Binlerce emekli Tandoğan Meydanı'nda buluştu: 'IMF değil ama IMF’nin hayaleti aramızda dolaşıyor'

CHP, emeklilerin sorunlarına dikkati çekmek için "Büyük Emekli Mitingi" düzenlendi. Ankara'da Tandoğan Meydanı'ndaki mitinge Türkiye'nin farklı bölgelerinden binlerce emekli ve emekçi katıldı.

Google Haberlere Abone ol

DUVARTürkiye'nin dört bir yanından binlerce emekli, CHP'nin Tandoğan'da düzenlediği Büyük Emekli Mitingi'nde bir araya geldi. Talepleri için meydanı dolduran emekliler, "Mutfakta yangın var, bıçak kemiğe dayandı", "Krizin bedelini biz ödemeyeceğiz" yazılı pankartlar ve dövizler taşıdı.

Farklı illerden gelerek sabah erken saatlerden itibaren meydanı doldurmaya başlayan emekliler, taleplerini dile getiren sloganlar attı. Mitinge, DİSK Emekli-Sen, Tüm Emeklilerin Sendikası, Bağımsız Emekliler Sendikası, Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği ve birçok sivil toplum kuruluşunun üyeleri de katıldı.

ANKA'nın haberine göre meydanda, katılımcıların ellerindeki "Emekliler için zordur geçim, Özgür Özel acele seçim", "Onurlu yaşam hakça paylaşım", "insanca hakça bir yaşam için", "Mutfakta yangın var, bıçak kemiğe dayandı", "Biz torunlarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız ya siz" , "Krizin bedelini biz ödemeyeceğiz" yazılı döviz ve pankartlar göze çarptı.

Tandoğan Meydanı'nda miting konuşmaları için büyük bir platform kurulurken, basının takip etmesi için de ayrı bir alan hazırlandı.

TAŞCIER: ÜLKE KAYNAKLARINDAN HAK ETTİĞİNİZ PAYI ALMAK YERİNE UCUZLUK KUYRUKLARINDA BEKLETİLİYORSUNUZ

Kürsüye ilk olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Politikalarından Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer çıktı. Taşcıer, emeklilere teşekkür etti. Tatilde olması gereken emeklilerin İŞKUR’un kapısında bekletildiğini kaydeden Taşcıer emeklilere, “Ülke kaynaklarından hak ettiğiniz payı almak yerine ucuzluk kuyruklarında bekletiliyorsunuz” diye seslendi. İktidarın emeklilerin sırtında yük olduğunu ifade eden Taşcıer, “Sesiniz olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

YAVUZ: TORUNLARIMIZIN EMEKLİLİK HAKKI İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ

Daha sonra DİSK Emekli Sen Genel Başkanı Cengiz Yavuz konuşma yaptı. “Emekliler ucuz et kuyruğunda” diyen Yavuz, “Kendimiz için, çocuklarımız ve torunlarımızın emeklilik hakkı için mücadele edeceğiz” ifadesini kullandı.

Birleşik Emekliler Sendikası Başkanı Mahmut Şengül ise iktidara seslenerek “Yönetemiyorsanız istifa edin. Emeklilerin yoksulluğunun tek sebebi sizsiniz. Gereğini yapın” dedi.

Tüm Emekliler Derneği Başkanı Satılmış Çalışkan ise "Emeklilik lütuf değildir. Emeklilik haktır" diye konuştu. Çalışkan, "Biz hakkımızı istiyoruz. Biz hizmet ve prime dayalı eşit aylık istiyoruz. Geçinebileceğimiz bir emekli aylığı istiyoruz. Biz fazla bir şey istemiyoruz" ifadelerini kullandı.

61 yaşındaki emekli Aynur Teke ise “Sosyal yardım alabilmek için kaç defa gidip geldiğimi hatırlamıyorum. Ne şartlarda yaşıyoruz bir bakın. Sizin hiç elektriğiniz, suyunuz kesildi mi? Bizi yönetenlerin vicdanı rahat mı? Biz ölmemek için yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. 

