YAZARLAR

Bilindik bir hikâye: Tiranlar gider ozanlar kalır

Şili’de Victor Jara’nın ismi ne anlama geliyorsa bugün bizler için “Ruhi Su” o anlama geliyor. Faşizmin müziğe açtığı savaşı, en güzel sözü söyleyenlerimizi elimizden alsa da her zaman kaybettiğinin iki büyük simgesi olarak Victor Jara ve Ruhi Su, aralarındaki binlerce kilometreye rağmen yüce bir hayalde birleşiyor.

Müziğin öğretebileceğini de söylemenin modası geçmiş gibi görünse de benimkinin de dâhil olduğu nice kuşak şarkılardan çok şey öğrendi. Örneğin henüz çocukken Şili’de 1973’te gerçekleşen 11 Eylül darbesini Bulutsuzluk Özlemi’nin 1990 tarihli ‘Uçtu Uçtu’ isimli kült albümündeki ‘Şili’ye Özgürlük’ şarkısından öğrendim. Çok mühim şarkı yazarlarımızdan, ozanlarımızdan biri olan Nejat Yavaşoğulları, 5 dakikayı aşan bu şarkıda darbenin öncesini ve sonrasını, üstelik çok ilginç detaylarla o kadar doğru anlatıyordu ki, sonradan bu faşist darbeyle ilgili okuduğum onca şeyin bu şarkıdan öğrendiklerimin üzerine çok bir şey eklediğini söyleyemem. Şarkının, müziğin gücüne ve tarihsel, toplumsal, siyasi etkisine ne güzel bir örnek.

Diyordu ki o şarkıda Bulutsuzluk Özlemi,

“Santiago stadında
Binlerce tutsak arasında
Şarkı söyler Victor Jara
İşkenceden ölene dek” 

Muhtemelen Victor Jara ismiyle de ilk kez o şarkıyı dinlediğimde tanıştım. Müzik dinleme, farklı müziklere erişme olanaklarımız artınca bu kez şarkılarını dinleme, özellikle de internet teknolojisi sayesinde şarkılarının anlamlarını öğrenme imkânım oldu. Allende önderliğinde demokratik seçimlerle iktidara gelmiş olan sosyalist bloğun destekçilerinden biriydi Victor Jara. Ülkesinde özgürlük, eşitlik ve adalet için verilen mücadeleye müziğiyle, şehirden şehre yanında taşıdığı gitarıyla katkı sunuyor, şarkı söylediği her yerde yüz binlerce insanın kalbine mücadele ve özgürlük tohumları aşılıyordu. Latin Amerika’da devrim rüzgârları eserken Küba’dan dünyaya yayılan ‘Hasta Siempre’ gibi nice şarkı bu ezilmiş kıtanın müzikle yeniden doğacağı fikrinin zamansal eşiğinde ortaya çıkıyordu. Küba'da devrimci, kentli ancak gelenekle beslenen Nueva Trova ve başta Şili ve Arjantin olmak üzere tüm güney kıtada Nueva Canción[1] tarlalarda, fabrikalarda, okul sıralarında çınlıyordu.

Yine aynı Bulutsuzluk Özlemi şarkısında dendiği gibi:

“Perralar gitarlarında
Yeni türküler söylerken
Yani devamlı devinen
Cıvıl, cıvıl bir Şili” 

Victor Jara, “yeni şarkı”nın en büyük isimlerinden biri olarak “Cesur olan şarkı, sonsuza dek yeni şarkı olarak kalacaktır” diyordu o hüzünlü ama nasılsa epik ‘Manifiesto’sunda:

“Şarkım ne gelip geçici övgüler düzer
Ne de başkalarına ün katar,
Yoksul ülkemin
Kök salmıştır toprağına.
Orada, her şeyin bittiği
Ve her şeyin başladığı yerde,
Söylerim o her zaman cesur ve derin
Sonsuza dek yeni olacak şarkıyı”

Victor Jara 49 yıl önce bir 16 Eylül’de, kendisiyle birlikte Santiago’da, Şili Ulusal Stadyumu’na toplanan binlerce mahkûmun gözü önünde darbeci askerler tarafından işkenceyle öldürüldü. O stadyumun adı bugün Victor Jara Stadyumu. Jara’yı vuran subay ABD'de bir kulübede rezil bir sürgün hayatı yaşıyor, emri uygulayan askerler geç de olsa yargılandı, mahkûm edildi. Darbenin lideri faşist general Pinochet'nin mezarı, evrensel bir utanç anıtı.

Victor Jara

Oysa Victor Jara’nın şarkıları bugün yalnızca Şili halkına değil, dünyada özgürlük, barış ve eşitlik isteyen herkese yol gösteriyor. 2019’da Şili’de gerçekleşen kitlesel eylemlerde, yüz binlerce insan onun şarkısını hep bir ağızdan söylüyordu: “Huzur içinde yaşama hakkı!”

