Bir günde 66 gazeteci hakim karşısına çıkacak
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Hiç kimse, eleştirisi veya düşünce açıklaması nedeniyle özgürlüğünden yoksun bırakılamaz" diyerek duyurduğu İnsan Hakları Eylem Planı'nı açıklamasından iki gün sonra 66 gazeteci aynı gün çeşitli davalarda hakim karşısına çıkacak. DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren, “Bir günde bu kadar çok davanın olması basın ve ifade özgürlüğünde nerede olduğumuzun bir göstergesidir" dedi.
DUVAR - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dün İnsan Hakları Eylem Planını açıklarken “Basın, yayın ve internet yoluyla işlenen suçlarda, muhakeme şartı olan süreleri, ifade özgürlüğünü güçlendirmek amacıyla yeniden ele alıyoruz. İfade ve basın özgürlüğüne ilişkin standartları yükseltmek için gazetecilerin mesleki faaliyetlerinin kolaylaştırılmasına yönelik tedbirler geliştiriyoruz” ifadelerini kullanmıştı. Ancak yarın değişik illerde 12 ayrı davadan toplam 66 gazeteci hakim karşısına çıkacak.
Uluslararası Basın Enstitüsü’nün (IPI) Uluslararası Basın Özgürlüğü Misyonu Raporu’na göre cezaevlerinde 77 gazeteci bulunuyor. Bunun yanı sıra çok sayıda gazeteci, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle yargılanıyor. Yarın (4 Mart) yapılacak olan duruşmalar ve yargılanacak olan gazetecilerin isimleri şöyle:
KCK BASIN DAVASI
20 Aralık 2011 tarihinde Dicle Haber Ajansı, Özgür Gündem, Azadiya Welat, Demokratik Modernite ve Fırat Dağıtım’da çalışan 46 gazeteci gözaltına alındı. Yaptıkları röportajlar, çektikleri fotoğraflar, takip ettikleri basın açıklamaları, notları, haber kaynakları ile konuşmaları ve telefonlarında bulunan haber kaynaklarının isimlerine kadar birçok gazetecilik faaliyetleri suç sayılan gazeteciler hakkında "örgüt üyeliği”, "örgüt yöneticiliği” ve "örgüt propagandası” suçlamaları ile dava açıldı. Kamuoyunda "KCK Basın Davası"nı olarak da bilinen ve 9 yıldır devam eden davanın 21’inci duruşması İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
DAVADA YARGILANANLAR
Nurettin Fırat, Ertuş Bozkurt, Mazlum Özdemir, Turabi Kışın, Ramazan Pekgöz, Şeyhmus Fidan, Hüseyin Deniz, Yüksel Genç, Nevin Erdemir, Semiha Alankuş, Davut Uçar, Kenan Kırkaya, Sibel Güler, Mehmet Emin Yıldırım, Zuhal Tekiner, İrfan Bilgiç, Ömer Çelik, Haydar Tekin, Ömer Çiftçi, Selahattin Aslan, Dilek Demiral, Nahide Ermiş, Çağdaş Kaplan, Nilgün Yıldız, Çiğdem Aslan, Cihan Albay, Sadık Topaloğlu, Ayşe Oyman, İsmail Yıldız, Fatma Koçak, Oktay Candemir, Pervin Yerlikaya Babir, Çağdaş Ulus, Zeynep Kuray, Şerafettin Sürmeli, Eylem Sürmeli, Sultan Güneş Ünsal, Murat Eroğlu, Evrim Kepenek, Hamza Sürmeli, Arzu Demir, Ziya Çiçekçi, Saffet Orman, Enis Yalçın, Mikail Barut, İsmet Kayhan.
ÖZGÜR GÜNDEM DAVASI
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Özgür Gündem gazetesinin Eş Genel Yayın Yönetmenleri Hüseyin Aykol, Zana Kaya, gazetenin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya ile Kürt siyasetçi Hatip Dicle’nin “Hükümeti, yargı organlarını veya emniyet teşkilatını alenen aşağılama” ve “Türk milletini, cumhuriyetini ve Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılama” suçlamalarıyla yargılandığı davanın 18'inci duruşması İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Yine Özgür Gündem ile dayanışmak için başlatılan Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyasına katılan Gazeteci Can Dündar ile gazetenin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya’nın “kamu görevlisine hakaret” suçlamasıyla yargılandığı davanın 16’nci duruşması Çağlayan’da bulunan İstanbul 2’nci Asliye ceza Mahkemesi’nde görülecek.
ABDULLAH KAYA DAVASI
Ağrı Dağı'nda 3 Eylül 2014’te düzenlenen "Barış ve Doğa Festivali”nde haber takibi yaptığı gerekçesiyle hakkında, "örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek isteyerek yardım etmek" iddiasıyla dava açılan ve KHK’yle kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Abdullah Kaya'nın yargılandığı davanın 10'uncu duruşması görülecek.
