Bir sahil kandırmacası Göcek: Mahkeme imar planlarını iptal etti ancak marina çoktan bitti

Çevre Bakanlığı'na bağlı MUÇEV, Göcek Limanı'nı devralıp yat limanı yaptıktan sonra sahilde yürümek 'yasak' oldu. Göcekliler imar planına karşı açtıkları davayı kazandı ancak bu süreçte inşaat bitti.

Google Haberlere Abone ol

MUĞLA- Muğla'nın Fethiye ilçesine bağlı Göcek’in mavinin her tonunu görebileceğiniz eşsiz cennet koylarını bilmeyen yoktur. Ancak turizmle geçinen bu mahalle tehdit altında. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bünyesinde kurulan ve kurulduğu günden bu yana tartışmaların odağında olan Muğla Turizm Çevre Vakfı (MUÇEV) Turizm ve Ticaret Limited Şirketi, Göcek Limanı’nı devralıp yat limanı yaptıktan sonra halk sahilde yürüyemez hale gelmiş. Çünkü tel örgülerle çevrilen sahilde yürümek ‘yasak’. Bölge sakinleri yat limanına izin veren imar planlarının iptali talebiyle dava açtı ve kazandı ancak marina neredeyse bitti. Dün bölgeyi gezdik, yurttaşları dinledik.

 Tel örgülerle çevrilen sahilde yürümek ‘yasak’

Yeşillikler içindeki Göcek’te kime dokunsak bin ah işitiyoruz. Doğma büyüme Göcekliler de sakin bir hayatı tercih edip sonradan Göcek’e yerleşenler de aynı dertten muzdarip. Bölge sakinleriyle birlikte Göcek'i geziyoruz. Sahile vardığımızda karşılaştığımız manzara karşısında şaşırıyoruz. Sahil şeridi boyunca boydan boya teller çekilmiş. Telin deniz tarafı MUÇEV’e ait marina. Marina bitmiş ve tekneler bağlanmış bile. Tellerin yol tarafında ise bölge sakinleri yürüyüş yapıyor. Kapıya gidip deniz kenarında yürümek istediğimizi söylediğimizde ‘yasak’ cevabını alıyoruz. Sadece fotoğraf çekmemize izin veriyorlar. Bir umut tüm sahil yürüyoruz ancak deniz kenarında oturup soluklanabileceğiniz bir alan yok. Manzara görmeyi umduğunuz çoğu yer ise teknelerle dolu.

'MEZARIM BURADA OLSUN'

Bu sırada 32 yıldır Gecek'te yaşayan Hasan Şimşek ‘İleride Göcekliler, teknelerini bağlayacak yer bulamayacak. Daha çok tekne gelecek. Marina fiyatları zaten çok yüksek. Bunlarla birlikte daha da yükselecek’ diyor ve ekliyor: ‘MUÇEV gelmeden önce burada TURMEPA ve Deniz Ticaret Odası’nın yaptırdığı atık alım istasyonları vardı. Rıhtımdaki her tekne atıklarını buraya verebiliyordu. MUÇEV’in gelişiyle birlikte bu sistem kaldırıldı. Bir tane atık alım noktası koydular, ona da kimse yanaşamıyor. Bu nedenle günlük tur teknelerinin hemen hemen hepsi atığını denize boşaltıyor. Dolayısıyla deniz kirlenmeye başladı. Şu an Göcek Koyu’nda denize girecek bir yer yok. Ancak açığa gitmeniz gerek, kıyıdan giremezsiniz. Rüzgâr güneyden estiği için denizin yüzeyindeki bütün pislikleri buraya taşıyor. Ben eski deniz subayıyım. Türkiye’nin bütün kıyılarını dolaştım ama en güzeli burası. Mezarımın da burada olmasını istiyorum. Biz buraya mutlu olmaya geldik ama huzurumuz kaçacak. Buraya tel örgü çektiler. İçeri girmemiz engelleniyor. Sahili kamuya kapattılar.’

BÖLGE SAKİNLERİ DAVAYI KAZANDI

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 17 Temmuz 2020 tarihinde yat bağlama iskelesi amaçlı imar planları yapmış. Bölge sakinleri de söz konusu imar planlarıyla uluslararası öneme sahip Göcek’in halkın kullanımından alınarak özel şirketlere tahsis edileceği ve Göcek Körfezi’nde tekne kapasitesinin aşırı derece aşılmasına neden olacağı ve koyun kirleneceği gibi nedenlerle imar planlarının iptali talebiyle dava açmış. Davanın sonucunu açıklamak üzere bölge sakinleri Göcek Halk Evi önünde toplanıyor ve ‘Göcek iskelesi halkındır’ pankartı açıyor.

'DÜNYANIN GÖZ BEBEĞİ’

Burada dava süreci hakkında Göcek Halk Meclisi adına bilgi veren bölge sakinlerinin avukatı Bora Sarıca, Göcek sahilinin tel örgülerle kapatılarak Göcek halkının denizle ulaşımının engellenmesinin önüne geçmek için açtıkları davanın Göcek halkının lehine sonuçlandığını duyuruyor. Sarıca kararı ve önemini özetle şöyle anlatıyor: "Muğla 3. İdare Mahkemesi, Göcek kıyı alanının, kamunun erişimine kapatılmasının, Kıyı Kanunu ve Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine aykırı olması hususları dikkate alarak, planın; şehircilik ilkelerine, planlama tekniklerine, planlama esasları ve kamu yararına uygun olmadığı kanaati ile dava konusu imar plan değişikliği iptal edilmiştir.