ÖZEL: HANS’IN YAŞADIĞI HAYATI HASAN’DAN ESİRGEYENLERE YAZIKLAR OLSUN

Sahneye en son çıkan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

HAKKINIZI SÖKE SÖKE ALACAĞIM: Bu meydan en kalabalık, en büyük, Türkiye’nin en büyük korosu. Emekliler korosu. Dinleyin bakın. Dünyanın en acıklı şarkısını nasıl söylüyorlar? Emekliler bir elini kaldırsın. Bakın. Kaç para maaş alıyorsunuz? Kaç? 10 bin lirayı duyuyor musunuz? İşte dünyanın en büyük korosunun söylediği en acıklı şarkıdır bu. Biz bundan önce elbette defalarca dile getirdik. Anlattık. Dedik ki emeklinin sorununu çözmezseniz, bundan sonra meydanlar bizimdir. Sokaklar bizimdir. Türkiye’nin dört bir yanından, yedi bölgesinden, 81 ilinden gelen emekliler. Burada mısınız? Bu sesi ya duyacaklar ya da söz verdiğim gibi durmayacağım. Susmayacağım. Sesinizi mutlaka bütün Türkiye’ye duyuracağım. Hakkınızı söke söke alacağım. Bu iktidar 2024 yılını emekli yılı ilan etmişti. Bu yıl 2024 yılında, 1 Ocak’ta verilecek maaşı, en düşük emekli maaşını 10 bin lira olarak belirlediler. Yurtdışına gidiyorum. Alman Başbakanı ile konuşuyorum. Türkiye’de emekli maaşı 270 Euro diyorum. Yanlış söyledim sanıyor. Düzeltiyor. 2 bin 700 olmasın diyor. İngilizce, Almanca, Fransızcaya tercümesi olmayan bir emekli maaşına sizleri mahkum edenlere yazıklar olsun. Emekli ikramiyelerine bakıyoruz. Ben emekli bir anne ve babanın evladıyım. Onlar bugün Manisa’da ekran başında. Değerli diğer annem ve babam. Eşimin annesi ve babası bu meydanda. Dört emeklinin evladıyız biz. O emekliler, eskiden emekli olduklarında ev alabiliyorlardı emekli ikramiyesiyle. Sonra ev alamıyorlardı, arabaya düştü. Şimdi yılların emeğine bir motosiklet parası emekli ikramiyesi verenlere yazıklar olsun.

