Bingöl Film Festivali'nde Zazakîye tepkisi

3. Bingöl Uluslararası Kısa Film Festivali'nde Zazakî dilindeki filmlere yer verilmemesi tepki çekti.

Google Haberlere Abone ol

Fırat Bulut

DUVAR - Baran Mayda'nın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Anadolu Kültür ve Sanat Meclisi Derneği tarafından düzenlenen 3. Bingöl Uluslararası Kısa Film Festivali, 18 Ekim’de Bingöl Üniversitesi yerleşkesinde rock müzik grubu Zakkum'un konseriyle başladı. 21 Ekim'deki ödül töreninin ardından 22 Ekim'de sona erecek olan festivale 5 ülkeden 245 film için başvuru yapıldı. 24 filmin finale kaldığı festivalde, Zazakî (Zazaca) dilindeki filmlere yer verilmemesi tartışmalara yol açtı.

Başta Zazakî dilinde hazırladıkları filmleriyle festivale başvuran yönetmenler olmak üzere çok sayıda kişi festivalde 97 İran kısa filmi yer almasına, Bingöl Kısa Film Festivali’nde Bingöl’e ve Zazakî diline dair filmlere yer verilmemesine tepki gösterirken festival düzenleyicileri ise 'jüri değerlendirmelerinin objektif olduğunu' belirtti.  

'JÜRİNİN FARSÇAYI GÖRÜP ZAZAKÎYİ GÖRMEMESİ AKILLARDA SORU İŞARETİ BIRAKIYOR'

Şimdiye kadar 3 Zazakî belgesel çeken Ahmet Hakan Vergi, ilk Zazakî belgeselini 2017 yılında çekti. Arkadaşından ödünç aldığı kamerayla çektiği "Dûr" isimli belgesel filmi, Avusturya’da düzenlenen 20. Innsburck Doğa Filmleri Festivali’nde finale kaldı. Sinema dünyasında kendi anadili Zazakî’nin de yer edinmesi için çalıştığını belirten yönetmen, kurumlardan destek alamadıklarını, Bingöl Kısa Film Festivali’nin de Zazakîyi görmezden geldiğini iddia etti.

Zazakî dilinin yok olmak üzere olduğunu, UNESCO’nun yayınladığı raporlara da bunun yansıdığını belirten yönetmen Vergi, "Zazakî filmler yok denecek kadar az. Bu algıyı kırmak için kendi anadilimle film/belgeseller hazırlıyorum. Maalesef hiç kimseden destek alamadık. Birçok festivale katıldık, en azından dönüp teşekkür ettiler. Ancak doğduğumuz, yaşadığımız bir şehirde, toplumun yüzde 90’nın Zazakî konuştuğu bir şehirde düzenlenen film festivalinde jürinin Farsçayı görüp Zazakîyi görmemesi akıllarda soru işareti bırakıyor."

Ahmet Hakan Vergi

'TAMAMEN POLİTİK BİR YAKLAŞIM OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM'

Film festivallerinin temel amacının kısa film çalışmalarına destek olmak olduğunu söyleyen yönetmen, Bingöl Belediyesi’nin, Valiliğin, Bingöl Üniversitesi’nin desteklediği bir organizasyonda hiçbir gerekçe sunulmadan kabul edilmemelerini eleştirerek, "Niye seçilmedim demiyorum, 24 filmi finalist olarak belirlemişler. Siirt’te düzenlenen film festivalinde de aynı filmler kabul edilmiş. Başvurular 15 Ekim’de bitti, 245 film bu kadar kısa sürede nasıl değerlendirildi? Bingöl’de yapılan Uluslararası Film Festivali’nin bu kentin diline duyarlı olması gerektiğini söylüyorum. Bu duyarlılık yok. Filmi çekenler ile festivali düzenleyenler arasında bir anlaşma mı var? Siirt’te aynı ekip ve aynı filmler finale kaldı, Erzincan’da da aynı filmler olacak. Ön jüri kimdir, değerlendirme ölçüleri nedir bilmiyoruz. Neden benim filmim seçilmedi derdinde değilim ama tamamen politik bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum.’’

Vergi, "Bingöl’de yapılan bir film festivalinde Zazaca filmlere gösteri hakkı tanınabilirdi. İki Zazaca film katıldı ve ikisi de kabul edilmedi. Bu durum bu festivali destekleyen kurumların bir ayıbıdır" diyerek bir açıklama beklediklerini belirtti. "Dûr" filminin 20 Ekim’de Avusturya’daki gösterimine katılmak için borç alarak vize başvurusunda bulunduklarını bilgisini paylaşan yönetmen Ahmet Hakan Vergi, Zazaca projelerin desteklenmesine de çağrıda bulundu. 

'ÖN JÜRİ ADİL DEĞİL'

2007’de Krzysztof Kieślowski’nin "Amatör –Kamera Tutkunu" filmini izledikten sonra sinema tutkusunun geliştiğini söyleyen 33 yaşındaki yönetmen Ramazan Fırat Yıldız ise deneysel türden olan Zazakî "Sîsyphos" adlı film ile yarışmaya katıldı.