Acıda buluşmanın, ortak, benzer hikâyelerin ayı gibi Eylül. Dün de büyük ozanımız Ruhi Su’nun ölümünün 37’nci yıldönümüydü. Halkın türkülerini halka “yeni” bir biçimle sunan, tıpkı Jara gibi sazını halkının mutluluğu ve özgürlüğü için çalan Ruhi Su, yine tıpkı Jara gibi askeri diktatörlüğün gadrine uğradı. 12 Eylül faşizmi Ruhi Su’yu, müziğini yasaklamakla kalmadı hastalığı için görmesi gereken tedaviye engel oldu. Tedavi için yurt dışına gitmesi gereken büyük ozana pasaport verilmedi ve Su, 1985’in 20 Eylül’ünde hayata gözlerini yumdu.

Ruhi Su

Ruhi Su’nun ve nice kıymetli insanımızın ölümüne sebep olan cuntanın lideri Kenan Evren ve işbirlikçileri hak ettikleri şekilde yargılanmadan ölüp gittiler. Hesaplaşmanın, yüzleşmenin yaşanamadığı bir ülkede, daha nice toplumsal travmamız gibi yüzeye çıkarılıp temizlenemeyen bir travma olarak kalıyor 12 Eylül. Askeri darbelerle, cuntalarla, tiranlarla hesaplaşacağını iddia ederek bir dönem toplumun yumuşak karnında siyaset yapanların ise bugün neye dönüştüğü malum. 

Ancak yine de Şili’de Victor Jara’nın ismi ne anlama geliyorsa bugün bizler için “Ruhi Su” o anlama geliyor. Faşizmin müziğe açtığı savaşı, en güzel sözü söyleyenlerimizi elimizden alsa da her zaman kaybettiğinin iki büyük simgesi olarak Victor Jara ve Ruhi Su, aralarındaki binlerce kilometreye rağmen yüce bir hayalde birleşiyor.

Bugün özgürlüğün bayrağı olan müziğe savaş açanların, tarihten alması gereken derslerden yalnızca biri bu.

Notlar:

  • Eylül ayı bu iki büyük ozanın olduğu gibi diğer bir büyük ozanımız Fikret Kızılok’un da aramızdan ayrıldığı ay. 22 Eylül’de onu, ölümünün 21’inci yıldönümünde bize bıraktığı onlarca güzel şarkı ve türküden birkaçını dinleyerek analım.
  • Victor Jara ile ilgili onlarca kitap yazıldı, belgesel çekildi. Jara ve müziğiyle, mücadelesiyle tanışmak isteyenler için bir öneri: Hem meseleye detaylarıyla değinisi hem de bugün Türkiyeli izleyici açısından Netflix platformunda kolay ulaşılabilir olduğu için Jara’nın katledilişini ve ardından verilen adalet mücadelesini anlatan ‘Massacre at the Stadium: A Victor Jara Story’.
  • Ruhi Su’nun kurduğu ‘Dostlar Korosu’, bugün ‘Ruhi Su Dostlar Korosu’ adıyla çalışmalarını sürdürüyor. Koro üyeleriyle, yayınladıkları albüm üzerine yaptığım söyleşiye buradan ulaşabilirsiniz: 
  • ‘Ruhi Su ve Türkiye’de Müzik Kültürleri Sempozyumu’, 26-27 Kasım tarihlerinde Kadıköy’deki Barış Manço Kültür Merkezi’nde düzenlenecek.

 

[1] "Yeni Şarkı" ya da "Yeni Türkü". Akım, Türkiye'de özellikle 70'li yıllardan itibaren birçok politik müzik grubunu etkilemekle kalmamış, "Yeni Türkü", "Çağdaş Türkü" gibi gruplara ismini vermiştir.


Mahmut Çınar Kimdir?

Felsefe eğitimini son sınıfta bırakıp gazetecilik okudu. 2007-2016 yılları arasında İstanbul'da özel bir üniversitede Gazetecilik ve Yeni Medya bölümlerinde tam zamanlı öğretim elemanı olarak birçok alanda dersler verdi. 2009'dan başlayarak hem Türkiye'de hem de farklı uluslararası projelerde ayrımcılık ve nefret söylemi ile mücadele çalışmalarında yoğun olarak görev aldı. Hazırladığı 'Medya ve Nefret Söylemi: Kavramlar, Mecralar, Tartışmalar' isimli kitap 2013 yılında Hrant Dink Vakfı tarafından; proje koordinatörü olduğu 'Ayrımcı Dile Karşı Habercilik Kılavuzu' ise 2016'da P24 tarafından yayımlandı. 2016'da akademik kariyeri sona erdi. 2018’de, usta sanatçı Bülent Ortaçgil ile yaptığı nehir söyleşi ‘Bu Su Hiç Durmaz’ adıyla kitap olarak raflardaki yerini aldı. Uluslararası edebiyat ve sanat festivallerinde danışman ve editör olarak görevler üstlendi. 2017'de profesyonel müzik çalışmalarına başladı, ilk albümü 'Bul Beni' 2019'da Garaj Müzik etiketiyle yayınlandı. 2019'dan 2021 sonuna kadar Ezginin Günlüğü grubunun solistliğini üstlenen Çınar, müzik çalışmalarına solo olarak devam ediyor ve özellikle sanatsal ifade özgürlüğü üzerine çeşitli kültür-sanat projeleri yürütüyor.