HER BİRİNİZİN HER AY 5.5 ÇEYREK ALTINI ALIP KAÇAN BİR DÜZEN VAR: Almanya’dan emekli Hans kalkıyor, geliyor. Manavgat’a tatil yapmaya. Ama Manavgatlı Hasan Amca, Manavgat’ta markete ve bakkala gitmeye korkuyor. Borcu var. Önünden geçmeye korkuyor. Utanıyor, çekiniyor. Hollanda’dan Ursula, emekli olmuş. Kalkıyor ve geliyor Trabzon’a. Maçka’ya gidiyor. Sümela Manastırına gidiyor. Geziyor. Trabzonlu Ulviye Teyze manava gidemiyor, pazara çıkamıyor. Sümeyye kardeşim gidip alışverişini yapıp, borcunu, hesabını veremeyeceği için filesinin üçte birini gittiği marketin kasasında bırakıyor. Böyle bir yaklaşıma, Hans’ın yaşadığı hayatı, Hasan’dan esirgeyenlere yazıklar olsun. Şimdi diyorlar ki efendim yaz aylarında toplam kapasitesi 65 bin olan öğrenci yurtlarını emekli misafirhanesi yapacaklarmış, yazlık yerlerde. Alay ediyorlar. Emekli açım diyor, bu yurda git tatil yap diyor. Emekli sokağa çıkamıyor, o Çeşme’deki yurda git, Antalya, Mersin’deki yurda git diyor. Tut ki tüm kapasite kullanıldı. Sadece 250 emekliden biri gidebilir. Ama hiçbiri gidemez. Çünkü emekliler yurtta kalma derdinde değil, kendi kirasını ödeme, karnını doyurma derdinde. Verdiğiniz para ile ev kirası verirsen aç kalırsın, karnını doyurursan sokakta kalırsın. Yazıklar olsun bu düzene. Değiştireceğiz bunu. Türkiye’nin dört bir yanına geldim. Sizlere iki şeyden bahsettim. Birisi, bu iktidar geldiğindeki en düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücretti. Doğru mu? Yani sizinle hiç uğraşmasa, size hiç ilişmese, bugün 17 bin liradan, toplam 1,5 asgari ücret, 26 bin lira emekli maaşı alacaktınız. 26 bin liradan, 10 bin liraya bu emekliyi düşürenlerden hesap soracağım. Efendim asgari ücret hesabı yapma, biz asgari ücreti artırdık diyor. Ne hesabı yapalım? Bu memlekette ne hesabı şaşmaz? Altın. Alın bir de altın hesabı yapalım. Bütün Türkiye görsün. Bu iktidar geldiği gün en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın alıyordu. Şimdi 10 bin lira 2,5 çeyrek altın almıyor. Yani her emeklinin, her birinizin cebinden, çantasından her ay 5,5 çeyrek altını alıp, çalan, kaçan bir düzen var. Emekliyi bu hale getirenlerden 31 Mart’ta hesap sordunuz. Sesinizi duymazlarsa onlardan hesabın büyüğünü ilk sandıkta soracaksınız.

BİR HAFTA GEÇ KALDI DİYE 17 SENE GERİYE BIRAKILANLAR VAR: Burada emeklilerin dışında bir de emekli olamayanlar var. Staj, çıraklık mağdurları. Çocuk yaşında stajyer olarak gitmiş. Sigortası başlamış. Parası yatmış. Çıraklık okuluna gitmiş. Sigortasını devlet yatırmış. Ama şimdi gelince o günden başlatmayız deyip emekli edilmeyen staj ve çıraklık mağdurları. Emekliliği 1999’da işe başlayan, bir gün önce emekli olsa geçen sene emekli olacak olup, bir gün geç kaldı diye, bir hafta geç kaldı diye 17 sene geriye bırakılanlar var. Emeklilikte kademe bekleyenler var. Onların sesini duyuyoruz. Duyurmaya devam edeceğiz. SSK kökenliler, 7 bin 200 günde emekli olurken, 9 bin gün istenen Bağ-Kurluların. Aynı zamanda Bağ-Kurlu olduğu için Çukurova’da pamuk, Ege’de tütün, Karadeniz’de çay yapıp ama vaktiyle kuponunu kaybedenler, belgeleyemeyenler, mevcut belgesi kabul edilmeyenler var. Onların emeklilik analarının ak sütü gibi helaldir. Hepsini birden haykırmaya devam edeceğiz. Aramızda mavi bereleri ile kahramanca hepimiz için canlarını ortaya koyan emekli astsubaylar var. Onların şahsında, sözleşmeli erinden, en üst rütbesine kadar tüm silahlı kuvvetler personeline alkış alalım. Astsubaylar emekli olamıyor. Niye olamıyor? Çocuk okuyor, ev kira, emekli olunca maaş yarıya düşüyor. O yarıya düşen maaşla geçinemeyeceği için emekli olamıyor. Olduğunda, yaşı dolduğunda da sefalete sürükleniyor. Sadece astsubayların değil kadro ve emeklilik hakları bulunmayan uzman erbaşların, sözleşmeli er ve erbaşların, kadro ve istihdam haklarını, ayrıca emekli yüzbaşıların, emekli binbaşıların benzer sorunlarını, her kademede görev yapanların özlük haklarını ayrı ayrı savunuyoruz. Onlara vatanı minnet borçluyuz. Şehitleri, gazileri var. Bu sesi duyun. Ayrıca dün Milli Savunma Bakanı divan başkanıydı. OYAK Genel Kurulu yaptılar. Bütün personelden, astsubaydan, subaydan kesilen yüzde 10 ile biriktirilen OYAK. Bir yıl parayı işletmiş ve diyor ki nema yüzde 77. Resmen bizim için canını ortaya koyanların cebinden parasını çaldılar. Bakın 2023. Bu portföyü Koç Holdingin portföy yöneticileri yönetse yüzde 720. Sabancı Holding yüzde 285. Yüzde 230’dan aşağıya portföy getirisi yok. OYAK’ta enflasyon kadar. Sözde TÜİK enflasyonu kadar portföy yönettik diyorlar. Bunun adı haksızlık değil hırsızlıktır. Yazıklar olsun. Ekonomi, öncelik belirleme işidir. Siyaset öncelik belirleme işidir. Ekonomik tercihler sizin kimin adamı, kimin hükümeti, kimin yanında olduğunuzu gösterir. 16 milyon emekli, 32 milyon çalışan. 48 milyon kişiye ödenen para, tüm emeklilere ödenen para bütçede faize ödenenden çok daha az. Ayrıca emekliler sadece toplam aylıkları milli gelirin birkaç sene önce yüzde 7’sine denk gelirken, geçen sene 4 milyonun üzerinde eklenen EYT’ye rağmen milli gelirin yüzde 5’ine düştü payları.

