Bir Kutup Ayısı Kapını Çalarsa: Toplumsal uyum gerçekten olumlu mu?

Jion Sheibani'nin 'Bir Kutup Ayısı Kapını Çalarsa' kitabı Timaş Çocuk Yayınları tarafından yayımlandı. Kitap, konusu ile, küresel ısınma ve iklim değişikliği, toplumsal uyum, farklılıklara olan hoşgörü ve mültecilik kavramı gibi birden fazla noktaya dikkat çekiyor.

Google Haberlere Abone ol

Melike Sargın

Bu haftaki nitelikli çocuk kitabı örneğimiz, Jion Sheibani tarafından yazılan ve çizilen, Timaş Çocuk Yayınları’ndan çıkmış olan 'Bir Kutup Ayısı Kapını Çalarsa'. Hem konusu ile hem de görselleriyle oldukça başarılı bir kitap 'Bir Kutup Ayısı Kapını Çalarsa'. Hemen hemen her yazımda belirttiğim gibi nitelikli bir çocuk kitabının en önemli özelliklerinden olan, öğretme gayesinden uzak olması ve çocukların düşünme becerilerine katkı sağlar düzeyde olması gerekliliğini bu kitapta bulabiliyoruz. Kitap, konusunun güzelliğinin yanında çizimleri ile de dikkat çekici. Kitabın sayfalarındaki çizimleri bir çırpıda geçmemeniz, çizimler üzerinde uzun uzun durmanız gerekecek.

Kitabın konusu, yaşadıkları yerden ayrılmak zorunda kalan Kutup Ayıları’nın, bavullarla olan yolculuğunun sonunda geldikleri yeni yeri ve yaşamlarını anlatıyor. Kutup Ayıları, yolculuklarının sonunda- yolculuk ile ilgili hiç bilgi yok- Lili ve dedesiyle karşılaşıyor. Bu karşılaşma sonucunda Kutup Ayıları’nın şehir hayatıyla tanışmaları ve şehir hayatına uyum süreci anlatılıyor. Lili’nin, Kutup Ayıları’nı şehirle tanıştırmasıyla bu duruma çocukların çok sevindiğine ancak yetişkinlerin sevinmediğine ve yetişkinlerin, çocuklara göre daha tedirgin bir tutum takındıklarına şahit oluyoruz. Yetişkinler, Kutup Ayıları’nın çok büyük olduğunu ve hatta onların, kendilerini yiyebileceklerini düşünüyorlar. Bir zaman sonra Kutup Ayıları, toplum içinde kabul görmeye başlıyor ve Kutup Ayıları’nın topluma adapte olduklarını görüyoruz.

MÜLTECİ OLMAK SADECE İNSANLARA HAS BİR KAVRAM MIDIR?

Kitap, konusu ile birden fazla noktaya dikkat çekiyor. Bunlar; küresel ısınma ve iklim değişikliği, toplumsal uyum, farklılıklara olan hoşgörü ve mültecilik kavramı. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin dünyanın geleceğini tehdit eder boyutlara ulaştığını biliyoruz. İklim değişikliğinin gezegenimize etkisi incelendiğinde buzulların erimesi, gezegeni ve canlıları tehdit eden durumlardan sadece biri. Hikayedeki Kutup Ayıları’nın yolculuğu işte böyle bir iklim krizi sonucu başlıyor. Hiç bilmedikleri, kendilerine çok yabancı olan bir yere göç ediyorlar. Burada şu soruyu sorabiliriz; “Mülteci olmak meselesi sadece biz insanlara has bir kavram mıdır?” Buzulların erimesiyle mülteci olmak ya da savaşlar sonucunda mülteci olmak. Burada aslında mülteci olan hayvanları görüyoruz. İnsanların savaşlar sonucunda ülkelerini terk etmelerinden çok da farklı bir durum değil bu.

Bir Kutup Ayısı Kapını Çalarsa, Jion Sheibani, Çevirmen: Gizem Şakar, 36 syf., Timaş Çocuk Yayınları, 2020.

Kutup Ayıları’nın topluma ayak uydurmaya çalışmaları ve diğer insanlara benzeyerek, onlar gibi olmaya çalışmalarını olumlu bir kavrammış gibi “toplumsal uyum” olarak adlandırsak da aslında kendilerine ait özelliklerini, onların kendi gibi olma hallerini yok eden bir süreç işliyor. İnsanların mülteci olarak bir yere gidip oraya adapte olmaya çalışması, uyum sağlaması ve o topluma benzemesi ile Kutup Ayıları’nın göç etmesi ve şehirdeki insanlar gibi olup, toplumda yer almaya çalışması arasında neredeyse fark yok. Hikayenin konusundan anlaşılan diğer kavram ise şehirdeki insanların önce Kutup Ayıları’ndan korkup sonra onların iyi olduklarını gördükten sonra onları kabullenmeleri. Elbette insanlar ya da diğer canlılar kendilerine gelebilecek zararlardan korunmak ve karşısındakinin iyi davranışlar sergilemesini isterler. Ancak bunu şöyle bir soru ile biraz sorgulamalıyız: Şehirdeki insanlar Kutup Ayıları’nı gerçekten farklılıkları ile mi kabullendi yoksa Kutup Ayıları topluma uyum sağlayıp diğer insanlar gibi olmaya başladıktan sonra mı kabullendiler? Çünkü burada Kutup Ayıları, evet iyi davranışlar sergilediler, topluma zarar vermediler ama o göç ettikleri topluma uyum sağlamak adına değiştiler ve şehirdeki insanlar gibi oldular. Acaba Kutup Ayıları kendilerine ait kimliklerini mi kaybettiler? Toplum onları, kendilerine benzedikten sonra mı kabullendi? Gibi sorular sorulabilir ve bu sorular çoğaltılabilir.

Kitap, içeriği ve çizimleri ile hem çocukları hem de yetişkinleri düşünmeye zorluyor ve kitap üzerine sorular sormaya itiyor. Kitabı, yetişkinlerin çocuklarıyla birlikte okumaları ve çizimleri incelerken bu sorular üzerinde durmaları önemli. Çünkü bu sorular, çocukların sorgulama, analitik düşünme ve eleştirel düşünme gibi düşünme becerilerine katkı sağlayacaktır. Ebeveynlerin yanı sıra çocuklarla çalışan her eğitimcinin bu kitabı okumasını ve bu nitelikli çocuk edebiyatı eserini çocuklarla paylaşmalarını öneriyorum.