kan hücresi/alyuvar/eritrosit sayısının azalması veya eritrositlerin içindeki hemoglobin miktarının azalması ya da her ikisinin birlikte olması sonucu oluşan bir hastalıktır. Terim, bu yazıda yıldızın ‘demir açısından fakir içeriğine’ vurgu yapıyor.
**Spektroskopi en çok bilinen haliyle maddenin özelliklerinin, soğrulan ve salınan parçacıklar, ışık, veya ses aracılığı ile incelendiği alandır. (Kaynak)