BU GULYABANİNİ AL, SARAYA GÖTÜR: Birileri emeklilikte yaşa takılanları, vallahi yapmam, kaybedeceğimi bilsem yapmam derken, seçimin gittiğini görünce emekli ettiler. Ama o emeklilerin maaşını mevcut emeklilere ödettiler. Onu bile ödemediler. 7’den 5’e düşürdüler. Her türlü ekonomik krizde, her türlü kemer sıkmada herkesin aklına emekliler geliyor. Herkesin aklına emekçiler geliyor. Herkesin aklına yoksullar ve garibanlar geliyor. Güya IMF ile çalışmıyorlar. IMF olsa emekliye zam verme diyecek, vermiyorlar. Öğretmeni atama diyecek atamıyorlar. Astsubayı duyma diyecek, duymuyorlar. Yoksullara kemer sıktır diyecek, kemeri yoksula sıktırıyorlar. Başımızda bir gulyabani var. IMF değil ama IMF’nin hayaleti aramızda dolaşıyor. Mehmet Şimşek, beni dinle. Bu gulyabanini al, saraya götür, emeklinin yakasından insin, birazcık zenginlerden alsın. Zenginlerden istesin. Saraya git. Seni istemiyoruz. Yoksulun sırtından düş. Onu saraya götürün. O biraz da zenginlerin penceresine gitsin. Biraz da zenginlerle uğraşsın. Bu garibanı, emekliyi bıraksın artık. Geçtiğimiz haftalarda emeklilerle, emekçilerle DİSK ile vergide adaleti gündeme getirmeye çalıştık. Bir kez daha söylüyorum. Türkiye’de 100 lira vergi toplanıyor, bunun 64 lirası sadece herkesin eşit ödediği dolaylı vergiler. Yani öğrencinin elektrik faturasında da fabrikatörün, yalı sahibinin elektrik faturasında da aynı vergi var. Emekli de aynı vergiyi veriyor. Alışveriş yaptığında multimilyoner de. Yüzde 64. Geriye kalanın 3’te 2’si, yani yüzde 25’i ücretlerden alınıyor. Yani emekçilerin, memurların, devlette ve özelde çalışanların maaşlarından kesiliyor. Ne yaptı? 89. Peki 100 liranın sadece 11 lirası, zenginlerin yandaş müteahhitlerin, büyük ihaleleri kapanların, dünyanın dört bir yanına ihracat ve ithalat yapanların kazandığı toplam paradan yüzde 11. Yüzde 89 emekli, emekçi ve çiftçiden, Bağ-Kurludan, herkesten alınan vergi. 100 liranın 90’ını zenginden 10’unu bizden toplayacaklarına, 100 liranın 90’ını bizden, 10’unu zenginlerden topluyorlar. İşte kaynak arayana, kaynak buradadır. Vergide adalet en temel talebimizdir. Vergide adalet getireceğiz.