Avukat Bora Sarıca, dava sürecini ve çıkan kararın anlamını açıkladı.

Göcek Koyu ve civarında bulunan farklı türlerin tekne trafiği, teknelerin oluşturdukları atıklardan oluşan kirlilikten kaynaklı nedenlerle zaten olumsuz yönde etkileniyorken bu etkilerin daha da artacağı, Göcek Koyu'nda taşıma kapasitesinin çok üzerinde bir yükün oluşmasına yol açacağı, dolayısıyla denizel ekosistem üzerinde negatif etki yaratacağı, halihazırda Göcek Koyu'nda doygunluğa ulaşmış olan tekne/yat bağlama kapasitesinin arttırılması ile bölge ve civarındaki ekosistemin olumsuz yönde etkileneceği nedenleriyle, dava konusu imar planı değişikliğinin planlama alanında olumsuz çevresel etkilerinin olacağı ve Özel Çevre Koruma Bölgesinin nitelikli yapısını zarara uğratacağı, dava konusu plan değişikliğinin, tanımladığı kullanım kararının sadece turizm talebine bağlı olarak getirilmiş bir kapasite artış kararı olmasının şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı açısından doğru bir planlama yaklaşımı ve stratejisi olmaması ve Göcek kıyı alanının kamunun erişimine kapatmak suretiyle, Kıyı Kanunu ve Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine aykırı olması hususları dikkate alındığında, şehircilik ilkelerine, planlama tekniklerine, planlama esasları ve kamu yararına uygun olmadığı da karar da yer almıştır.
Kararın derhal uygulanmasını, bugüne kadar yapılan tüm hukuksuz, haksız işlemlerin ve eylemlerin sona erdirilmesi talep ediyoruz.
Göcek Türkiye’nin ve Dünya’nın göz bebeğidir. Göcek’in korunması ve ranta kurban gitmemesi adına var gücümüzle emek harcamaya devam edeceğiz. Bizler Göcek’te yatlar arasından deniz değil, mavi sular arasından yatları görmek istiyoruz."

‘BELEDİYEYE İPTAL BAŞVURUSU YAPTIK’

Açıklamanın ardından sorularımı yanıtlayan Sarıca "Mahkemenin Göcek’e ilişkin imar planını iptal etmesiyle birlikte bugüne kadar yapılan her şeyin eski haline döndürülmesi gerekiyor. Mücadelenin en büyük ayaklarından biri belediyelerin bu işe sahip çıkması. Örneğin Fethiye Belediyesi burada yapı kullanma izin belgesini yürütmeyi durdurma kararından sonra veriyor. Biz belediyeye iptal başvurusu yaptık" diyor.

‘HUKUK KURALLARININ UYGULANMASINI İSTİYORUZ’

Açıklamaya katılan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer de ‘Burada tabiatın hakkını da, yerleşen yerleşmeyen herkesin hakkını da savunmak zorundayım. Buradaki hakların savunulması, Türkiye’deki bütün hakların savunulması anlamına geliyor. Aslında ‘burada hukuk uygulansın’ diyoruz. Biz partiler üstü olarak sorunlarımızı dile getiriyoruz. Biz sadece iktidardan değil, yerel yönetimlerden de hukuk kurallarını uygulamasını istiyoruz’ diye konuşuyor.

‘YARI AÇIK CEZAEVİ HALİNE GELDİ’

Zamanının bir bölümünü burada geçiren İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Taner Kazanoğlu da "Biz bu bölgenin çocuğuyuz. Burası yarı açık cezaevi haline getirildi. Yürüyüşümüze engel oluyor. Bunun bir izahı da yok. Hayatımızın son noktasını burada memleketimizde geçirmek istiyoruz ama burada yabancı haline geldik. AK Parti zengini seviyor, halkı seven bir anlayışı yok" diye konuşuyor.

‘DENİZ KİRLENECEK' 

Doğma büyüme Göcekli Ali Salgıncı ise yat işletmeciliği yapıyor. Salgıncı Göcek'te yaşananları şöyle anlatıyor: "MUÇEV buraya gelmeden önce 62 yat işletmecisi vardı. Buraya sırayla teknemizi bağlardık. Ama MUÇEV geldi, bize 24 tekneklik yer gösterdi. Bizim kullandığımız yeri ise diğer teknelere kiralamaya başladı. Biz burada mağduruz. Bizim yerimiz gasp edildi. Para uğruna, rant uğruna başkalarına verildi. Bizim başka bir işimiz yok, ekmek teknemiz bu ama bizi dışladılar. Bu kadar yat buraya fazla. Göcek artık boğuluyor. Burada yosun artacak, balıklar ölecek. Deniz kirlenecek. Binlerce teknenin atığı denize gidecek."

‘GÖCEK'İ GERİ İSTİYORUZ'

Son olarak 62 yaşındaki Fikret Kılıçaslan’ı dinliyoruz: ‘Teknemizi koyacak yerimiz yok. MUÇEV geldi, yerlerimizi gasp etti. Bizi iş yapamaz hale getirdiler. Biz Göcek’i geri istiyoruz.’