HAYKO BAĞDAT DAVASI
2017 ve 2018’deki dokuz sosyal medya paylaşımı gerekçe gösterilerek “örgüt propagandası yapmak” ile suçlanan gazeteci Hayko Bağdat’ın yargılandığı davanın duruşması İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
EFRİN PAYLAŞIMLARI DAVASI
Gazeteciler Sibel Hürtaş ve Hayri Demir’in, Türkiye’nin Efrin’e yönelik operasyonuna ilişkin haber ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” ve “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamalarıyla yargılandığı davanın duruşması Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
OKTAY CANDEMİR DAVASI
Belediyelere yönelik kayyım operasyonlarıyla ilgili bir sosyal medya paylaşımı nedeniyle “Erdoğan’a hakaret etmek” ile suçlanan gazeteci Oktay Candemir’in yargılandığı davanın duruşması Van 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
ARİF ASLAN DAVASI
Haber takibi sırasında kayyım atanan Van Büyükşehir belediyesi binası çevresinde çekim yaptığı gerekçesiyle “örgüt üyeliği” suçlamasıyla tutuklanıp, daha sonra tahliye edilen Gazeteci Arif Aslan’ın yargılandığı davanın duruşması Van 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
ROJHAT DOĞRU DAVASI
Kobanê eylemleri sırasında tanık Rıdvan Özdemir'in, “Bir elinde kamera diğer elinde silahla ateş ettiğini” ileri sürdüğü Gelî Kurdistan TV eski kameramanı Rojhat Doğru hakkında; “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak”, “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası yapmak” suçlamalarıyla açılan davanın duruşması Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
KAYYIM PROTESTOSU DAVASI
Belediyelere yönelik kayyım operasyonlarıyla ilgili HDP’nin 20 Ağustos 2019 tarihinde İstanbul Kadıköy’de düzenlediği protesto gerekçesiyle eylemciler ile Özgür Gelecek gazetesi muhabiri Taylan Öztaş ve ETHA muhabiri Tunahan Turhan’ın da aralarında olduğu 38 kişinin “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” suçlamasıyla yargılandıkları davanın duruşması İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
TARAF GAZETESİ DAVASI
Kapatılan Taraf gazetesinde yayınlanan “Egemen harekât planı” adlı belge nedeniyle muhabir Mehmet Baransu ve gazete yöneticileri Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur’un “örgüt üyeliği” ve “devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak” suçlamasıyla yargılandıkları davanın duruşması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
EREN: NEREDE OLDUĞUMUZU GÖSTERİYOR
Devrimci İşçi Sendikaları (DİSK) Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren, bir günde 66 gazetecinin hakim karşısına çıkmasının Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğünün ne kadar vahim bir durumda olduğunun tipik bir göstergesi olduğunu söyledi. Eren, Türkiye’nin bir gazeteci cehennemi olduğunu yıllardır ifade ettiklerini belirterek, “Bir günde bu kadar çok davanın olması basın ve ifade özgürlüğünde nerede olduğumuzun bir göstergesidir. Çeşitli vesilelerle sürekli açıklama yapıyoruz. Hiçbir açıklama durumu bu kadar açık ve güzel bir şekilde anlatamaz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün açıkladığı “İnsan Hakları Eylem Planı”nı hatırlatan Eren, “Zaten mevcut anayasa uygulansa, yargı emirle değil de gerçekten hukukla işlese bu yargılamaların hiçbiri olmayacak. Hatta sadece gazeteciler değil içeride tutulan tüm düşünce suçluları serbest bırakılacak. Yeter ki anayasa uygulansın. Ama ne AYM ne de AİHM kararlarını uyguluyorlar. Keyfi bir uygulama sürüyor. Dediğim gibi hiçbir açıklama veyahut başka bir şey Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğünün ne durumda olduğunu bu kadar açık bir şekilde gösteremezdi” diye konuştu.
‘ÖZGÜRLÜĞÜ YOK EDİYORLAR’
Erdoğan’ın açıkladığı bildirinin siyasi bir manevra olduğunun altını çizen Eren, gazeteciler için bunun bir inandırıcılığının olmadığını söyledi. Erdoğan’ın “Kimse sosyal medya paylaşımları nedeniyle yargılanmayacak” dediğini hatırlatan Eren, “Ama birçok gazeteci sosyal medya paylaşımları nedeniyle yargılanıyor. Hatta sosyal medya paylaşımları nedeniyle gazeteciler hakkında en çok dava açan kendisi. Bu söylenenlerin bir karşılığı yok. Eğer gerçekten bir demokratikleşme yaşanacaksa var olan yasaları ve AİHM kararlarını uygulasın mahkemeler. Bizler başta meslektaşlarımız hakkında açılan davaların düşürülmesini ve tutuklu meslektaşlarımızın serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Ama sadece gazeteciler için değil bütün düşünce suçluları, siyasetçiler için aynı talebimizi dile getiriyoruz. Bizler demokratik bir ülkede yaşamak istiyoruz. Bunun koşullarından birisi de basın ve ifade özgürlüğüdür. Ama bu özgürlüğü yok eden iktidarın kendisidir” dedi.