15 MADDEYİ EL BİRLİĞİ İLE YAPACAĞIZ:Bir yandan CHP derdinizi dile getirmeye, görünür kılmaya, bu coşkulu meydanın sesini duyurmaya çalışırken, bir yandan çözüm önerilerini dile getiriyor. Şimdi Sayın Erdoğan’a, Sayın Bahçeli’ye, siyasi partilerin kıymetli liderlerine çağrıda bulunuyorum. 15 madde. 15’ini yapacağız, el birliği ile yapacağız. Bu meydanın yüzünü güldüreceğiz. 16 milyonun yüzünü güldüreceğiz. Var mısınız?

1- En düşük emekli aylığının hiçbir dönemde asgari ücretten az olamayacağını yasal düzenlemeye bağlayalım.
2- Prim güncelleme kat sayısı, aylık bağlama oranı, aylıkların alt sınırını hakkaniyetli ölçüde artıralım.
3- İntibak yasası çıkararak 2000 öncesi, 2000-2008 arası, 2008 sonrası ayrımlarını ortadan kaldıralım.
4- Emeklilerimize ciddi yük oluşturan ilaç katılım paylarını, fiyat farklarını, muayene ücretlerini mutlaka artık ortadan kaldıralım.
5- Emeklinin ortezlerinden, protezlerinde, ayağını kaybetmiş, bu vatan, millet için, evlatları için çalışırken ekmek parası kazanırken ama protezi var. Eskimiş. Takılması gerekiyor. Verdikleri para olması gerekenin 30’da, 20’de biri. Ortezde, protezde en iyisi emekliye hemen ödenmelidir. Aksini asla kabul etmiyoruz.
6- Emeklilere sendikal örgütlenme hakkı tanınmalı. Emekli sendikalarına yıldırma amaçlı kapatma davaları derhal geri çekilmelidir.
7- Emekli bayram ikramiyeleri asgari ücret seviyesine çıkarılmalıdır.
8- Kurumların özel sandıklarından emekli olanlar, banka gibi kuruluşlar, özel bankaların kendi sandıklarından emekli olanların bayram ikramiyeleri eşitlenmeli. İlaç katkı payları düşürülmeli. Onlara da promosyon ödemesi yapılmalıdır.
9- Emekliler için emekli kart çıkarılmalı. Elektrik, doğalgaz, su faturalarında yüzde 25 ile 40 arasında indirim yapılmalıdır.
10- Emeklikte kademe bekleyenlerin, staj ve çıraklık mağdurlarının, emekli askerlerin sorunları çözülmelidir.
11- 65 yaş üstü ulaşım sorunu asla bir daha, hiçbir emeklimizi rencide etmeyecek şekilde, şoför esnafını da düşünerek, onları karşı karşıya bırakmadan, kanun yoluyla, devlet eliyle, şoförün değil devletin cebinden çözülmelidir.
12- Çalışmak zorunda kalan emeklilerden SGK destek primi kesilme uygulaması bitirilmeli.
13- Emeklilerin kredi ve kredi kartı borçları bir sefere mahsus bütün faizleri silinerek, beş yıla bölünmeli. Bu kamburdan emekliler kurtarılmalıdır.
14- Vergide adalet mutlaka sağlanmalı. Herkesten kazancı ölçüsünde vergi almalı. Dolaylı vergiler kademeli olarak sıfırlanmalıdır.
15- Buradan hem hükümete hem de muhalefete çağrımızdır. Gelin bu sorunları hep birlikte çözelim. Bu adımları atalım.”

(HABER MERKEZİ)