Daha önce "Epileptik Düşler", "Saplantı", "Bit Pazarı", "Yönetmen Benim" isimli dört film çeken Yıldız, son kısa filmi "Sîsyphos" için, "Mitolojik bir karakteri ve hikâyesini, sinemanın soyut göstergeleri üzerinden filme aktarmaya çalıştım" diyen Ramazan Fırat Yıldız da, ön jürinin adil olmadığını düşündüğünü belirtti. Türkiye’de hiçbir festivale bir ülkeden bu kadar kısa film akmasının normal olmadığını belirten Yıldız, "Kısa filmciler de, festival işlerini yürüten isimler de hak verecektir. 97 İran kısa filminden bahsediyoruz" dedi.

Bir dernek üzerinden üç şehrin film festivalinin düzenlenmesini eleştiren Ramazan Fırat Yıldız, "Aslında bir mekaniğe el vermek demektir. Bu mekaniklikte şehirler ne sanatla buluşur ne de sinemayla… Bahsettiğim bu üç şehir ve festival: Siirt, Bingöl ve Erzincan’dır. İşin açıkçası bir film havuzunun oluştuğu düşüncesi Siirt ve Bingöl’de seçilen filmlerden, film ülkelerinden rahatlıkla anlayabiliyoruz" diyerek Erzincan Film Festivali'nde de aynı filmlerin finale seçileceğini tahmin ettiğini belirtti.

'EN AZINDAN BİR ZAZAKÎ KISA FİLME YER VEREBİLİRLERDİ'

Zazakî film yapmanın zorluklarına değinen yönetmen, Zazaların yoğunlukta yaşadığı bir kentte Zazakî filmlere yer verilmemesini eleştirerek şunları söyledi: "Filmleri, film ülkelerini, 97 İran filminin bu derneğin düzenlediği festivallerde boy göstermesinin nedenini soruyoruz, kamuoyunu bilgilendirmelerini istiyoruz. Belli ki İran’da sağlam bir PR yapılmış. Biz Bingöllü olarak şehrimizde düzenlenen festival hakkında başvuruların açıldığını yerel medyada öğreniyoruz. Sanırım uluslararası bir imaj verilsin diye İran’da düzenlenen bir film festivalinden ya da oradaki yapım şirketinden filmler istenilmiş! Bu da festivalin ilkelerine ve etik kurallarına aykırıdır. Bingöl gibi Zazaların yoğun olarak yaşadığı bir yerde en azından bir Zazakî kısa filme, belgesele yer verebilirlerdi. Finalist olarak seçilmese de Türkiye’deki kısa filmciler özelinde bir 'Gösterim Seçkisi' yapılabilirdi. Bu üç festival özelinde, Türkiye’de çok sıkıntılı festivallerin olduğunu görüyoruz. Kısa filmcilerin bu tür mekanik bir yapıya, festival ruhuna aykırı olan ve kurumsallaşmayan festivallere filmlerini göndermemelerini istiyoruz."

'FESTİVALDE ZAZA KÜLTÜRÜNÜ TEMSİL EDEN FİLM BULUNMAMASI ÜZÜCÜ'

Kısa Film-Festivali’nde Bingöl adına ve yaşamına dair, Zaza kültürünü temsil eden hiçbir filmin bulunmadığını söyleyen Bingöl Tiyatro Derneği Başkanı Mustafa Artan, film festivallerinin bir amacının da bölgedeki sanatçıları teşvik etmek olduğunu hatırlatarak Zazakî filmlere yer verilmemesini eleştirdi. Artan, "İlimiz Bingöl’ün ulus ve uluslararasında tanıtımını da hedefleyen bir organizasyonda Zazakî bir eser bulunmaması üzücü. Bu tür organizasyonlarda, kurumların ilimizdeki sanatçıları tevsik amaçlı maddi ve manevi destekte bulunmaları gerektiğini düşünüyorum. Bu tür destekler ile sanatçılarımız kendi projelerine hayat verebilir, bilgi ve becerilerini geliştirerek ilimizin, kültürümüzün ve dilimizin uluslararası tanıtımında büyük rol alabilir" dedi. 

MAYDA: MÜDAHALE ETMEDİM

Festival Komitesi Başkanı Baran Mayda ise tamamen şeffaf ve halka açık bir sözleşme ile kısa filmcilerin başvurusunu aldıklarını söyledi. Mayda şunları söyledi: "Ön jüri filmleri değerlendirip sayılarını 24'e düşürüyor. Bizim festival komitesi olarak bu süreçte ön jüriye müdahalemiz söz konusu olamaz. Sırf Zazaca olduğu için beğenmediğiniz bir filmin finale bırakılmasını istememiz de ahlaki olmaz. Geriye kalan filmlerin çalınan emeği festivalin ötesindedir benim için. Bir film sırf Zazaca, Kürtçe ya da Türkçe diye finale kalmaz, kalmamalı. Zira dil festivali değil film festivali yapıyoruz. Filminin sansürlendiği iddiasında bulunan kişi yani Ahmet Hakan Vergi, yine benim düzenlediğim 2. Bingöl Uluslararası Kısa Film Festivali’nde finale kalmış. Filminin dili Zazaca, adı da Dewir. Burada nasıl ön jüriye müdahale etmediysem, yine müdahale etmedim."