Bir bebek evinde yaşamak
Simon Fisher Turner ve Colin Lloyd Tucker'ın ruhlarının derinliklerinde, Gemini Forque ve Claudine Coule’a dönüşmeye ihtiyaçları vardı. Bir bebek evinde yaşamaya ve bir bebek evi müziği yapmaya...
Bazen bir bebek evinde yaşayan küçük bir oyuncak bebekmişim gibi hissediyorum. Minyatür yazı masamda minyatür yazılarımı yazıyormuşum, gözlerim plastiktenmiş, giysilerim oyuncak bebek giysileriymiş gibi. Hiçbir şey gerçek gibi gelmiyor. Sadece kendi küçük dünyamda yaşamak ve müziğin içinde kaybolmak istiyorum.
Böyle zamanlarda bana eşlik eden Deux Filles’in müziği ise nedense bir bebek evinde yaşayan iki oyuncak bebeğin yaptığı bir müzik gibi geliyor bana. Biraz ürpertici, biraz romantik, biraz çocuksu, çokça nostaljik…
Tüm oyuncak bebekler gibi son derece trajik hayatlar sürmüş bu iki genç kızın dünyasına girdiğimde, onlardan biriymişim gibi hissediyorum kendimi. Onların kayıp kız kardeşiymişim gibi!
KAYIP DUYGUSUYLA BAŞ EDEBİLMEK
Deux Filles’i kuran iki Fransız kız Gemini Forque ve Claudine Coule’un öyküleri ise aşağı yukarı şöyle: Kızlar ilk gençlik yıllarında Lourdes’a yaptıkları bir seyahatte tanışıyorlar. Bu tatilde Coule’un annesi korkunç bir akciğer hastalığına yenik düşüyor, Forque’nin annesi ise bir araba kazasında hayatını kaybediyor.
Annelerini kaybeden iki kız kayıp duygusuyla baş edebilmek için birbirlerine tutunuyor ve zaman içinde müzik yapmaya başlıyorlar. 'Silence & Wisdom' (1982) ve 'Double Happiness' (1983) adında birbirinden tuhaf ve muhteşem iki albüm kaydediyorlar.
BEBEK EVİ MÜZİĞİ
Ambient, post-punk ve dream pop sularında gezinen, acı ve melankoli yüklü bir bebek evi müziği oluyor onların müziği… Avrupa ve Kuzey Amerika turnelerinden sonra ise Algiers’e gidiyorlar ve orada sırra kadem basıyorlar.
Bir daha onlardan asla haber alınamıyor; tabii, Coule’dan gelen tek bir mektup dışında. Kendilerini bulmak adına, ruhani bir arayış içinde, Hindistan’a gittiklerini yazıyor Coule bu son mektubunda. Sonrasında ise kızların bir tarikata katıldıkları ya da orada öldükleri tahmin ediliyor. Böylece iki Fransız kızın kısacık müzik kariyeri de son buluyor.
Evet, öykü bu… Neredeyse Dickens yazmış gibi, öyle değil mi? Ama ne yazık ki (ya da neyse ki) bu iki kızın fırfırlı elbiselerinin üzerine takmayı pek sevdikleri o kuğu beyazı inci kolyeler kadar sahte.
Gerçekte, Gemini Forque ve Claudine Coule aynı anda annelerini kaybetmiş iki üzgün Fransız kız değildi. Aslında, onlar ne üzgünlerdi ne genç kızlardı ne de Fransız. Onlar eski The The üyeleri Simon Fisher Turner ve Colin Lloyd Tucker’dan başkası değildi.
DEUX FILLEX NASIL DOĞDU?
Londra’nın güneyinden gelen Turner ve Tucker 1980’lerin başında, canlı performanslarda onları yakından gören izleyiciler dahil, bir şekilde herkesi kandırmayı başarmıştı. İyi ama bunu neden yapmışlardı? Bana kalırsa bu, çok eğlenceli olmakla birlikte, kostümlerle ve kimliklerle oynanan basit bir oyundan çok daha fazlasıydı.
Romantik oyuncak bebek giysileri giyip müzik yapma fikri bir rüyada gelmişti Turner’a. Bu rüyayı Tucker’la paylaştığında da Deux Filles doğmuştu. Yani önce oyuncak bebekler gelmiş, müzik ise sonradan onlara göre şekillenmişti. Tabii, mecburen erkek vokalleri yerine mırıl mırıl konuşmalar içeren, o tekinsiz bebek evi duygusuyla…
Bence Turner ile Tucker’ın, ruhlarının derinliklerinde, Gemini Forque ve Claudine Coule’a dönüşmeye ihtiyaçları vardı. Bir bebek evinde yaşamaya ve bir bebek evi müziği yapmaya. Bu müziği kendi kimlikleriyle yapamayacaklarını düşündükleri için, sonunda içlerinde kim bilir ne zamandır uykuda bekleyen bu kızları uyandırmışlardı.
Ancak bazen yüzümüz, taktığımız maskenin şeklini alır. Güney Londralı ikili başlarda sadece konserlerde Gemini ve Claudine gibi davranırken, sonraları şehir merkezinde de onlar gibi gezmeye, kafelere giymeye, alışveriş yapmaya başlamışlardı. Belki de onları Hindistan’a göndermeleri de bu yüzdendi: Onların her yeri kaplamalarından ve kendilerine hiçbir şey bırakmamalarından korkmuşlardı.
Gemini Forque ve Claudine Coule 2016’da müzik sahnesine geri döndüklerinde Deux Filles çoktan kült bir oluşum haline gelmişti. Gerçi eski fotoğraflarına baktığımda insanların nasıl olup da onların gerçek kimliğini çözemedikleri şaşırtıyor beni. Ama öte yandan, bunu son derece mantıklı da buluyorum.
Kızlar insanların içinde uykuda bekleyen diğer oyuncak bebeklere hitap ettiklerinden, hiç kimse ama hiç kimse gerçeği ortaya çıkarmak istememişti. Bir ruh çağırma seansında fincanın kendiliğinden hareket ettiğine inanmak isteyen çocuklar gibiydi hepsi. Eh, ne de olsa büyülü bir öykü daima sıkıcı bir gerçekten iyiydi.
Evet, bazen ben de bir bebek evinde yaşayan küçük bir oyuncak bebekmişim gibi hissediyorum. Minyatür yazı masamda minyatür yazılarımı yazıyormuşum, gözlerim plastiktenmiş, giysilerim oyuncak bebek giysileriymiş gibi… Hiçbir şey gerçek gibi gelmiyor. Sadece kendi küçük dünyamda yaşamak ve müziğin içinde kaybolmak istiyorum.
Böyle zamanlarda bana eşlik eden Deux Filles’in müziğini ise hiçbir şeye değişmeyeceğimi düşünüyorum.